Black Knight|vsoo✓

XV

  *bölümdeki karakterlerin isimleri tanıdığınız bir idole benziyor olabilir ama tamamen kafamdan salladım veya aklımda kalan isimleri değiştirerek yazdım. Sondaki gelecek bölümlerle ilgili açıklama önemli okuyun!*
-

   Duygu, akıldan üstündür. Mantıklı düşünüp akıllıca hareket etmek isteriz ama gün gelir duygular yükselişe geçer. Bir gece yarısı aklına düşen görüntü, kalbini hoplatan bir isim senin aklını ve mantıgını  alıp götürür, duyguların baskın gelip bir okyanus gibi taşar, aklın duyguların hüküm sürdüğü bir okyanusa döner. İşte o zaman mantıgı bir kenara bırakırsın, akıl ve mantık işin içinden çıkınca olanlar olur. Aşk ortaya çıkar, aptallığın duygulara yansımış hali olan aşk gelir ve insan aptallaşır. Yapmayacağı şeyleri yaptırır insana. İnsanın yüzünde aşk aptallığı ile hep bir gülümseme olur, ama aşk yüz üstü bıraktımı, o gülümseme silindimi, okyanus kuruyup akıl yine başa geçtimi pişmanlık gün yüzüne çıkar, keşkeler kalbine zehirli bir ok gibi saplanır. İşte benim en korkulu rüyam Taehyung'ın kalbime saplanan zehirli ok olmasıydı. O aptallıkla saçmalıklar yapıp, aşk okyanusunda aklımı kaybetmekti.

Karşımda siyah bir takımla duruyordu, kravatı yoktu ve gömeğide siyahtı. Gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı ve bu dağınık saçlarıyla ona serseri bir hava katıyordu. O hep çok güzel görünüyordu, ev eşofmanları ile karşıma çıksa yinede yakışıklı gözükürdü. Onun farklı bir havası, farklı bir güzelliği vardı.

"İyi misin?" Yanıma yanaştığında üzerimi düzelterek ona gülümsedim, Suho aklımı karıştırıp saçma anıları beynime yeniden enjekte ederek ortadan kaybolmuştu, neden karşıma çıkmıştı? Neden o kızı sormuştu bilmiyorum ama aklım allak bullak olmuştu.

"İyiyim" diyerek yüzüme bir gülümseme kondurdum, bana pek inanıyor gibi durmamıştı ama laf etmedi.

"Gidelim mi o zaman?" Diye sorarak arabayı işaret ettiğinde kafamı olumlu anlamda sallayarak peşine takıldım, o kendimi şöför koltuğuna geçerken bende yanına oturdum. Bir Range Rover ile gelmişti ve galiba arabaya aşık olmuştum ama buna çok odaklanamıyordum çünkü arabanın içi tam olarak Taehyung gibi kokuyordu ve aklımı dağıtıyordu.

"Gideceğimiz yeri söylemediğin için tam olarak nasıl giyineceğimi bilemedim" üzerimi baştan aşağı süzdüm "olmuş muyum?" Diyerek Taehyung'a döndüm. Yüzünde bir gülümseme ile beni süzüp önüne döndü "tam olması gerektiği gibi olmuşsun, bir davete gideceğiz."

"Ne daveti?"

"Babamın bir dernek kuruyor kardeşim için, hep doktor olmak istemişti ama ona nasip olmadı ve oda onun gibi doktor olmak isteyen ama durumu el vermeyen öğrencilere yardım edecek, burs ve yurt sağlanacak Onun açılış daveti var, hem dernek tanıtılacak hemde bu derneğe bir kaç bağışçı bulunacak."

"Çok güzel bir düşünce" kalarım merakla çatıldı ve ona döndüm "peki kardeşin? O neden okumadı?" Direksiyondaki elleri sıkılaşırken derin bir nefes verdi.

"Hayatını kaybetti" kendime tokat atmak istiyordum, tamam bilmiyordum ama sormamalıydım o kötü hissetmişti bunu direksiyonda sıkılaşan parmaklarından anlayabiliyordum.

"Başın sağolsun, üzüldüm"

"Sorun değil bilmiyordun zaten." Gülümseye çalıştı "bak geldik." Büyük bir malikanenin önünde durmuştuk, bembeyaz bir yerdi.

KİM.Y GELECEĞİN DOKTORLARINA YARDIM VAKFI. Kocaman bir tabelada bur yazıyordu, güzel bir düşünceyi vefat eden kızının ardından böyle bir şey yapmak, araba durduğunda beraber indik, hemen yanımıza koşan valelerden birine anahtarı veren Taehyung ardından yanıma geldi. "Lütfen bu yaptığım için kafama cantanla vurma" elimi tuttuğunda heyecandan titremeye başlamıştım. Bırak çantamı kafasına geçirmek hareket edemiyor, ağzımı bile açamıyordum.