-9-

15 2 0
                                    

İnsanlar karanlıktan korkar ama aksine ben karanlığı silah olarak kullanıyorum.  Yaşadığım olayları, acıları hepsini karanlığın içinde yenerim. Bu düşüncem yüzünden bir çok kişi tarafından tepki aldım. Ama benle düşünen bir kişi daha varmış bu hayatta. Ve bu kişi olmasını isteyeceğim en son kişi. Tabi o zamanlar bilmiyordum bu adam için korkusuz bir şekilde karanlığa dalacağımı.
Güneyin sözleri ile dikkat ile onu dinlemeye başladım. İlk kez kalbinden gelen sözleri söylüyordu.

-Siyah her şeyi gizler. Güçsüzlüğünü, korkunu, kaygılarını.... Siyah gölgedir, gizemdir, sınırdır, bilinmeyendir; bu yüzden güzeldir.
-Anladım aslında, siyahı bende severim. Ama ben üstümü nerde değiştireceğim.

Bana bakıp sırıttı ama bu yapmacık bir gülümseme idi.
-Arkada değiştir.
Arkaya bakıp önüme geri döndüm. Resmen benle oynuyordu ama umrumda değil.
-Peki benim için fark etmez.
-Cidden baban gibi delisin babana çektiğin belli.
Bu sözü üzerine ona dönerek hafifçe sırıttım ön koltuktan arkaya doğru geçtim üstümü değiştirmeye başladım. Böyle şeyleri umursamazdım. Güneye baktığımda sadece yola bakıyordu. Normalde bi erkek bakmak için şekilden şekile girerdi ama Güney bakmıyordu bir kere bile gözü kaymadı belki beni kadın olarak görmüyor. Peki bu beni neden üzmüştü? Neyse üstümü siyah bir bluz ve altıma siyah pantolonu giydim. (Sen nasıl birisin ya erkeğin yanında değiştirdin üstünü.) Sanane be böyle şeyler benim için önemli değil. Bişey yapmaya kalkarsa yaptığına pişman ederim. Düşüncelerimden kurtulup yerime geçtim o sırada Güney torpidoyu açıp silahını aldı. Benimde kucağıma atıp bana dikti gözlerini.
-Nasıl kullanacağını biliyorsun değil mi?
-Evet tabikide.
Silaha Büyük bir aşkla baktım. Silahlar benim en büyük hobim idi. O yüzden mahalledeki çete üyelerinden öğrenmiştim ilk olarak sonra ise bir ajanı tedavi etmiştim yasa dışı şekilde ondan karşılık olarak ise bütün silahları teknikleri ile öğretmesini istemiştim oda bu isteğimi ikiletmeden kabul etti. Tabi bunun yanında bana işkence, dövüş ve bir çok şeyi öğreti nedenin sorduğumda ise "sen benim hayatımı kurtardın korkusuz bir şekilde öne atılıp beni ordan çıkardın. Hem benim de bir öğrencim olmalı ki tekniklerim nesiller boyunca aktarılsın" demişti. Onu özlemiştim bir gün aniden arkasında "bir gün görüşeceğiz" notu bırakıp kayboldu. Biraz düşününce cidden babama benziyorum. Sakin yapımın altında fahşi biri yatıyordu, istediğimi alan bir insandım ve masum insanlara kötülük yapanlara cezasını vermekte iyim yani işkence etmekte bunu yaptığım için üzülmeme ya da çekinmem. Aksine bunu sevdiğim zamanlarda oluyor.
-Cidden değişik bir insansın diğerlerinden farklısın ama siz kadınlar sadece kendini düşünen kişilersiniz.
Bu niye beni sürekli birileri ile kıyaslıyor. Sanki siz aynı değilsiniz sadece bir kadını cinsel olarak  kullanmak istiyorsunuz, silahı belime yerleştirip.
-Ben diğer insanlara benzemem kıyaslayıp durma.
Güney bi anda kaşlarını çatıp sesini yükselti.
-Hadi çok konuşmada in.
Gözlerimi devridim arabadan inip etrafa baktım bir kaç tane konteyner vardı, ortada ise eski yıkık dökük bir depo vardı. Güney önden gitmeye başladı bende arkasından ilerlemeye başladım. Depoya girdi bir kaç adam vardı. İki adam ise bir kapıyı koruyorlardı. Kaslı adam kocaman kırışmış bir yüz ile bize dönerek.
-Şifre.
Güney kaşlarını çattı sesini olabildiğince sert yaptı .
-Leydinin çiçekleri açtı.
ALLAH aşkına bu nasıl şifre. (Takıldığı şeye bak yarabbim.)
Sus iç ses kaslı amca demin ki halini bırakıp gülmeye başladı
-Hoşgeldiniz Güney bey.
Güney bir şey demeden ilerlemeye başladı. Ben arkasından tam gidecekken bir kol beni engelledi kafamı kaldırdığım da o amcanın olduğunu gördüm. Adama dönüp kaşlarımı çattım ama bu koca adama benim o küçük kaşlarım pek işe yaramadı.
-Ben Güney'le birlikteyim.
-Emin olmadan geçemezsin.
Gözü yok herhalde bu adamın yada kaptan dolayı beyin nöronları ölmüş. Arka arkaya geldik ya sinirle adam döndüm sesimi yükseltip.
-Ben kimim biliyor musun sen. Ben Ahmet....
Dememe kalmadan biri anırdı. Ve bu kişi tabiki Güney idi.
-Tamam benimle artık giriş izni var.
Adamın demin ki halinden eser kalmadı kolumu bıraktı.
-Peki efendim buyrun.
Adama ters ters bakıp küçük ellerimi üstüme çırptım. Güney'in yanına koşarak gittim.
-Her yerde söyleme Ahmet amcanın kızı olduğunu düşmanı çoktur bu yüzden tehlikeye girersin.
Demek ki babam bu kadar güçlüydü. O zaman bu kadar güçlü olmasına rağmen neden korktu da bizi yanına almadı? Güney'e cevap vermeye üşenip kafamı salladım. Çoktan merdivenleri inmiş gelmemiz gereken yere gelmiştik. Sigara dumanı her yeri kaplamış etrafta sadece içkinin kokusu vardı. Ben etrafı süzereken Güney kolumdan çekiştirip beni bir yere otuturdu. Kendine viski bana soda istedi daha sonra bana döndü.
-Bana bak burdan bir yere ayrılma ben bi yere gidip geliyorum ve kimseye bir şey deme.
Bir anda korkularım gün yüzünde çıktı belki kokudan dolayıdır. Korku ile kekeledim
-G-gitmesen olmaz mı? Ben b-biraz tırstım.
Güney beni ciddiye almadı yine her zaman ki gibi yapmacık bir şekilde gülüp.
-Korkma hani dövüş sanatı biliyordun.

Diyip yanımda ayrıldı karanlıkta tam olarak nereye gittiğini görmedim  ve Ben karanlığı sevdiğim kadar karanlıktan korkarım travmalarım canlanıyor aynı şekilde Mira da karanlıktan ve yanlız kalmaktan korkar. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım ve etrafa bakmadan önüme baktım 5 dakika sonra yanıma birileri geldi. İki tane genç oğlan, öndeki oğlan o itici sesiyle konuşmaya başladı.
-Güzelim bizimle eğlenmek ister misin?
Midem bulanmaya başladı yine oluyordu.
-Gidin başımdan.
Sesimde ki korku çocukları şaşırtmıştı.
-Yapma böyle güzelim hadi ama.
O pis eliyle omzuma dokundu elini itip ayağa kalktım ve ne ara aktıklarını bilmediğim göz yaşlarımı sildim.
-eeee sende pek nazlısın ama.
Oğlan bana sarılmaya çalışınca aniden gözüm döndü kolunu kıvırıp karnına tekme attım. Niye böyle şerefsizler vardı bu dünya artık bozuluyor, insan oğlu bozuluyor bu kişiler insanlıkla düzelmez, bunları düzelticek insanlar lazım bu dünyaya. Diğer oğlan üstüme gelmeye başlayınca burnunu üzerine yumruk attım. Arkadan biri daha çıkınca kim olduğunu anlamayıp onada yumruk savurdum ama Güney hızlı bir hamle yapıp elimi engelleyip tutu. Beni hızlıca kendine çekip konuşmaya başladı.
-Tamam sakin ol geçti.
Güneyin kokusu doldu burnuma bir anda rahatlamaya başladım.
Daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım ben karanlıktan korkardım. Şu anda Güney'in kolları arasındayım. Biraz sakinleşince kafamı göğsünden kaldırdım. Aklıma gelenle hemen konuştum.
-Mira peki Mirayı buldun-
Sözümü kesen kurşun sesi oldu.....

Evet bu günlük bu kadar sizce kime ne oldu? Sevgili cancağızılarım vote ve yorum atmayı unutmayın. Ayrıca eğer fikirleriniz varsa bu böyle olabilir diye yorum atın .....

Hayat'ın Kalp AtışlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin