Change

999 121 25
                                    


'Tatlım, babanın yakın bir arkadaşı vefat etmiş. Apar topar şehir dışına çıkmak zorunda kaldık. Ben de onu yalnız bırakmak istemedim. Birkaç güne döneriz. Bayan Anna seninle ilgilenecektir. Kendine iyi bak.'

Telefonuma gelen annemin bu uzun mesajıyla derin bir nefes almış ve adımlarımı okula doğru devam ettirmiştim.  Görünüşe bakılırsa birkaç gün boyunca evde yalnız olacaktım. Tabi evimizin temizlik görevlisi ve aşçısı Bayan Anna dışında. O da varlığını pek farkettirmezdi zaten. Birkaç gün boyunca kafamı dinlemem iyi olurdu. Sessizliğe ve düşüncelerimle baş başa kalmaya ihtiyacım vardı.

Babam için üzülmüştüm. Arkadaşlarına çok değer verirdi. Onu aramak konuşmak istiyordum fakat biraz zaman geçtikten sonra bunu yapmam daha mantıklı geliyordu. Sonuçta acısı şuan tazeydi ve bu telefonla halledilecek bir konu değildi.

Asıl meseleye gelecek olursak haftasonu dolayısıyla o olaydan sonra 2 gün olmuştu. İçimde garip bir his vardı. Korku mu, endişe mi yoksa başka bir duygu mu bilemiyordum. Bu, biraz karmaşıktı. Tek bildiğim bugün okula gelmemesini dilediğimdi. Ciddi anlamda varlığını bile hissetmek istemiyordum. Aklımı toplamaya ihtiyacım vardı.

Okulun bahçesine giriş yapmam ve kapıya doğru ilerlemem ile birlikte içimdeki o değişik hissin çoğaldığını ve kendini belli ettiğini farkettim. Bu irkilmeme sebep oldu. Derin bir nefes aldım, adımlarımı sıklaştırdım. Belki de ben abartıyordum.

Fakat içtiği şey garip bir maddeydi. Uyuşturucu gibiydi fakat daha önce hiç bu kadar garip bir madde görmemiştim. Bu yüzden pek de emin değildim. Bana kimseye söylemememi  istemişti bunu. Tabi ki söylemeyi düşünmüyordum ki, onun gibi birini başıma bela almak asla istemezdim. Şuanki tek dileğim bir süre okulda yalnız kalıp kafayı dinlememdi. Hatta gelecek birkaç gün boyunca tamamen yalnız kalmak ve rahatça düşünebilmek istiyordum.

Sınıf kapısına ulaşmamla birlikte vücudumda hissettiğim gerginlik titrememe neden oldu. İyi şeyler düşünmeye çalıştım. Hiçbir şey olmamış ve sanki önemsiz birşeymiş gibi umursamaz davranmak istiyordum. Bu kadar belli etmemeliydim.

Acaba yerimi değiştirebilir miydim sınıf öğretmenine sorsam?  Ah, kimsenin Taehyung'la oturmak isteyeceğini sanmıyordum doğrusu. Bu boşa kulaç atmak olurdu. En iyisi sadece umursamaz görünmek ve herşeyin eski haline döndüğünden emin olduktan sonra bir daha onunla konuşmak gibi bir hata yapmamaktı. Aksi halde başımı belaya sokacaktım.

Tüm cesaretimle kapının koluna asıldım ve hızla içeriye girdim yere bakarak. Sınıf çok sessizdi. Duyduğum ses etrafa bakınmamı sağladı.

"Neden kapının önünde bekledin ki Jimin? Henüz sınıfa gireli çok olmamıştı. Sana kızmazdım biliyorsun."

Yutkundum. Derse geç kalmıştım. İlk kez. Ve bir de salak gibi kapının önünde dikildiğimi görmüşlerdi. Bu cidden benim için çok utanç vericiydi. Sınıfımızın kapısında üst tarafta bir cam pencere vardı. Büyük ihtimalle oradan görmüşlerdi.

"Dalmışım.. Teşekkürler Bay Kim."

Öğretmenimizin başıyla anlayışlı bir şekilde onaylamasıyla yerime oturmuş. Yanımdaki boşluk hissiyle derin bir nefes almıştım. Yoktu. Gelmemişti. İçimden tanrıya binlerce kez şükretmeye başlamıştım. Sanırım son zamanlarda kabul olan nadir dileklerimdendi.

Sıkıntıyla iç çektim ve öğretmenin anlattığı şeye odaklanmaya çalıştım. Tabi, aklımı toparlayabilseydim dinlediğim kadar anlayabilirdim de. Tahtaya düz bir şekilde kesiksiz bakarken daldığımı farketmiş saatime baktığımda ilk teneffüs zilinin çalmasına az kaldığını farketmiştim. Sabırla kafamı Tae gibi masaya koyarak çalmasını beklemeye başladım. Ciddi anlamda hareketlerim gittikçe ona benzemeye başlıyordu.

Fly with me | VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin