medyadaki şarkıyla yazdım öneririm. Açılmayanlar için şarkı D.O | crying out
Birde yorum lütfen:)
-Bazen bazı anlar olur, dünya dursun isteriz, sadece o anda kalmak, o anda ölmek, tüm hayatımı o an üstüne kurmak. Öneceden bana somsuza kadar kalmak istediğin bir an var mı diye sordanız size hayır derdim yada hiç cevap vermezdim, çünkü benim hiç kalbimi hoplatana, bana huzur veren bir anım olmamıştı. Hiç hissetmemiştim böyle derin duyguları, hep görmüştüm, düşlemiştim ama hayır hiç yaşamamıştım, başkalarına bakıp özenmiştim hep ama artık vardı, Taehyung ile yan yanayken, tam bir kaç saniye öncesinde beni öpmüşken artık diyordum, keşke bu anda sonsuza kadar kalabilseydim, zamanı durdurabilseydim.
"Senden hoşlanıyorum" alnı alnıma yaslıyken döküldü bu kelime dudaklarından. Kalbim tekledi, alnı alnıma yaslıyken gözlerimi açmak istemedim. O an öyle kalmak istedim, sonsuza kadar onun kokusu ciğerlerimi doldururken, kalbi kalbime bu kadar yakınken, benden hoşlandığını söylerken. Şu an, şu şekilde ölsem tek damla göz yaşı düşmezdi gözümdem, birazcık bile üzülmezdim. Onun yanında mutluydum.
"Bir şey söylemene gerek yok, ben sada bilmeni istiyorum" dediğinde kafamı çekerek gözlerimizi sabitledim. "Ben de senden hoşlanıyorum Taehyung" diyiverdim. Elini elime indirip ikisini birbirine kenetlediğinde gülümsedim, birlikte içer girdik, herkes bir köşede konuşurken bizde ön taraflarda sahneye yakın bir yerde durduk, pek göze batmayan bir yerdi.
"Birazdan bir slayt gösterilecek, kardeşim ve benim bir sürü fotoğrafımız olucak, aynı zamanda vakıf tanıtılacak, bunun için heyecanlıyım çünkü ben hazırladım"
"Kesin mükemmel olmuştur" diyerek gülümsedim. Bir kaç dakika sonra sahneye çıkan adam vakıfla ilgili kısa bir konuşma yaptıktan sonra o indi ve bir slayt oynatılmaya başladı. Slaytın başında gördüğüm isim ve yüz donup kalmam için yetmişti.
-4 yıl önce-
Gözüm geçtiğimiz yollardaki insanlara ve ağaçlara takılıyordu, babam yanımda oturmuş hala dosyaları karıştırıyordu. Kafam allak bullaktı, daha lise üçüncü sınıftım, on yedi yaşındaydım ve birini öldürmekle suçlanmıştım, okulda zorbalık yaptığım kızı öldürmekle suçlanmıştım. Yakın aradaşım ve sevdiğim adam tarafından koca bir tekme yemiştim. İşlemediğim bir suçu üzerime yıkmışlardı.
"Çok fazla ortalıkta görünmeyeceksin Soyaa ve hemen arabaya geleceksin tamma mı? İmzaları at ve arabaya gel" kafamı olumlu anlamda salladım.
"Tamam baba,imzaları atıp hemen arabaya geleceğim." Araba durduğunda adliyenin arka kapısından girerek gecen geldiğimizde babamın konuştuğu adamın odasını buldum, ben belgelerle ve imzalarla uğraşırken babam karşı aile adımı öğrenmesin diye elinden gelen her şeyi yapıyordu, çünkü düşman edinmek istemiyordu aynı zamanda gazetelere düşmekte istemiyordu.
İmza işleri bitince arka kapıya doğru ilerledim, kapüşonlumu kafama geçirip arka kapıdan çıkıtım ama bizim araba etrafta yoktu. Biraz ilerlediğimde bir adam ve çoçuğu gördüm, çocuk benim yaşlarımdaydı yüzünü tam göremiyordum ama yandan duruşu ve kalıbından bu çıkarımı yapmıştım.
"Kimmiş?" Diye sordu karşısındaki adama doğru. Adam omuzlarının sıkıntıyla silkti "bilmiyorum oğlum, dava düşmüş isminide avukat öğrenmeye çalışıyor ama vermiyorlar."
"Baba ne demek ismini bilmiyorum, bu kişi kimse senin kızını öldürdü. Benim kardeşimi öldürdü bu kişi nasıl adını bile öğrenemiyorsun çıldırcam" saçlarını çekiştirerek bağırdı. Demek ki babasıydı.
"Bana bak, sınırlarını zorlama, deneyeceğim ama suçsuz diyorlar ismini vermiyorlar! Sen de beni zorlama" diye bağırdı adam oğluna.
Çoçuk babasına cevap vermeden benden tarafa dönerek yürümeye başladı, kahverengi saçlarının ön tutamlarını yeşiller sarmalamıştı. Yanımdan sinirle geçerken gözleri bir saniyelik beni bulsada umursamadı ve yanımdan çekip gitti.
-
Ekrandaki sarışın kıza baktım, Kim Yerim. Kim Taehyung'ın kız kardeşi. O gün o sinirle bağırken zaten anlamıştım onun Yerim'in abisi olduğunu. O adamın Yerim'in babası olduğunu ve bugün Suho'nun kapımda belirmesinden anlamalıydım bir şeyler olduğunu. Nasıl tanımamıştım onu? Kim Taehyung'un yüzü bir yıl aklımda dolanmıştı ama onu tanıyamamıştım.
Kenetli ellerimize baktım, ekrandaki kardeşine buruk bir gülümseme ile bakışına baktım, kalbim yanarken düşündüm. Kim Taehyung her şeyi öğrense ne olurdu? Bana inanmazdı, kimse inanmamıştı bana, kimse inanmamıştı, Kim Taehyung nasıl inansın ki? Anne ve babam bile inanmamıştı bana!
Taehyung'ın elini bıraktım şaşkınca bana baktığında ben gözlerim dolu dolu ona bakıyordum. Göz temasımızı kestim ve koşarak çıktım, Taehyung arkamdan bağırırken durmadım ve karşıma çıkan ilk taksiyi durdurarak bindim. Taksiye bindiğimde Taehyung'ın kaldırımın kenarında arkamdan baktığını gördüm, kırılmış duruyordu. Anlamlandıramamış ve kırılmış ama bilirse geçmişi daha çok kırılacaktı, o yüzden olmazdı, Taehyung ve ben olamazdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Knight|vsoo✓
FanfictionÇünkü benim hikayemin bir prense değil cesur bir şövalyeye ihtiyacı vardı. Kim Jisoo & Kim Taehyung Senin için @readeena ♥️ [22.05.2019-18.10.2019] ©️2019 | miazabel