Yol boyunca derin bir sessizlik süregelen arabada yaklaşık yarım saattir seyahat ediyorduk. Eve hiç uğramamıştık ve üstümdeki okul üniformalarıyla beni nereye götürdüğünü deli gibi merak ediyordum. Fakat bu merakımın aksine hiç konuşmamış bir kere bile 'nereye?' sorusunu ona yöneltmemiştim. Çünkü ortamda öyle bir hava vardı ki sanki konuşsam kelimelerim boşlukta süzülüp kaybolacaktı. Bu yüzden sessiz kalmayı tercih etmiştim. Tabi her zaman olduğu gibi onu soru yağmuruna tutmak isteyen meraklı bir tarafım olsa da şanslıyım ki ağır basmıyordu.
Derin bir nefes aldım ve camdan dışarıyı seyretmeye devam ettim. Yaklaşık 5 dakika sonra bir benzinlikte durduğumuzda hava almak için dışarıya çıkmak istedim. Ama sanırım bu pek iyi bir fikir değildi.
"Çıkma. Bir şey alıp geliyorum hemen."
Onu konuşmadan kafamı aşağı-yukarı sallayarak onaylandığımda, yüzümün endişeyle karışık şaşkın bir ifadeye bürünmüş olduğuna yemin edebilirdim. Sanırım artık sessizliğimi bozmam gerekiyordu. Ne olursa olsun. Çok geçmeden arabanın kapısı tekrar açılıp Taehyung yanımdaki yeri aldığında elinde bir sigara paketi olduğunu gördüm.
Sigara içiyor olmalı.. Acaba ne zamandan beri?
Açıkçası bu benim için pek de süpriz olmamıştı. Sonuçta uyuşturucu içiyordu. Sigara onun yanında basit kalırdı.
Hatırlatırım, sen de içiyorsun Jimin?
Gerçeklerin bir daha yüzüme vurulmasıyla sıkıntıyla iç çektim. Aklıma gelen o maddenin görüntüleri, verdiği hissi hatırlamamla birlikte vücuduma yayılan son zamanlarda alışmama ramak kalmış hisler tekrar gezinmeye başladı. Başımın hafif dönmeye başladığını hissettim. Dikkatimi dağıtmak amacıyla bakışlarımı yanımdaki bedene çevirdim. Ve aklımdaki soruyu yönelttim düşünmeden.
"Nereye gidiyoruz?"
Arabaya bindiğimden beri süregelen sessizliğe alışmış olacak ki sesimi duymasıyla yola odaklanmış bakışlarının beni bulması bir oldu. Birkaç saniye bakıştıktan sonra tekrar önüne döndü ve arabayı sessizce sürmeye devam etti. Bu sinirimi bozmuştu nedense. Alt tarafı bir tane soru sormuştum. Ona bile cevap veremiyordu. Kafamı iki yana olumsuz anlamda söylenerek salladığımda arabayı daha hızlı sürmeye başladığını farkettim.
Sinirlenmiş miydi? Neye sinirlenmişti ki? Söylenmeme mi? Hayır, onun bu tür şeylere kızacak birisi olduğunu düşünmüyordum. Değildi de. Öyle olsaydı sınıfta onun hakkında dönen türlü türlü dedikodulara karşı sessiz kalamazdı. Fakat neden bir anda hız yapmaya başlamıştı ki? Yaptıklarında mantık aramak samanlıkta iğne aramak gibiydi resmen.
Aklımdaki düşünceler arasında dolanıp dururken sıcaklamaya başladığımı farkettim. Sanki bu sıcaklık beni nefessiz bırakıyor gibiydi. Bunaldığımı düşünerek camı hafifçe açtım. Hızlı gittiğimiz için çok açamamıştım ve bu yeterli olmamıştı doğal olarak. Derin nefesler almaya çalışıyordum. Fakat tam bu sırada arabanın yavaşlayıp kenara doğru yaklaşmasıyla ayrı bir yola ayrıldığımızı farkettim. Ancak bu yol ormanlık bir yoldu. Her tarafta ağaçlar vardı ve gittikçe sanki ormanın içinde geziyormuş gibi hissediyordunuz.
Bu daha iyi hissetmemi sağlasa da çok farkettirmemişti. En sonunda arabanın yolun ortasında durmasıyla Taehyung'un durumumu farkettiğini anlamıştım.
Elini cebine atmıştı ve minik bir paket çıkarıp kucağıma koymuştu.
"İçmen gerekiyor. Şuan vücudun uyuşturucu istediği için bu haldesin. Bu gittikçe sıklaşacak. Alışman gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fly with me | Vmin
RomantikTaehyung, uyuşturucu bağımlısıydı. Park Jimin de, Kim Taehyung'a bağımlı. 'Bazıları sadece gökyüzünü izlemeyi seçer. Fakat ben uçmayı deniyorum.' ^ "Sadece uykunda hayal kurmak nedir bilir misin? Acınası olduğumu düşünüyorum." <<Bu hikayedeki...