Elimi yanağıma yaslayıp yorgunlukla nefesimi üflerken aynı zamanda düşüncelerimin yönünü ne zaman geleceğini bilmediğim yemeğimde tutmaya çalışıyordum. Jennie okulun yanındaki kafede otururken Taehyung ve beni aç olduğunu söyleyerek kaldırmış ve sahil kenarındaki güzel bir restoranda getirmişti, güzel bir yerdi ama çok dolu olduğu için yer bulmak zordu ve servisleri çok geç geliyordu. Aynı zamanda Taehyung ve Rosé ne konuşmuştu bilmiyorduk ama Taehyung'un yüzündeki gülümseme hiç solmamıştı."Yarınki geziyor katılıyor musunuz?" Jennie'nin sorusuna karşın olumlu anlamda başımı salladığımda şaşkınca bana baktı. "Sen katılmazsın sanmıştım"
"Yaptım öyle bir hata, birde kampmış" diyerek omuz silktiğimde ikimizde güldük, Jennie artık bu hallerime alışmıştı.
"Bende geliyorum, eğleniriz. Rosé'de gelecekmiş" diyerek güldüğünde Taehyung'a göz devirdim.
"Aman ne güzel!" Tepkime karşın Taehyung bana çatık kaşlarıyla baktığında onu umursamamaya çalıştım. Nerdeyse benden nefret edecek gibi bakıyordu.
"O ne demek Jisoo?" Cidden mi? Kendimi yere atıp kahkaha atmak istiyordum.
"Ne duyduysan o demek V" geri yaslandım. Garson gelip yemeklerimizi önümüze koyarken Taehyung hiç laf etmemişti. Zaten onunla tartışmak istemiyordum ama zorluyordu. Resmen Rosé'ye laf ettiğim için kızmıştı kötü bir şey dememiştim bile ama o kendisini reddedip tüm okulun ortasında ona inat tam karşısında Jungkook'un dudakların yapışan ve şimdide sevgilisinden ayrıldığı için ona dönen kız için. Evet aşk aptal bir duyguydu. İnsanları aptallaştıran bir duygu bu yüzden aşktan uzak durmak en mantıklısıydı, ben aşık olacakken bunu fark etmiştim bir zamanlar ve o zamandan beri aşktan uzak duruyordum.
Taehyung yemeği gelince bir şey demeden onu yemeye koyuldu bende kendi yemeğime odaklandım. Taehyung'a karşı bir şeyler hissetiğimin farkındaydım bu inkar edilmez bir gerçekti ve ben bunu bastırmak için uğraşıyordum, bunun iyi olacağını düşünüyordum ama bastırılan duygunun bir gün şiddetle patlaması daha olağandı ve ben bundan birazcıkta korkuyordum. Yemeğimizi sessizce yiyerek kalktık, Taehyung motoruyla gelmişti, Jennie ve ben ise taksiyle gelmiştik.
"Jisoo" Jennie mahcup bir ifade ile bana bakıp şirince gülümsedi. "Benim bir işim çıktı sen Taehyung'la dönsen olur mu? Olur bence. Bende seni seviyorum" diyerek hızla yanaklarını öptü ve taksiye ilerledi bense arkasından şaşkınca bakakaldım.
"Geliyor musun?" Bir Taehyung'a baktım, bir uzaklaşmakta olan taksiye. Yeni bir taksi çağırsam yirmi dakikaya anca gelirdi ama bu kadar gergin bir şekilde Taehyung'la gitmek iyi bir fikir miydi bilemiyorum.
"Pekala geliyorum" yarım saat taksi bekleyemezdim ve tek şansım Taehyung'tı. Motora binip kaskını takarken elindeki küçük kaskıda bana uzattı. Kaskı kafama geçirip arkasına yerleştim. Ellerimi belinin iki yanına koydum bu arada Taehyung motoru çalışırmıştı.
"Düşersin" diyerek ellerimi tuttu ve tam karnın üstünde birleştirdi, beni çekiştirdiği için iyice sırtına yaslanmış oldum. Kafamı yan cevirip gözlerimi kapattığımda Taehyung gazı köklemişti.
Rüzgar kaskın dışında kalan saçlarımın arasından kayıp gidiyordu, Taehyung'ın kokusu ciğerlerime doluyordu ve gözlerim kapalıyken önüme düşen görüntüsü bana cenneten bir köşe sunuyordu sanki ama bir sorun vardı, bu şekilde devam edersem varacağım yer cennet değildi, cehennemdi.
Taehyung ve ben bir hikayenin baş karakterli olamazdık, Taehyung bir masalın prensi olabilirdi ama ben o masalın prensesi olmazdım. Prenseslerin kalbi olurdu, neşe sacan gülüşleri, prensesler mutlu olurdu.
Ben mutlu değildim, gülüşüm neşe saçmıyordu, benim kalbim kırılmıştı. Ben kırılmıştım. Alimle, arkadaşlarımla, belkide sevdiğim ilk çoçukla. Kim olduğu önemli değidi beni kırmışlardı. İnsanlar beni acımadan kırmışlardı ve ne üzüntüm nede acım onların umurundaydı.
Gözlerimi açtığımda ağaçlar ve arabaların arasından kayarak geçiyorduk, gereğinden fazla hızlıydık yada bana öyle geliyordu ama ses etmedim. Daha demin aklıma üşüşen düşünceler sadece beynimi dağıtmamıştı bir şeyleri fark etmemi sağlayıp kalbime küçük bir çatlak bırakmıştı ve o çatlaktan acı sızıyordu, sahi hala bir kalbim var mıydı diye düşünürdüm bazen, şu an fark ettimki varmış. Bazen yanar, bazen acırmış ama bastırdığım için fark etmemişim, kendimi öyle bir inandırmışımki unutmuşum atan bir kalbim olduğunu. Acısada, sızlasada atan bir kalbim vardı, belkide aşkı hiç tadamayacaktı.
Evin önünde durduğumuzda ellerimi çözdüm ve ondan ayrılıp yazın ortasındaki soğuğa düştüm, kaskı düzgünce çıkarıp ona uzattım. Yüzüme sahici bir gülümseme kondurdum, yalandan gülümsemelerin ustasıydım artık çünkü yıllarca yalandan gülücük saçmıştım etrafa.
Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım "teşekkür ederim, bıraktığın için" kaskını çıkardı ve uzun kemikli parmaklarıyla saçlarını karıştırdı, onları geriye ittirirken kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı, güzel gözleriyle.
"Önemli değil, Soyaa bir şey sormak istiyorum"
"Tabi sor" diyerek dikkatle ona baktım, aklını bir şeylerin kurcaladığı belliydi yada bu sadece benim kuruntumdu.
"Rosé ile aranıda bir sorun mu var? Yani neden öyle dedin ki?"
Yutkundum, derin bir nefes aldım ve vermeden öyle orada durmak istedim.
"Hayır, sadece onu pek sevmiyorum" diyerek omuz silktim.
"Neden ki? Onun sana bir zararı olduğunu sanmıyorum."
"Onun bana bir yararıda yok Taehyung, onu seviyor olman iyi bir kız olduğu anlamına gelmez"
"İyi bir k-" elimi kaldırarak onu susturdum.
"Bana bir şeyleri açıklaman saçma, hoşçakal Taehyung" arkamı döndüm ve onu orda bırakarak evime doğru ilerledim.
Küçük çatlaklardan acı sızdı, hisler bir kibrit gibi çaktı ve kalbim alev aldı.
-
Gelecek bölüm çok bomba şeyler var ama ondan önce değinmek istediğin bir şey var, okunma sayısı yüzlerde olmasına rağmen oy veren kişi sayısı on hadi en fazla yirmi. Lütfen yapmayın bunu ben bu kitabı yazmayı seviyorum ama oyların ve yorumların bu kadar düşük olması beni gerçekten çok üzüyor. Kitabı silesim bile geliyor ama gerçekten severek okuyanlar olduğunun farkındayım lütfen bir oy ve yorumu çok görmeyin♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Knight|vsoo✓
FanfictionÇünkü benim hikayemin bir prense değil cesur bir şövalyeye ihtiyacı vardı. Kim Jisoo & Kim Taehyung Senin için @readeena ♥️ [22.05.2019-18.10.2019] ©️2019 | miazabel