20

4.8K 616 154
                                    

Yaptığınız yorumları okumak çok keyifli. O yüzden yorum yapmayı unutmayın lütfen. :)

Akşam yemeği esnasında Bırahim Amca'nın sorularını ve Kenan Süreyya'nın cevaplarını tercüme ederken Ali İhsan'ın kızgınlığı yavaş yavaş yatışmıştı. Zaten sevgilisi olmasaydı bile ev sahibi o olduğu için onu sükunet suikastine kurban edemezdi. Bu fazla acımasız bir muamele olurdu.

Yemek sonrasında Kenan Süreyya çeşme başında, eğilmiş elini yüzünü yıkarken o havlu tutuyordu.

- O tarlayı tek başına mı biçtin?

Soruyu sorarken kaşları havalanmış, yüzünde tatlı bir tebessüm oluşmuştu. Kenan Süreyya kalkıp havluyla yüzünü kuruladı.

- Ne sandın aslanım! Evelallah her işin üstesinden gelirim ben!

- Oo!

Ali İhsan, ciğerlerindeki soluğu salarken iftihar ve tebrikle karşılık verip gülmüştü.

- Ne o, yüzünü asmaktan neden vazgeçtin?

Ali İhsan geri adım atmış olabilirdi ama Kenan Süreyya bir soruyla yumuşayacak değildi. "Beyefendi istediğinde surat yapacak, dut yemiş bülbül gibi kenarda durup gözlerini kaçıracak he! Yok öyle yağma!"

- Sözümü dinlemeliydin.

- Sen de beni hafife almamalıydın.

- Onun için özür dilerim.

- Hah! İşte böyle akıllı ol, ciğerimi ye!

Böylece Kenan Süreyya'nın yelkenleri suya indirmemesi için sebep kalmamıştı. Ali İhsan gülerek omuzlarından tutup kendine çektiğinde o da keyifle gülmeye başlamıştı. Sevdiğinin sağ omzunu avuçları içinde nazikçe sıktığında Kenan Süreyya, tatlı bir ısının tenine yayıldığını hissediyordu.

- Her yerim ağrıyor! Geberiyorum cano!

- Sakalım yok ki sözüm dinlensin!

- Bu akşam sırtımı çiğnemen lazım yoksa yarın yerden kalkamam vallaha!

- Ben mi? Ezilirsin altımda.

- Bir şey olmaz yahu.

Ali İhsan bu defa hiç tartışmaya girmedi. Dün olduğu gibi hemen herkes dama çıkmıştı. Asiye'ye seslendi, yanına çağırdı.

- Ama Asiye çiğnerse ezilmezsin.

- Asiye'nin canı ne ki Allah aşkına, serçe gibi çocuk!

- Öyle durduğuna bakma, nazlı çiçeğim hekim gibidir.

Kenan Süreyya sofadaki kilimin üzerine yüzüstü yattığında hala Ali İhsan'ın söylediklerine pek inanmıyordu ancak vücudu kaskatı kesilmişti, öyle ya da böyle çiğnetmesi gerekiyordu. Asiye, abisinin elinden tutmasıyla Kenan Süreyya'nın sırtına çıktı ve az sonra ellerini iki yana açıp kah ayak uçlarıyla kah minik topuklarıyla baskı uygulayarak sırtını, bilhassa kürek kemiklerinin üzerini çiğnemeye koyuldu. Birkaç dakika sonra Kenan Süreyya'nın ofları ohları duyulunca Ali İhsan da Asiye de kıkırdamaya başladı.

- Serçe iyi geliyor herhalde!

İniltiyle karışık bir şeyler söyledi ancak pek anlaşılamadı. Ne kadar sürdüğünü kestiremedi fakat Asiye sırtından inip sekerek sofadan dama doğru çıktığında Kenan Süreyya şifaya kavuşmuş gibi hissediyordu, orada öylece sabaha kadar yatabilirdi.

- Daha iyi misin?

- Hem de çok...

- Öylece yerde mi kalacaksın?

Biraz Daha YaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin