-2-

106 9 2
                                    

Arkadaşlar kitap kapağı yapan ya da ilgilenen biri bana yazabilir mi ?
İyi okumalar.. 😘😘

Bunun üzerine gülerek kapıyı açtım ve karşım da gördüğüm manzarayla çok büyük bir şok geçirdim. İki tane polis duruyor du karşım da, bana sorduğu soruyla kendime geldim.
-Dolunay ASLAN siz misiniz?
-Evet benim.
Polisler şaşırmışa benziyordu.
-Kusura bakmayın daha büyük birini bekliyorduk, ev de sizden daha büyük biri var mı?
-Hayır yok, söyleyin lütfen ben reşit'im, 21 yaşındayım.
Niye herkes beni küçük sanıyor? Belki de bu yoklukla başa çıkmaya çalışırken yeterince gelişemediğimden di, benim güzel miram da ne yaparsam yapayım hala minicik bir çocuktu. Tam da içim de sorularla boğuşurken yanıma Mira geldi.
-Ablacım kimmiş?
Mira polisleri görünce bir kaç adım geri attı.
-Korkma kuzum sen içeriye geç, abiler bir şey sormaya gelmiş.
Mira sakinliğini koruyamasa da tedirgin bakışlarla içeriye ilerledi.
Polisler mira içeriye girdikten sonra gözlerinde ki acıyan bakışları her ne kadar saklamaya çalışsalar da beceremeyerek,

-Dolunay hanım bizimle hastahaneye gelmeniz lazım.
-Neden acaba?
-Yol da anlatırız buyurun lütfen.
-Tamam bir dakika .
İçeriyi geçerek hırkamı aldım, Miraya da bir şey olmadığını okula gitmemesini  beni beklemesini söyledim. Üzerinde ki tedirginlik hala devam ediyordu, zor olsa da sıcak bir gülümsemeyle alnına bir öpücük kondurup evden çıktım. Ne olur ne olmaz diye en yakın olduğumuz karşıdaki Lucy teyzeyede arada bir Mirayı kontrol edebilir mi diye sordum. Ve aşağı indim polisler beni arabanın yanın da bekliyordu, ağır adımlarla polis arabasına doğru ilerledim beynimin için de binlerce soru birbirini kovalıyordu. Sakin kalmaya çalışsam da ellerimde ki titreme buna izin vermiyordu. Arabaya bindim ve korktuğum o soruyu sordum.
-Neden hastahaneye gittiğimizi öğrenebilir miyim?
Her gece bu korkuyla yatıp her sabaha şükürle kalkan ben korktuğum o cevapla yerimden irkildim.Hayatım'ın iyi ya da kötü başlangıcının haberini.
-Leyla ARSLAN bu sabah sevgilisi tarafından vurularak öldürüldü. Teşhis etmeniz için sizi öncelikle hastahaneye götürmemiz gerekiyor. Lütfen sakin olun...
O an da hayatın bana yine çelmesini taktığını anladım ve gözyaşlarım usul usul düşmeye başladı. Hastahaneye vardığımız da gözlerim kızarmıştı bile.
Ve şuan da morgun önün de doktorun beni içeriye çağırmasını bekliyordum. Sonun da o buz gibi odanın kapıları aralandı yavaşca içeriye doğru ilerlerken içimde ki fırtına dinmek bilmiyordu. Gözlerim Soğuk zemin de yatan beyazlar içinde ki cansız bedene ilişti.
-Hazır mısınız?
Tam da o anda tok bir sesle bana soru yönelten o göbekli morgdan daha soğuk bakışlara sahip adamla göz göze geldim... Bir insan nasıl hazır olabilirdi ki böyle bir durum da? Hazır değildim ama yapmak zorun da olduğum bir şeydi çünkü bu hayatta Miradan sonra tek sahip olduğum kişi de o soğuk zemin de uzanmış yatıyordu. Orda yatan benim, benim Annem di! Gözlerim daha fazla dayanamayıp kapanmıştı, zar zor ayakta durmaya çalışan cılız bacaklarım kendini yerlere bırakmıştı.
....
Gözlerimi açtığım da hastahane odasındaydım.Yanıbaşım da dikilen Doktor bana nasıl olduğumu soruyordu. Her ne kadar dudaklarım cevap vermek için zorlansa da sorduğu bir kaç soruya cevap vermeyi başardım.Tüm kontrolleri tamamladıktan sonra usulca gözden kayboldu. Geriye kalan tek şey ise parfümünün kokusuydu... Kokulara karşı hassasımdır ve bu koku hayatım da kokladığım en güzel duyguydu. Bahçede ki ağacın cama vuran tıkırdısıyla tekrar gözlerim Kapanmaya başlamıştı ki kapıdan içeriye hemşire girdi. Hemşirenin odaya girmesiyle birlikte beynim de şimşekler çaktı, Mira evde ve tekti...Aniden yataktan doğrulmamla hemşirenin beni tutması bir oldu.
-Hanımefendi sakin olun serumunuzu çıkarmam lazım.
-Benim bir an önce çıkmam lazım, lütfen izin verin kardeşim evde tek başına.
-Sakin olun Dolunay Hanım serumunuzu çıkardıktan sonra gidebilirsiniz.
Gidebilirdim ama... Peki ya Annem o ne olacaktı!?
-Hemşire han...
Sözüm kesilmişdi kanım adeta donmuş hemşirenin söyledikleri karşısın da şok geçiriyordum.
-Dolunay hanım Annenizin cenazesini ailesi alıp gitti.
-Nasıl yani?
-Şey.... Aslın da burada olduğunuzu söyledik ama sadece cenazeyi almak istediklerini, sizin bu konu da bir hak sahibi olmadığınızı sadece onun hayatını mahvettiğinizi söyleyip ortalığı kırıp döktüler. Hastane ve polis işlemlerini de kendileri halletti.
Serumunuzu çıkardım kendinizi daha iyi hissettiğiniz de çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun.
dedikten sonra odadan ayaklarını sürüyerek çıktı. Bu zamana kadar görmediğim bir ailesi mi vardı annemin? Peki bunca zamandır nerdeydiler. Hem biz hiç bir şey yapmadık ki. Aklım çok karışıktı ama bana zamanım yoktu bir an önce eve gitmem gerekiyordu.
....
Kaldırım da yürürken ne yapacağımı bilmez bir şekilde ağlıyordum.
-Ben Miraya annemizin öldüğünü nasıl söylerim? Ya kriz geçirirse?

Annem Mira'ya hamileyken alkol ve ilaç  aldığı için Mira'nın kalbin de sorun var dı,bu yüzden tıp okuyordum ama okulu dondurmak zorunda kalmıştım çünkü Mira'ya bakacak kimse yoktu ve tüm sorumluluğu bana aitti. Sene başın da tekrar okula başlamayı düşünüyordum...
Bütün yol boyunca Mira'ya tüm bu olanları nasıl anlatacağımı düşünürken çoktan eve vardım. Anahtarı kapı deliğinden sokmaya çalışırken titreyen ellerim Buna izin vermiyordu, bir kaç denemeden sonra kapıyı açmayı başarmıştım. İçeriye girdiğim de Mira'nın yanın da bir adam vardı. Mira kucağıma atılarak,
-Hoşgeldin ablacım.
Mira'yı kolundan tuttuğum gibi arkama aldım, korku ve merak için de adama yöneldim.
-Siz kimsiniz? Evim de ve kardeşimin yanında ne işiniz var?
-Merhaba, sakin olun Dolunay hanım. Ben...

Evet yeni bir bölümle karşınızdayım vote ve yorumlarınız benim için büyük anlam içeriyor sizleri seviyorum 😘😘

Hayat'ın Kalp AtışlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin