1

4.2K 140 182
                                    

Sirius sabah gözlerini zar zor açtı. Zaten hiçbir zaman erken uyanabilen birisi olmamıştı ve bu durumda suçlu kendisi olmuyordu. Yapacağı işi kendi seçme imkanına sahip olsaydı şayet, öğlene kadar uyuyabileceği bir iş seçerdi.

Uyuşuk hareketlerle yatağından çıktı. Saate göz ucuyla baktı. Eğer biraz daha üşengeçlik yaparsa işe geç kalacaktı ki bu büyük bir problemdi. Babasının şirketine geç kalıp babasından laf yemek istemiyordu. Kaldı ki babası kendisi bile işe geç kalırsa çalışanların ne halde olacağını sormuştu. -bu Sirius'un aydınlanma yaşadığı andı.- Biraz sıkkın şekilde elini telefonuna attı. İşten biraz erken çıkabilirse şayet, James -çocukluk arkadaşıydı ve birlikte neler yapmamışlardı- ile buluşacaktı.

"Jamie sana kaç kere telefonlarımı açmanı söyleyeceğim? Lils seni çok bozdu neyse beni en kısa zamanda ara." Pek kıymetli arkadaşı telefonunu açmayınca mecburen telesekretere konuştu sonra kapattı. Patronu babası olsa da çalışanı olduğu bir şirket vardı.

Evden çıkıp siyah spor arabasına
-kendi parsıyla almıştı.- bindi. Yol uzun -evi şehrin dışındaydı- fakat huzurluydu. Bir ara kıl payı birisini ezip geçecekti fakat onun dışında sorunsuz bir öğleden önce geçirmişti. Yemek yedikten sonra tekrar James'i arayacaktı fakat James daha erken davrandı.

"Siri, bugün buluşacağımızı söylemiştin. Geleceksin değil mi?" James bunu sorarken, Sirius onun dudaklarını büktüğüne emindi.

"Bilmiyorum Jamie. Eğer erken çıkarsam söz buluşacağız fakat biliyorsun ki benim erken çıkmam biraz güç." James bunu söyleyeceğini az çok tahmin etmişti ve tabi ki istediği cevap bundan çok daha farklıydı. Yine de arkadaşına bir şey söyleyemiyordu malum Orion Black faktörü yok sayılamazdı.

"Sana şuan çok işkence edesim geldi biliyor musun?" Sirius güldü. Elbette ki James konuşma konusunda Sirius kadar iddialı olamazdı. Bu durumda James'in işkencesi anca o karga sesiyle söyleyeceği şarkılar -Bir ara zavallı Lils uzun süre maruz kalmıştı.- olurdu.

"Yine şarkı mı söyleyeceksin?" Sirius alayla konuştu.

"Ne münasebet! Şarkılarım işkence değil, sizi yüceltiyorum ben." Sirius kahkaha attı. Etrafındaki çoğu göz kendisine döndü çünkü gülmek ona aşırı yakışıyordu ve çalışanların yanında pek gülmezdi. -prensip meselesiydi. Gerçi yatağa atma konusunda babası her ne kadar kızsa da pek bir prensibi yoktu.-

"Bana oradaki kızların erimediğini söyle Siri." Sirius göz devirdi.

"Gerçekleri biliyorsan sormazsın Jamie." Bu sefer kahkaha atan James idi.

"Neyse Sirius eğer gelmezsen haber ver. Bende çiçeğimle buluşmaya gideyim." Sirius onu onayladı ve telefonunu kapattı. Hızla yemeğini yedi ve işlerinin başına geçti. Babası her an gelip onu yoklayabilirdi.

Saat 4 gibi işlerini bitirmişti ki bu tarihi bir rekor sayılabilirdi. Şimdi gidip babasına yalvarabilir ve erken çıkmak için izin isteyebilirdi. Hızla kalktı ve babasının odasına daldı.

"Baba ben bugün erk-" babası hızla lafa girdi.

"İşlerin bitti mi Sirius?" Sirius başını salladı.

"Çoktan bitti."

"Verdiğim kağıtları bitirdin mi?" Başını hızla salladı. "Peki ya dünden kalanlar?"

"Öğleden önce bitmişti." Suratındaki gülümsemeyle söyledi.

"Peki ya okuman için verdiğim belgelerdeki yanlışları düzelttin mi?"

"Çoktan." Babası hayrete düşmüştü. Sirius'un bu kadar çalışması gözlerini yaşartmıştı.

"Peki ya-"

"Evet baba belgeleri imzaladım. Eksikleri tamamladım, yarın için hazırlıkları tamamladım." Babası şokla baktı.

"İyi misin sen çocuğum? Kafana saksı falan düşmedi ya?" Sirius kahkaha attı.

"Tabiki iyiyim baba. Şey şimdi ben çıkabilir miyim?" Babası hala şaşkındı. Fakat bu kadar çalıştıktan sonra oğluna izin vermeyecek değildi.

"Tamam çık da bir ara eve uğra annen ve Regulus seni çok özlüyor." Sirius onayladı.

"Sen özlemiyor musun?" Bunu alayla söyledi.

"Her gün görüyorum neyini özleyeceğim. İşlerin de anca gece yarısı bitiyor zaten." Sirius burun kıvırdı.

"Neyse ben gidiyorum o zaman." Hemen sonra şirketten çıktı. Hemen James'i aradı.

"Gelmeyeceksin çünkü işlerin bitmedi ve baban da o yüzden izin vermiyor değil mi Siri?" Normal şartlarda olan buydu.

"Jamie sen beni hiç tanıyamamışsın. Tabiki de geliyorum." Uzun süre yanıt gelmedi. Zavallı James'in şoka girmesi muhtemeldi.

"Sen ciddisin!" Sirius o görmese de göz devirdi.

"Hadi hazırlan ve konum at." James onu onayladı ve beş dakika içerisinde konum attı. Sirius da arabasını oraya sürdü.

Sirius kafede oturmuş iki saattir James'in gelmesini bekliyordu. Tamam belki iki saat abartılı olabilirdi fakat yarım saat kesindi. Neyse ki James kapıdan girdi.

"İki saattir seni bekliyorum koca kafalı seni." James göz devirdi ve uzun süredir -1 ay ne kadar uzun sayılabilecekse- görmediği arkadaşına sarıldı.

"Özlemişim be." Sirius onu onayladı.

"Neredesin sen kaç saattir?" İçinden kesin Lils onu zapt etmiştir diye düşündü.

"Çiçeğimle kıyafet seçtim de." James bunun ardından ne geleceğini çok iyi biliyordu.

"Zaten sen beni aldatıyorsun James. Hiçbir zaman Lils'i kabul etmemeliydim." Başını iki yana salladı. James ise gülsem mi ağlasam mı modundaydı.

"Bu konuyu konuşmuştuk. Hani artık böyle söylemeyecektin?" Sirius omuz silkti. Ne isterse onu söylerdi.

"Bu beni aldattığın gerçeğini değiştiriyor mu? Hayır mı? Bende öyle tahmin etmiştim zaten." James ağlamada karar kılmıştı.

"O benim sevgilim Sirius farkında mısın?" Sirius başıyla onayladı.

"Benim de söylediğim o ya! Ben senin hayatında daha uzun süredir varım." James göz devirdi. Arkadaşının konuşma konusundaki hünerlerini iyi biliyordu o yüzden ona hak vererek susturdu.

"Sirius." Sirius yemeğinden başını kaldırıp James'e baktı.

"Ne oldu?" Dostu asla bu kadar ciddi giriş yapmazdı.

"Ben Lils ile evlenmek istiyorum." Sirius bi süre şaşkın şaşkın baktı. James için mutlu olmuştu.

"Tabi neden olmasın izin verdin evlenebilirsiniz. Tabi beni ihmal edersen sizi boşatırım." James kahkaha attı. Bu çocuk asla değişmeyecekti.

"Senden izin değil yardım istiyorum seni ahmak." Sirius dumura uğramıştı. Tanrı aşkına o böyle işlerden ne anlardı!

"Ben doğru kişi değilim, biliyorsun değil mi?"

"Ne yapayım elimde bi sen varsın." James de haklıydı bir yerde. Sirius başını onaylarcasına salladı.

"Doğru söylüyorsun. Da ne yapacağız?"

"Ben buldum bir şeyler. Senin evindeki kamelyayı sardunyayla
-Lily'nin en sevdiği çiçekti.- süsleyelim. Sonra ben yüzük falan alırım. Yemek falan da hazırlarız. Öyle teklif ederim. Nasıl?"

"Herşey güzel de yemek yapma konusunda umarım ciddi değilsindir. Evlenmeden kızı zehirlemek istemezsin."

"Doğru söylüyorsun. Sipariş ederiz." Sirius onu onayladı. Yemek yemeye ve konuşmaya devam ettiler.

Merhabaa

Yeni bir hikayeyle karşınızdayım umarım beğenirsiniz ❤

Sizi seviyorum minnaklarım💕💕

Argentum (Wolfstar) AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin