Final

677 41 22
                                    

20 dakika geçmişti ve içerideki sesler kesilmişti. Bu sırada Tony de gelmişti. İçeri girerken Peter'ın umduğu tek şey ona bir şey olmamış olmasıydı.

İçerden bir ses gelmiyordu. Peter biraz daha yürüdü. Ve yerdeki adamları gördü.

Maeve'in kaçtığını düşündü. Ama umduğunu bulamamıştı. Görüş alanına ilk önce Maeve'in ayakları girdi.

"Hayır, hayır Tanrım hayır. Lütfen, lütfen olmamış olsun..."

Peter biraz daha yürüdü. Kızın kıyafeti girdi görüş alanına. Artık bitsin istiyordu bu. Nefes alamıyordu.

"Maeve? Güzelim ses ver. Yaşadığını bilmem gerekiyor, lütfen."

Olduğu yerde durdu. İstavroz çıkardı, yukarı baktı ve ellerini göğsünde parmakları yukarı bakacak şekilde birleştirdi. "Tanrım, sana yalvarırım ona bir şey olmamış olsun, yalvarırım..."

Biraz daha yürüdü. Artık nefesi daralıyordu. Kalbi göğüsünden çıkacakmış gibi atıyordu.

Kızın sağ elini gördü ilk önce. Karnının üzerindeydi. Peter baksa kızın yüzünü görebilirdi. Ama bakmadı. Ölesiye korkuyordu.

"Tanrım, sana yalvarırım ölm..."

Yutkundu. Bunu sesli söylemek istemiyordu. Ama gerçek kaçınılmazdı.

"...ölmemiş olsun."

Kızın yüzüne baktı. Nefes alamadığını hisseti ilk önce, daha sonra da duvarların ona doğru geldiğini. Nefesi ciğerlerinde sıkışmıştı. Peter buradan kaçmak istiyordu. Boğazını tuttu. Maskesini çıkardı. Seslice yutkundu. Karşılaştığı manzara, en kötü kabuslarından daha kötüydü.

Maeve yerde yatıyordu. Burnunda kan vardı, kulaklarında kan vardı. Ağzının kenarından kan akıyordu. Dudakları ağzının içinden gelen kan yüzünden kan kırmızısı olmuştu. Peter yapmak istemiyordu ama daha çok yaklaştı. Elini Maeve'in yanağına koyup okşadı. Daha sonra bir umut vardır diye nabzını kontrol etti. Atmıyordu.

"Beni bırakmamalıydın Maeve. Ben seni çok sevmiştim."

Sessizce ağlıyordu ve kurduğu cümleler fazla sakindi.

"Biliyor musun, ben aslında sen buradan çıkınca seni öpecektim, yani kafamda öyle planlamıştım ama öyle olmadı Maeve." Dean ve Sam de arkada durup sadece cesede bakmakla yetindiler. Bir şey söyleyemezlerdi bu durumda.

"Değer verdiğim tüm insanlar beni bırakmak zorunda mı!"

Bu sefer bağırdıktan sonra hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Maeve'in göğsüne başını koymuş ve gözyaşlarının kıyafetini ıslatmasına izin vermişti.

"Sen daha çok gençsin."

Dudaklarına baktı. Yavaşça yaklaştı ve değerse sanki onu incitecekmiş gibi yumuşacık öptü.

O ölü olsa bile onu incitecek bir şey yapmaktan korkuyordu.

"Seni çok seviyorum Maeve..."

Seslice nefes aldı.

"...senin her şeyini seviyorum."

Ağlaması hiç durmadı, aksine daha çok şiddetlendi.

"Senin yerine ben ölmeliydim. Bir de Avenger olacağım. Hah."

Tony Peter'ın yanına gelmişti.

"Gel buraya evlat."

"Bay Stark, bir ihtimal..."

"Peter, ben de çok üzgünüm ama hayır, bir ihtimal yok."

Tony yaklaşıp onu omuzlarından kaldırdı. Peter'ın dudaklarında kan vardı.

"Sana ne oldu?"

Peter Maeve'in dudaklarını gösterdi. Tony olay yerinde kalırken Sam Peter'ı sırtından destekleyerek dışarı çıkarttı.

"Bugün burada, Maeve için toplandık. Maeve, yaralı bir kızdı. Bir süperkahraman yüzünden görme yetisini ve ailesini kaybetti. Sonra da bir süperkahraman sayesinde tekrar gördü. İronik, değil mi? Neyse, ben burada, Maeve'in neler yaşadığını anlatmaya gelmedim. Aslında çok da anlatacağım bir şey yok. Ben onu gerçekten çok sevmiştim. Onun kalbini, konuşmasını, gözlerini... şu an burada olsaydı onu öpüp onu ne kadar sevdiğimi söylerdim. Ama, bazen istediklerimiz olmaz. Umarım ölmeden önce dünyayı gördüğü kısa sürede buradan nefret etmemiştir. Çünkü ben nefret edilecek çok şey gördüm. Maeve'in ölümünden kendimi sorumlu tutmuyorum desem yalan olur. Ben, Spider-Man..."

Tony kaşlarını çatıp Peter'a "Ne halt yiyorsun sen?" bakışlarını atsa da, Peter umursamayıp devam etti. Sadece tanıdıkları kişiler orada olsa sorun olmazdı, ama neredeyse bütün okul cenazeye gelmişti.

"...onu kurtaramadığım için kendimi sorumlu tutuyorum. Maeve eğer bir yerlerden beni duyuyorsan, senden çok özür diliyorum. Beni dinlediğiniz için teşekkürler."

Peter kürsüden inip çıkışa doğru yürüdü. Biraz hava alması gerekiyordu.

İçeri tekrar girdiğinde Maeve yakılacaktı. Yakıldığında küllerini aldı ve arabaya bindi. Birlikte yıldızları seyrettikleri tepeye gitti.

"Umarım burada mutlu olursun güzelim."

İşlemeli kutuyu açtı ve küllerini serbest bıraktı.

"Seni seviyorum."











SON.











Bu hikaye kütüphanenizdeyse çıkartmayın, alternatif final var. Ve bu sefer mutlu, istediğiniz gibi.

Ve Peter'ın hayali gibi.

blinded love | peter parker & avengersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin