V

3.2K 248 172
                                    


İnsanlar yalancıydı. Siyah, beyaz, pembe diyerek yalanlarına kalıp uydurur ve kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlardı ama öyle bir dünya yoktu, yalan söylememeli suçluysa cezasını çekmeli. Ben böyle düşünüyordum, insanlar böyle düşünüyordu ama böyle olmuyordu.

Suclu asla cezasını çekmiyordu, yaptığını yanına kalıyordu, yalanlar en yakın arkadaşı oluyordu.

Bu gerçek hayatta böyleyken dizilerde tam tersi işliyordu, galiba insanların dizi ve filmleri sevmesinin nedeni buydu. Gercek hayatta kaybeden iyiler orada kazanıyordu.

İyiler her zaman kazanır sözü yanlıştı, iyiler sadece dizi ve filmlerde kazanırdı. Her zaman kazanan kötülerdi, gerçek hayatın kötüleri.

Ben gerçek dünyanın iyisi miydim? Kötüsü müydüm? Bilmiyordum.

Kötü bir kız değildim ama kendimi iyi diyede nitelendiremezdim, kimseye kötülüğüm dokunmadığı gibi iyiliğimde pek dokunmazdı.

"Of şu çoçuk çok tatlı, iyiki tanıştık" bakışlarımı televizyondaki saçma diziden çekerek koltukta ayaklarını sırt kısmına yaslamış ters bir şekilde yatan ve telefonu ile uğraşan Jennie'ye cevirdim.

"Hangi çoçuktan bahsetiyorsun?"

Telefonla uğraşmayı keserek gülümsedi ve bana baktı "Yoongi" telefonu tekrar yüz hizasına getirdi "aman tanrım çok yakışıklı" diyerek telefonu böğrüne bastırdığında şaşkınlık ile onu izliyordum.

O gece tanıştıklarında bu kadar iyi anlaşacaklarını düşünmemiştim ama cidden araları baya iyi gibiydi, birbirlerinin numarasını bile almışlardı. Jennie, Jimin tarafında sert bir şekilde terslendiği için üzgündü ve Yoongi'de ilgili olunca bu hoşuna gitmişti.

"Pek tekin bir çoçuk değil, yani bence sen yinede dikkat et" Jennie elindeki telefonu yere bırakarak koltukta düzelerek normal bir şekilde oturdu.

"Sen beni mi düşünüyorsun?"

"Evet ne var bunda?" Diyerek sorar bir bicimde konuştum.

"Ee güzelim bu beni kabullendiğin ve sevdiğin anlamına gelir ayyy" yanıma koşturdu ve kollarını bana sardığında yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu ve bende ona karşılık verdim.

"Kabullenilmeyecek gibi değilsin kedi kız" diyerek güldüğümde oda gülüşmüştü. Cidden ona alışmıştım, yedi yirmi dört yanımdaydı ve ona alışmış olmam imkansız ve manasız olurdu.

"Şimdi kucağımdan kalk, midem ezildi ve ben acım" diyerek güldüm ve onu itiştirdim, üzerimden kalktığında telefonu elime alarak dışardan yemek sipariş etmek siteleri dolaştım.

"Pizza mı istersin yoksa tavuk mu alsak?" Diyerek ekranı kaydırıp bakmaya devam ettim.

"Bence ramen yiyelim" diyen Jennie'ye tuhaf olduğuna dair bir bakış attıktan sonra tavuk siparişi ettim.

"Bir daha yemek sipariş ederken sana sormayacağım küçük uzaylı"

"Uzaylı ben değilim Taehyung"

"Öyledir" diyerek instagramda dolanmaya devam ettim.

"Oha oha rose ve jungkook ayrılmış" jenniye baktığımda gözlerini kocaman açmış ekrana bakıyordu.

"Farkındayım, benimde karşıma çıktı. Şaşırdım"

"Taehyung buna çok sevinecek"

Yutkundum "onu hala seviyor mu?"

Alıcağım cevaptan korkuyormuş gibi hissediyordum, üzülecekmiş gibi, oysaki Taehyung'un Rosé ile olup olmaması neden umrumdaydı ki?

"Evet, yani galiba. Of bilmiyorum ama hala hoşlanıyor gibi" yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum.

Black Knight|vsoo✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin