Geçidin önünde kararsız bir ifadeyle dikiliyorduk hepimiz. Bunun Dremin yasalarına aykırı olduğunu biliyorduk. Yasayı bırakın insanlar bizim farklı olduğumuzu öğrenirlerse oluşacak karmaşayı düşünemiyordum bile.Biz ayakta durmaya devam ederken Namjoon endişe dolu ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Bunun sonuçlarının çok kötü olduğunu biliyorsunuz değil mi? Gücümüz elimizden alınabilir."
Burukça gülümsedim.
"O zaman ben tek gideyim. Siz beni burada beklersiniz."
İkisi de aynı anda bana dönüp koroya katılmış gibi "Saçmalama" dediler. Fakat ben, haklı olduğumu biliyordum.
İlk adımı Taehyung attı. Şeffaf fakat insanların burayı göremediği duvar, Taehyung ürkekçe elini uzattığında titredi. Hüzünlü bir dalga gibi titremeye devam ederken bize son bir bakış atıp geçide adımını attı.
Artık düşünmenin gereksiz olduğuna karar verip ben de bir adım attım. Taehyung gibi önce elimi uzattım. Fakat ters giden bir şeyler vardı, her zaman ki gibi.
Geçide dokunduğumda Namjoon'a dokunduğumda olduğu gibi yüzlerce volt elektrik çarpma hissi bedenimi sardı.
Fakat Namjoon'a dokunduğumda çarpan elektrik daha farklıydı. Geçidin elektriği canımı yakarken Namjoon'u elektiriği canımı acıtmıyordu, hatta huzur bile verdiği olabiliyordu. Bir elektrik nasıl huzur verebilir inanın bilmiyorum ve bildiğim tek şey Namjoon ile beraber geldiğimizden dolayı düşündüğümden daha garip olaylar olacaktı. İyi anlamda mı kötü anlamda mı hiçbir fikrim yoktu.
Elektrik hissini saçlarımdan parmak uçlarıma kadar hissettim, berbat bir histi. Sadece elimi uzattığımda böyle oluyorsa geçide girdiğimde neler olur diye bir merak kapladı bu sefer bedenimi. Orada olduğunu unuttuğum Namjoon'a döndüm, geçitten bir şekilde geçmemiz gerekiyordu. Çünkü Taehyung geçmişti, onu orada yalnız bırakamazdık.
İşe yarayacağını umarak Namjoon'un elini kavradım. Bana şaşkınca bakan bedeni umursamadan elini daha sıkı kavrayarak tekrar geçide elimi uzattım. Taehyung'da olduğu gibi titremedi geçit, ama az önceki gibi elektrik de vermedi dışarıdan güçlü gibi görünen zavallı bedenime. Elimi daldırmayı bırakıp bir adım attım geçide doğru, ürkekçe.
Namjoon'un elini sıkıca kavramış elim ter içinde kalmıştı. Geçitten geçebilmiştik, beraber. Tek başıma geçememiştim, Namjoon'la beraber geçebilmiştim. Bunun şokunu içten içe yaşıyordum, fakat dışarıya belli etmeye hiç niyetim yoktu. Tek başıma yaşarken, -ve biraz intihar etmeye çalışıp başarısız olurken- genç yaşıma rağmen çok fazla tecrübe edinmiştim.
En çok da önemsememeyi ve umursamamayı öğrenmiştim.
Aşağılayıcı gözleri, okulda sürekli fırlatılan not kağıtlarını, dalga geçilmesini umursamamayı öğrenmiştim.
Yaşıtlarım güçleriyle hava atıp kızları etkileme çabalarına girerken, benim hem gücüm yoktu, hem de bir kıza ihtiyacım. Bir kıza ihtiyacımın olmaması eşcinsel olduğum anlamına gelmiyordu. Sadece şuana kadar sevdiğim bir kız veya erkek olmamıştı hayatımda, muhtemelen de olmayacaktı. Sadece Taehyung ve Namjoon vardı, ki zaten Taehyung kendi gelip hayatıma girmişti. Namjoon ise birlikte geldiğimiz için peşimden ayrılmıyordu, belki biraz ben de ayrılmıyor olabilirdim. Sonuçta elektriği huzur veriyordu, hayatımda yaşadığım huzurlu anların toplamından daha fazla hemde.
Geçitten geçtiğimizde biraz ileride bir insanla kavga eden Taehyung'u gördüm, gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Eğer insanların önünde güç kullanırsa, bu sonumuz olurdu. Hızla yanına adeta uçarak gittim, kolunu yakaladım. Hızımdan dolayı biraz sert yakalamış olabilirdim, ama şuan Taehyung'un kaybetme ihtimali olan gücü daha önemliydi. Gerçi insanların zihnine girme gücünü şuan kullansa bir şey olmazdı sanırım, ama yine de tedbirli davranmak lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dremin | Namjin
FanfictionHerkesin bir gücü olan Dremin dünyasında, bir tek Seokjin'in gücü olmadığı düşünülüyordu. Ama kimse gerçeği bilmiyordu, Seokjin bile.