5. Bölüm

2.5K 345 138
                                    

"KİM NAMJOON HEMEN UYAN"

Yüksek sesle bağırdım fakat belimdeki kollar kıpırdamadı. Kollarının arasından çırpınarak kurtulmaya çalıştım ama Namjoon çok güçlüydü, uyurken bile.

Ellerini tutup çekecekken içimi o bilindik huzurlu his kapladı, ellerini çekmek için topladığım güç gidiverdi.

Uyuşmuştum sanki, Namjoon'un bende böyle lanet olası bir özelliği vardı.

O an ellerimi onun ellerinin üzerinden çekmek isterdim. Ama beynim ellerini sakın çekme! His kaybolur gider, diye fısıldamaya başladı. Beynime ellerimi çekmesi için komut veriyordum fakat beni dinlemiyordu.

Şaşırtıcı şekilde arkamdaki sertlik yavaşça azalarak yok oldu, Namjoon'un nefesleri düzenli hale geldi.

Şimdi sadece kafasını ensemin yanından uzatarak boynuma yaslamış, derin nefeslerle kokumu içine çekiyordu. Zaten mayışmış olan beynim bu hareketiyle daha fazla uyuştu. Gözlerim kapanmak için benimle savaş vermeye başladı.

Düşünemiyordum. Zihnim düşüncelere kendini kapatmıştı.

Namjoon'un arkadaşım olduğunu ve bu durumun yanlış olduğunu düşünemiyordum.

Gerçi, bunu zaten hiç düşünmemiştim.

Gözlerimle girdiğim savaşı ben kazandım sanıyordum. Yanıldığımı güneş ışıkları göz kapaklarımın içine ulaşmaya çalışıp beni rahatsız ettiğinde anladım.

Kendi kendime mızmızlanarak gözlerimi açtığımda ilk birkaç saniye nerede olduğumu anlamadım. Sonra yavaş yavaş zihnime dün geceki anılar doluştu, buruk bir gülümseme yerleşti yeni uyandığımdan sersem görünen suratıma.

Hâlâ o huzurun karnımda dolaşarak karıncalanma hissi yarattığını fark ettiğimde kaşlarım çatıldı.

O an hâlâ dün gece oluşan pozisyonda yattığımızı anladım.

Namjoon arkamdan kollarını belime dolamış, kafası omzum ile boynum arasında bir yerlerde kokumu ciğerlerine doldurarak huzurla uyumaya devam ediyordu.

Çok huzurlu görünüyordu. Acaba benim de onda böyle bir etkim var mıydı?

Dün gece başaramadığım şeyi sonunda başararak ellerimizi ayırdım. Gece boyunca devam eden rahatlama hissi aniden kaybolurken, içime bir mutsuzluk çöktü. O an tekrar ellerimizi birleştirmek isterdim ama bunu yaparsam yataktan asla kalkamayacağımı kendime hatırlatıp ellerimle yüzümü sıvazladım. Şu an mecburen ellerini tutarak belimden çekmeliydim. Aynı şeyin tekrarlanmamasını umarak yavaşça ellerini tuttum, uyandırmamaya özen göstererek belimden çektim.

Ayağımın orada bulduğum ve neden orada olduğunu anlamadığım yastığı aldım. Yavaşça yataktan kalkarken aynı zamanda yastığı az önce yattığım yere koydum. Namjoon bir şeyler mırıldanarak koyduğum yastığı kavradı, uykusuna kaldığı yerden devam etti. Uyanacak diye korkmuştum ama Namjoon mışıl mışıl devam ediyordu.

Neden ağrıdığını anlamadığım başımı tutarak tuvalete doğru ilerledim. Tuvalete giderken baş ağrım artarak beni zorlamaya başladı. Homurdanarak hızımı arttırıp tuvaletin eşiğinin üzerinden atladım. Ağrının geçmesini umarak şakaklarıma masaj yapıyordum fakat geçecek gibi durmuyordu.

Masaj işe yaramadığında musluğu açtım. Elimi akan soğuk suyun altına koyup avucumu açtım, avucuma yeteri kadar su doldurduğumda hızla yüzüme çarptım.

Ellerim de titremeye başlamıştı, neler oluyordu böyle?

Hızlanan nefesim ve eğilip büküldüğünü hissettiğim midemle beraber olabildiğince hızlı adımlarla tuvaletten çıkıp gözüme ilişen küçük tekli koltuğa kendimi bıraktım. Sanki yıllarca durmaksızın koşmuşum gibi nefes nefeseydim.

Daha önce böyle bir şey olmamıştı, şimdi birden bire neden vücudum garip tepkiler veriyordu?

"Seokjin?"

Kendi iç dünyamda gezinirken adım seslerini duymadığım adama baktım, o da nefes nefeseydi.

Bir dakika,

O da mı nefes nefeseydi?

"Namjoon? Ne oldu neden böylesin?"

Sıkıntıyla saçlarını karıştırıp ağzında kelimeleri geveleyerek konuşmaya başladı. "Bilmiyorum, birden kendi iradem olmadan yatakta doğruldum, başım ağrıyordu. Sonra seni göremeyince bakmaya geldim işte."

Tekrar düşünceli surat ifademi takınıp Namjoon'un cümlelerini havada bıraktım.

Her neyse.

İlla ki geçerdi.

"Anladım, hadi gel yemek yemeye gidelim"

Garip sesler çıkan karnına elini koyarak kıkırdamaya başladı. "Ben de tam onu diyecektim."

Ben de bir kahkaha atıp Namjoon'un karnına vurup pat pat sesler çıkardım. Beraber gülerek otel odasından çıkıp Taehyung'un odasına ilerledik. Odaya ilerlerken yarı yolda bir yerlere koşan Taehyung'u görmemle kolundan yakaladım. Şaşkın gözlerle onu yakalayan elin sahibine döndü, bizi görünce gülümsedi.

"Taehyung-ah hadi yemek yemeye gidiyoruz"

"Tamam geliyorum hyung"

Yemek yiyip bir an önce insanların dünyasından çıkmalıydık.







Günaydınlar efeniiim

Kısa bir bölüm olduğunun farkındayım ama anca bu kadar yazabiliyorum napalım 🤷‍♀️

Lafı çok uzatmıyorum,

Oy vermeyi unutmayın.

Namjin'le kalın!

Her neyse labspsbslabs

Zaten çok okuyan yok ama okuyan kitle sizi seviyorum 🤧💫

Dremin | NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin