17.03.2017

60 5 1
                                    


İnandığım değerler değişmedi, inandığım insanlar değişti sadece. 


Kanada'nın soğuk havasını içime çekerek omuzlarımda duran battaniyeye sıkı sıkı sarıldım. Ahlat'tan kaçmak için neden dünyanın bir ucunu seçmiştim, bilmiyordum. Çağan sıcak bir ülkeye gitmeyi teklif etmişti ama onu reddetmiştim. Belki de soğuk havanın duygularımı uyuşturacağını veya hafifleteceğini düşünmüştüm. Yanılmışım.

Buraya geleli iki ay olmuştu. Artık ortamına alışmaya başlamıştım. Çağan olmasa muhtemelen alışamazdım ama beni hiç yalnız bırakmamıştı. Her gün beni eğlendirmek için bir şey buluyordu. Dün palyaço kostümü giyip tüm gün beni güldürmüştü. Ona sahip olduğum için çok şanslıydım.

''Çağıl, markete gideceğim. Bir şeye ihtiyacın var mı veya bir şey istiyor musun? ''

Kapıdan başını uzatıp bana gülümsemişti.


''Yok, bir şey istemiyorum. '' dediğimde beni onayladı ve kapıyı kapattı.

Buraya market yürüme mesafesindeydi. Evin konumu da iyiydi. Sanki çok bir önemi varmış gibi. Onu unutamamıştım. Böyle olacağını tahmin ediyordum ama onu merak etmeden duramıyordum. Çağan'ın gitmesini fırsat bilerek WhatsApp'a girdim ve profil fotoğrafından özlem gidermeye çalıştım. O sırada telefonum bilinmeyen bir numaradan arandı. Whatsapp'tan gelen çağrı ile kaşlarımı çatmıştım. Ama merakla aramayı cevapladım.

''Çağıl? '' dedi bir erkek sesi.

Duraksadım.

''Kimsiniz? ''

Sesim ürkek çıkmıştı.

''Günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum. Ama hattın hep kapalıydı. Ben Ahlat'ın arkadaşı Anıl. '' dediğinde nefesimi tutmuş diyeceklerini bekliyordum.

''Neredesin bilmiyorum ama sana yalvarırım geri dön. Onu hiç böyle görmemiştim. Hale'nin ölümünden sonra bile hiç böyle olmamıştı. Kendisine zarar verecek diye ödüm kopuyor. ''

Art arda sıraladığı cümleler ile gözlerim doldu. Kalbime çöken ağırlıkla dudaklarımı ısırdım.

''Aranızda ne geçti bilmiyorum. Ama durmadan seni sayıklıyor. Lütfen geri dön. Çok pişman. ''

Ne cevap verebilirdim bilmiyorum. Ama telefonu kapattım. Yakınımdaki sandalyeye zorlukla oturduğumda ağlamaya çoktan başlamıştım. Artık çok yorulmuştum. Gücüm yoktu.

Bana ihtiyacı varmış.

Bana ihtiyacı varmış.

Durmadan aynı cümleler zihnimde dolaşıyordu. Ne kadar öylece durdum bilmiyorum ama Çağan omzuma dokunduğunda sıçramıştım.

''Bir şey mi oldu? '' diye sormuştu şüpheyle.

Çağan'a söylemeden gidemezdim.

''Ahlat '' dedim ama devamını getiremeden hıçkırmaya başladım.

''Seni de mi aradılar? '' diye sordu sıkıntıyla.

Yaşadığım şokla ona döndüm.

''Haberin var mıydı? '' diye sordum.

''Daha yeni oldu. Gidecek miyiz? ''

Yutkundum.

''Gidelim. ''

Dudaklarını birbirine bastırdı.

''Verdiğin her kararda yanındayım. Madem gidelim diyorsun, gidelim. '' dediğinde gözyaşlarım arasında gülümsedim.

*

Hastanenin duvarları üzerime üzerime geliyordu. Uçaktan indiğimiz gibi soluğu burada almıştık. Yanına gidecektim ama cesaretimi toplayıp bir türlü gidemiyordum. Çağan yanımda olduğunu belirtmek ister gibi omzumu sıvazladı. Bakışlarımı ona döndürdüğümde bana gülümsedi. Zorlukla ona gülümsedim ve derin bir nefes alarak odanın kapısını açtım.

Ahlat beyaz ışığın altında daha bir solgun görünüyordu. Yanına ilerledim. Üstü çıplaktı. Birkaç makineye bağlıydı ve güzel yüzünde bir hava maskesi vardı. Alnına düşen saçlarını çektim ve alnına bir öpücük kondurdum. Gözleri hareketlendi.

Nefesimi tutup yatağının kenarına oturdum. Birkaç saniye sonra yeşil gözlerini araladı. Ve ben de o ormanlığın içine doğru süzüldüm.

Gözlerini kocaman açıp elini kaldırdı. Gerçek olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Büyük elini hızla kavradım.

''Geldim, Ahlat. '' diye fısıldadım.

Ağzındaki maskeyi hızla çıkardı. Ona engel olmaya çalıştım ama buna izin vermedi.

''Yanımdasın, kirazım. Yanımdasın. ''

Elimi bırakıp yanaklarımı avuçladı. Birkaç kez öptü yanaklarımdan, çenemden ve elmacık kemiğimden.

''Hayal değilsin. Oha! Hayal değilsin. Gelmişsin. '' dedi delirmiş gibi.

Yutkundum.

''Geldim. ''

Gülümsedi.

''Hoş geldin kirazım. Sakın gitme. '' dedi.

Gülümsedim.

Büyük bir aptallık edip gerçekten beni sevdiğini sandım. Oysa hepsi yalandı. Öpücükleri bile. Sevdiği kişi hiç olamadım. 

23.03.2019  (TEXTING)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin