Yorummmm...
-Dört yıl boyunca asla ama asla birinin karşıma çıkıp 'Jisoo sen suçlu değilsin biliyorum' diyeceğini düşünmezdim çünkü ne annem nede babam bana inanmamıştı. Gerçekten birini öldürecek kadar gözümün karardığını düşünmüşlerdi. Bir cadıya kimse inanmazdı zaten bu yüzden çokta büyük bir şaşkınlık yaşamamıştım ama çoğu kişinin sevmediği o kara şövalye, katili olduğum düşünülen o kızın abisi bana inanmıştı "sana inanıyorum Soyaa' demişti.
Kara şövalye cadıya inanmıştı. Bir tek kara şövalye inanmıştı ve şimdi tüm herkesi inandıracaktık biz. Birlikte. Beraber.
Şimdi yanındaydım, kollarının arasında yatıyordum. O gece konuştuktan sonra mutlulukla ona sığınarak uyumuştum. Onun kollarında uyanmıştım, daha başka ne isterdim ki? Bana dedi, söz verdi bunu kanıtlayacaktık, benim yapmadığımı, her cadının kötü olamayacağını. Kanıtlayacaktık.
O gün Taehyung benim bir şeyler fark etmemi sağlamıştı. Evet hep bunun bir hikaye olduğunu söylüyordum çünkü herkesin yaşamı ayrı bir hikayedir. Her kitapta başrol beyaz atlı prens ile güzeller güzeli prenses anlatılır ama biz bu düzeni yıkmıştık. Bizim hikayemizde prens ile prenses yoktu, cadı ile şövalye vardı. Bizim hikayemizde anlatılmak istenen aşkın her zaman prens ve prensese çatmayacağı bazen şövalye ve cadınında güzel bir aşk hikayesi yazabileceğiydi. Evet biz güzel bir aşk hikayesi yazıyorduk.
Annemin bana anlattığı masallarda hiç prenses olmayı dilemedim,annemde bana pek masala okumadı. Babamın okuduğu hikayelerde hiç prensi düşlemedim, babamda okumayı bıraktı bir süre sonra. Gözlerimi kapattığımda bir saray değilde kitaplarla dolu bir klübe hayal ettim, uçtuğumu hayal ettim, iksirler yaptığımı. Cadı olmayı, her cadının kötü olmadığını, güçlerimi şifa için kullandığımı ve yaralı bir şövalyeyi kurtardığımı. Ben Taehyung'ı kurtardığımı düşünmüyordum ama o beni hep kurtarmıştı, kara bir şövalyeydi ama kalbi güzeldi, sevdiklerini korurdu ve cadıyı sevmişti, ona inanmıştı ve onu korumak istediğinide belli etmişti, dili ile tasdik etmese bile ona sığındığımda kollarını sıkıca bana sarması, asla bırakmaması bile bunun kanıtıydı.
Taehyung bana huzurlu hissettiriyordu çünkü bana inanıyordu, seviyordu, koruyordu. Ailemin yapmadığını yapıyordu.
Aradan bir kaç gün geçmişti, Taehyung ile kazanın olduğu yerlerdeki her binanın, mağazanın sahibi ile konuşmuş ve bir kaç güvenlik kamerasına baktırmıştık, kameraların bazılarında Baekhyun'ın arabanın sürücü koltuğundan kalkıp kaçtığı gözüküyordu, bunlar o zaman neden ortaya çıkmamıştı bilmiyorum ama Taehyung adamın eline parayı saydığında adam kayıtları bize verdi. Mesaj Suho'nun telefonundan gitmişti ve benim yaptığımı söylenmişlerdi bunu nasıl kanıtlayacağımızı bilmiyordum ama Taehyung'ın dediğine göre elinde başka delillerde vardı, mesela okulda Suho ve diğerlerinin en alt katta Yerim'i dövdükleri bir video. Okul müdürü bu olayı ört pas etmeye çalışsada Taehyung bulmuştu, emniyette tandığı kişiler vardı ve ne yapıp ne edip gerçek suçluları içeri tıkacaktık.
"Elimizde pek bir şey yok, işe yarayacak mı dersin?" Diyerek kafamı omuzuna yaslayarak ilerimizdeki yaşlı ağaca diktim gözlerimi, çok güzel ve görkemli bir ağaçtı ama yaşlıydı. Buna rağmen güzeldi işte o ağaca neden bu kadar takılmıştım bilmiyorum ama bilindik geliyordu.
"Deneyeceğiz ve umarım başaracağız Soyaa, içini ferah tut" elini omuzun üstünden atarak saçlarıma getirdi ve onlarla oynamaya başladı, bense hala ağacı inceliyordum. "Karşımızdaki ağaç, Yerim hep gelip onun yüksek bir dalına çıkıp resim çizerdi. Seni ilk nerde gördüm biliyor musun Soyaa?" Kafamı olumlu anlamda salladım "adliyede değil mi?"
Gülerek başını iki yana salladı "Yerim'in çizim defterinde" kafamı şaşkınlıkla omuzundan kaldırıp ona baktım. "Tam burada oturuyordun yine ama benimle değil tektin tabi, Yerim her zamanki gibi ağaca çıkmış. Sen kulaklığınla oturmuş gözlerini kapatmış şarkı dinlerken seni çizmiş. Çizim defterinde başka çizimlerde vardı, Yerim hep seni çok beğendiğini ve çizmeyi sevdiğini söylerdi." Dediğiyle bir an durdum şimdi ağacı neden tanıdık geldiğini hatırlamıştım. Burası annem ve babamla yaşadığım evimize yakındı ve kavga ettiğimiz bir gün gelip burda şarkı dinlemiştim, sarı saçlı bir kız ağaçtan atlayıp ağlayan bana mendil uzatmış ve gülümsedikten sonra gitmişti. O zamanlar daha orta okuldaydım, zaten daha sonra hiç gelmemiştim ama Yerim'in o ağaçtan atlarkenki halini hafızamı zorlayınca hatırlamıştım, o zamanlarda çok güzel bir kızdı.
"Ağaçtan atladığında şaşkınca ona bakakalmıştım. O ise bakışlarımı umursamayıp bana medil verip gitmişti" dedim ve bakışlarımı Taehyung'a cevirdim "onu kaybetmenin bir parçası olduğum için çok üzgünüm Taehyung, Baekhyun'ın arabayı başka bir yere çarpmasını sağlayabilirdim. Belki bize bir şey olurdu ama Yerim hayatta olurdu ve emin ol bu beni daha çok mutlu ederdi" aklıma geldikçe kötü hissetememe engel olamıyordum. Taehyung bana sarıldı ve saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Biliyorum Soyaa, sen olacağını bilsen orda Yerim değilde ben olayım diye dua edebilecek bir kızsın ama olanları değiştiremeyiz, şimdi yapabileceğimiz tek şey suçluları hak ettiği yere tıkmak" dedi.
Gözümden damlamak üzere olan yaşı sildim, daha fazla ağlamayacaktım"Onları hak ettiği yere göndereceğiz" diyerek gülümsedim. Bir cadı isem güçlerimi kullanma vakti gelmişti, Taehyung kararlı ifadem karşısında gülümsedi.
"İşte benim Cadım."
Kim Taehyung'ın Güzel Cadısı.
Kim Jisoo'nun Cesur Şövalyesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Knight|vsoo✓
FanfictionÇünkü benim hikayemin bir prense değil cesur bir şövalyeye ihtiyacı vardı. Kim Jisoo & Kim Taehyung Senin için @readeena ♥️ [22.05.2019-18.10.2019] ©️2019 | miazabel