Sabah dayanılamaz bir başağrısı ve tutulmuş bir beliyle uyandı Taehyung. Güne böyle başlamak çok da hoşuna gitmemişti açıkçası. Dün gece aldığı dozlardan dolayı baş ağrısının olacağını bekliyordu haliyle. Fakat diğer ağrı da neyin nesiydi böyle? Yavaşça, acı içinde doğruldu yatağından. Daha doğrusu.. Yerden? Yatağı yanı başındaydı ve o yerde yatıyordu.Evet, bazen maddeyi fazla kaçırdığında olduğu yerde uyuyakaldığı oluyordu. Fakat başının altındaki yastık ve üstündeki yorgan neyin nesiydi o zaman? Bunu yapmaya hali olsaydı direk yatağa girerdi..
Ah, sağlam olmayan bir kafayla ne yapmayı bekliyordu ki?
Kafasını iki yana salladı ve zor da olsa ayağa kalktı. Başını yatağına çevirdiğinde gördüğü görüntü ile bir anlık duraksadı. Jimin yatağında yatıyordu. Kafasının altında sadece bir yastık vardı. Anlaşılan o ki, yorganı ve yastığın diğerini onun için feda etmişti. İstemsizce gülümsedi. Acaba ne ara buraya gelmişti? Sanırım dün gece kafası yerinde değilken olmalıydı.
Ayrıca niye sen yerdesin? Bu haksızlık. Yatağı varken senin yatağında mı uyumak istemiş?
Sinir bozucu iç sesine karşın o bu görüntüyü hoş bulmuştu açıkçası. Onun yatağında, onun yastığında uyuyan minik bir Jimin..
Çok masum ve saf görünüyordu. Sarı saçları siyah yastığa renk katmıştı. Beyaz teni siyahın üstünde porselen gibi parlıyordu. Yüzü çok sevimli bir hal almıştı ve dudakları bir çocuğunki gibi büzülmüştü. Onu daha yakından incelemek istiyordu. Ama bir yandan da yanlış bir hamle yaparak onu uyandırmak istemiyordu. İzlemek için şansı ve zamanı varken bunu israf edemezdi. Bu yüzden sadece yatağa yaklaşarak onu izlemeye devam etti. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. O sırada farkettiği bir şey ile kaşları çatıldı. Jimin cenin pozisyonunu almış bir şekilde yatıyordu. Öyle küçülmüştü ki gece üşüdüğü her halinden belliydi.
Aniden bedenine hükmeden endişeyle hafifçe Jimin'in koluna dokundu. Soğuktu. Oldukça soğuk. Sinirlendiğini hissetti. Ne diye kendine de yorgan almıyordu ki?
Cidden, neden kendi sıcak yatağında yatmayı değil de bu soğukta uyumayı tercih etmişti?Belki o da senin gibi madde yüzünden yorgun düşüp uyuyakaldı?
Bunun olması mümkündü. Fakat şimdi derdi bu olmamalıydı. Hızla yerdeki kendi yorganını aldı ve Jimin'in üzerine eğilerek yavaşça örtmeye başladı. Yorganla kollarını ona hissettirmeden kapatmaya çalıştığı için oldukça yavaştı. Tamamen üstünü örttüğünden emin olduktan sonra geri çekilmek için hareketlenmişti ki Jimin yüzünü ona doğru dönmüştü. Şimdi yan değil de sırtüstü yatıyordu. Bu, Taehyung'un öylece yakından onu seyredebilmesine neden oldu. Aslında onun için iyi olmuştu bu yakınlık. Her uzvunu inceleyebiliyordu ve beli ağrıdan mahvolsa da geri çekilmek hiç istemiyordu. Bu yüzden kirpiklerinden başlayarak her kıvrımını incelemeye odaklandı. Bakışları saçlarında takılı kalana kadar. Sol elini destek almak amacıyla yatağa yaslarken diğer elini istemsizce onun saçlarına doğru götürdü. Dokunmak istedi. Yapamadı. Daha doğrusu dokunmaya kıyamadı. O, sanki bir müzenin en nadide eseri gibiydi ve sanatçısı bile ona dokunmaya cüret edemiyordu. Yüzüne bir tebessüm yerleşti.
Dokunamıyorsa kokusunu öğrenirdi o zaman?
Biraz daha yakınına yaklaştı, sarı saçlarının arasına daldırdı burnunu. Kokusu o kadar huzur verici ve bebeksiydi ki.. Onun göğsüne yaslanıp kokusuyla uyuma isteği oluştu içinde.
Hani bebekler yeni doğduğunda eşsiz bir kokuya sahip olurlardı? Hiçbir şampuan veya sabun üstünü örtemezdi bu kokunun. Aynı onun gibiydi. Cennet gibi.
Belki de Jimin ona gönderilmiş bir cennetin beden bulmuş haliydi.
Bu yüzünün huzurla gerilmesine neden oldu. Fakat artık geri çekilmesi gerektiğinin farkındaydı. Onu uyandırmak en son isteyeceği şeydi. Bu yüzden üzülerek de olsa kendini yavaşça geriye çekti ve Jimin'in yüzüyle yeniden karşı karşıya geldi. Ama şu an bir fark vardı. Gözleri açıktı. Koyu kahverengileri merakla ona dikilmişti.
Taehyung bir anlığına şaşkın bir yüz ifadesine büründü. Aynı zamanda hiç hareket etmedi de. Jimin bundan rahatsız görünmüyor gibiydi ve bu ona cesaret verdi. Karşısındaki kahvelere siyahlarını kenetledi. Simsiyah, uzun saçları Jimin'in ensesine değiyorlardı. Fakat biraz daha yakınlaşsalar sarılara karışacağına emindi.
Daha sonra kahvelerin odağı değişti bir anda. Dikkati dağıldı. Odak noktası, Taehyung'un asla kuru kalmayan dudaklarıydı. Ancak şuan oldukça kuruydu. Kendi dudaklarıyla ıslatmayı arzuluyordu. Yutkundu. Bunu yapmak için yeterince cesur değildi henüz.
Fakat siyahlı öyle değildi. Dudaklarını hızla onunla birleştirmesi saniyeler içinde olmuştu. Kızması veya onu itmesi ihtimali umrunda değildi. Sadece o kalın kırmızı dudakların kendininkiler ile bir olmasını istiyordu. Ona dokunamamak acı veriyordu.
Fakat hiç beklemediği bir şey olmuş, kalın dudaklar büyük bir açlıkla ona karşılık vermeye başlamıştı. Bu, önceki öpüşmelerinden çok farklıydı. Ardında farklı şeyler saklıydı. Kendisi için aralanan dudaklara sertçe karşılık veriyor, yavaşça okşarken dilini de kullanmayı ihmal etmiyordu. Fakat sarı saçlı da rahat durmuyor sağ elindeki minik parmaklarını onun ensesindeki siyah saçlara daldırıp ayrılmamasını istediğini belirten sinyaller veriyordu. Bunu yaptıktan birkaç saniye sonra siyahlının kendini geri çekmesiyle dudaklarındaki eksikliğin ona hüzün verdiğini hissetmişti. Ama bunun, nefes almaları için bir ara olduğunu hissettiğinde bu sefer ilk o adımı atmış ve yapmak istediği şeyi gerçekleştirmeye başlamıştı. Kalın dudaklarıyla onun dudaklarını okşayarak ıslatmaya başlamıştı. Bu daha önce hiç hissetmediği kadar iyi hissettiriyordu onu. Ve odada dudaklarının birbirlerine açlıkla temas ediş seslerinin tek duyulan şey olması hoşlarına gidiyordu.
Fakat Taehyung'un tekrar soluklanmaları için ara verip dudaklarını boynuna konumlandırmasıyla işlerin daha da ileriye gitmeye başladığını anladı. Ona dur demesi gerekiyordu. Ama istemiyordu. Hem de hiç. Bu yüzden boynunda konumlanmış Taehyung'un saçlarından, burnuna gelen kokusunu derince içine çekti.
Kendini, boynundaki alev almasını sağlayan dokunuşlara bıraktı. İnlemek istiyordu fakat bunun fazla olacağını düşündüğünden dudağını ısırarak duyulmasını engelliyordu. Böyle idare edebileceğini düşünmüştü.Taehyung beklemediği bir hareket yapana dek.
O, boynunu ısırmıştı sertçe. Kanadığına yemin edebilirdi. Kasıtlı yapıp yapmadığından da emin değildi. Tek bildiği fena bir şekilde tahrik olduğuydu. Tekrar ve tekrar yapmasını istiyordu. Bu isteğini ince sesiyle fısıldayarak belirtti.
"Şunu bir daha yap, lütfen Taehyung.."
☁☁☁☁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fly with me | Vmin
RomanceTaehyung, uyuşturucu bağımlısıydı. Park Jimin de, Kim Taehyung'a bağımlı. 'Bazıları sadece gökyüzünü izlemeyi seçer. Fakat ben uçmayı deniyorum.' ^ "Sadece uykunda hayal kurmak nedir bilir misin? Acınası olduğumu düşünüyorum." <<Bu hikayedeki...