Derlermiş ki; "İnsan sevdiği birini kaybettiğinde
yüreğinde 40 mum yanarmış. her geçen gün bir
mum sönermiş. 40. gün ise tek bir mum kalırmış ve
o mumun ateşi sonsuza dek yanarmış..."*Nerden bileceksiniz/Ahmet Kaya
Adımlarmı kalabalığa yönlendirdim. İçerisi tıklım tıklımdı. Burası canlı müzik veren bir kafeydi. Ahlat'ın burada olduğunu bir arkadaşından öğrenmiştim. Sosyal medya olmazsa ne yapardım bilmiyorum
Tabiki kendimi durduramayıp soluğu yanında almıştım.
Etrafımı saran piyona sesi ile büyülenmiş gibi ilerlemeye devam ettim. Birkaç kişiye çarpmıştım ama bu umrumda değildi.
Sonunda gözlerim onu buldu. Kalbim çıldırır gibi atarken elimde olmadan gülümsedim. Yan duruyordu o yüzden yüzünü tam olarak göremiyordum. Hüzünlü notalar kafenin gürültüsü altında eziliyordu.
Parmakları tuşlara son kez dokundu ve gözlerini açtı. Kalabalıktan ıslık ve alkış sesleri yükselirken ben sadece ona bakıyordum. Beyaz gömleğinin düğmelerinin iki tanesi açıktı. Saçları dağınıktı. O, dağınıktı.
Dağılmıştı.
Gözlerim doldu, durduramadım.
Ayağa kalktı ve kalabalığa göz gezdirdi. Gözleri bir tek bana değmedi.
Yutkundum.
Acı içinde mikrofona yürümesini izledim.
Şarkı mı söyleyecekti yoksa?
Heyecanlanmıştım.
Arkasındaki ekibe birkaç bir şey söyledi ve mikrofonu kavradı. Tanıdık melodiyi hemen algıladı beynim.
İşte o an beynimden vurulmuşa döndüm.
Yaslı yüzünü hafifçe eğdi, gözlerini kapattı ve Hale'yi düşledi.
Ağladım.
Üstüm başım toz içinde
Önüm arkam pus içindeSakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı
Nereden bileceksinizBen biliyorum Ahlat. Nasıl yandığını biliyorum. Çünkü ben de yanıyorum.
Bir fidandım derildim
Fırtınaydım duruldum
Yoruldum çok yoruldum
Siz benim neler çektiğimi
Nereden bileceksinizGözlerimden yaşlar bir bir dökülürken gözlerini açtı. O anda gözlerimiz buluştu. Yeşilliklerine hasret gözlerim umutla kısıldığında kalbim kasıldı.
Gözlerini benden çekmeden söylemeye devam etti.
Siz benim neler çektiğimi
Nereden bileceksiniz
Taş duvarlar yıkıp geldim
Demirleri söküp geldimHayatımı yakıp geldim hey
Taş duvarlar yıkıp geldim
Demirleri söküp geldim
Hayatımı yakıp geldim hey
Siz benim neden kaçtığımı
Nereden bileceksinizSiz benim neden kaçtığımı
Nereden bileceksinizSesinde sarhoş oldum, yeşilliklerinde boğuldum. Kan rengi dudaklarına bakınca anladım.
Gözleri kızardı, sesi çatladı ama söylemeye devam etti. Canu yandı ama sesi çıkmadı.
Hırpalandı, kırıldı ve yandı.
Çünkü sevdi.
Tek yaptığı sevmekti.
Başa çıkamadı ki.
Dayanamadı.Dizlerinin bağı çözülmüş gibi sendeledi ve çöktü. Mikrofonu sıkı sıkı kavramıştı.
Koştum.Ben de onun gibi çöktüm sahneye. Hâlâ gözleri bendeydi. Söylemeye devam etti.
Gökte yıldız söner şimdi
Annem beni anar simdi
Sevdiğim var kanar şimdi
Siz benim niye içtiğimi
Nereden bileceksinizSiz benim niye içtiğimi
Nereden bileceksinizSiz benim niye içtiğimi
Nereden bileceksinizSiz benim niye içtiğimi
Nereden bileceksinizTıkandı.
Öyle bir tıkandı ki ölecek sandım. Nefeslerimi ona vermeye hazırdım ama yapamazdım. Elinden mikrofonu zorlukla alıp şarkının devamını kendim söyledim.
Bir pınardım kan oldum
Yol kenarı han oldum
Yanıldım ah ziyan oldum
Siz benim neden sustuğumu
Nereden bileceksinizSiz benim neden sustuğumu
Nereden bileceksinizSiz benim neden sustuğumu
Nereden bileceksinizSiz benim neden sustuğumu
Nereden bileceksinizDuraksadım. Devam edemeyecek gibiydim. Yaşlı gözlerimle ona baktım. Hayal miydi bilmiyorum ama tebessüm eder gibi oldu azcık.
Sıkı sıkıya kavradığım mikrofonu o da kavradı. Parmakları parmaklarımı sardığında yutkunamadım.
Bana biraz daha yaklaştı ve şarkının devamını söylemeye başladı. Ben de eşlik ettim. Nefesi yüzümü okşarken, gözleri gözlerime hayat verirken dudaklarım dudaklarına muhtaç iken eşlik ettim ona ve acılarına.
Ben ardımda yaş bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım hey
Ben ardımda yaş bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım hey
Siz benim kime küstüğümü
Nereden bileceksiniz
Siz benim kime küstüğümü
Nereden bileceksiniz
Siz benim kime küstüğümü
Nereden bileceksiniz
Siz benim kime küstüğümü
Nereden bileceksinizMüzik kesildiğinde insanlar alkışlamaya ve çığlıklar atmaya başlamıştı. Ama bu umrumda bile değildi. Tek gördüğüm Ahlat'tı.
Dağılmış ve dağıtmış olan yaralı adam.
Dudaklarını ıslattı ve hafifçe gülümsedi. Gözlerim dudaklarına asılı kaldı. Ve soluklarım intihar etti. Nefes alamadım. Yaşarken öldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
23.03.2019 (TEXTING)
Short Story22.05.2019 tarihinde yayımlanmıştır. Kırdın, yırttın ve öldürdün. Şimdi bu ipi dolasam boynuma kimdir asıl katil?