"Şunu bir daha yap, lütfen Taehyung.."
Vücuduna hükmeden arzunun etkisiyle belini kaldırıp ona sürtündü Jimin. O kadar kendinden geçmiş bir haldeydi ki, eğer Taehyung kendini tutmasa sonları pek iyi bitmeyecekti. Onun boynundan ayrılmamıştı. Fakat ona istediğini de vermemişti. Biliyordu ki eğer buna izin verirse önüne geçemezdi. Şimdilik bununla yetinmeleri gerekiyordu. Bu yüzden boynuna birkaç öpücük daha bırakıp kokusunu derince son kez içine çektikten sonra geri çekildi yavaşça. Ancak minik eller buna pek izin vermemişlerdi. İki elini de siyahlının ensesindeki uzun saçlara daldırmış ve onu kendine çekmişti hafif. Geri çekilmemesini istediğini ima ediyordu bu şekilde. Siyahlı bu hareketine karşın dudağını ısırdı ve odağını kahverengilere çevirdi dikkatlice. Kendini onun sarı saçları, boynu veya dudaklarına bakmamak için zor tutsa da gözlerine bakmak bu isteğini körüklemişti. Derin bir nefes alıp verdi ve kendine değişik duygularla bakan kahverengileri izledi birkaç saniye. İrislerinden akan isteği, saf arzuyu gördü. Ve birkaç farklı hissi de.. Ona istediğini vermek istese de, yapmamalıydı. Zamanı değildi henüz. Ona dokunamazdı, bundan pişman olma ihtimali varken.
"Hayır, Jimin."
Fısıltılı bir şekilde söylemişti bunu. Onun ses düzeyindeki gibi. Duyduğunu biliyordu. Bunu gözlerindeki ve yüzündeki ifadeden anlayabiliyordu.
"Neden?"
Çaresiz bir ses tonuyla konuşmuştu. Zor durumda olduğundan acı çekiyordu. Belli etmemeye çalışıyordu fakat o anlamıştı. Bir şeyleri gizlemek konusunda berbat olmalıydı.
"Beni yeterince tanımıyorsun."
Yutkundu. Bilmediği o kadar çok şey vardı ki..
"N-Nasıl yani?"
İnce sesi titriyordu. Taehyung istemsizce gülme isteğiyle doldu. Altında, böyle.. Can çekişirken fazla şeydi. Sevimli.
Evet. Kesinlikle Jimin'i tanımlayan kelimelerden biri buydu.
Gülüşünü bir süre durdurabildi. Fakat hafif sırıtmasına engel olamadı maalesef. Jimin soru sorar bakışlarını ona çoktan dikmeye başlamıştı bile.
"Sanırım bunlardan önce halletmen gereken bir iş var."
Gülümsemesi genişlemişti. Çünkü altındaki bedenin yanakları pembeleşmeye başlamış ve bakışlarını ondan kaçırmıştı. Utanmış olmalıydı.
Fazla sevimli.
Ona yardım etmek istiyordu. Sonuçta bu halde olmasına neden olan etken kendisiydi.
Fakat bu, sadece Taehyung'un Jimin'i inlerken izlemek için bir bahanesiydi oysa.
Sağ elini onun alt bedenine doğru indirdi. Uzun parmaklarıyla pantolonunun düğmelerini açmaya başladı. O sırada ince bir ses bunu böldü.
"Yapma, kendim halledebilirim. Lütfen.."
İstediğini biliyordu. Sadece utandığı için böyle konuştuğuna adı kadar emindi. Bu yüzden kulağına doğru eğildi ve fısıldadı.
"Sakin ol, Jimin. Sadece yardım edeceğim."
Pantolonunun son düğmesini de açtı. Jimin'in elleri istemediğini söylese de Taehyung'un sırtındaydı ve tırnaklarını istemsizce oraya geçirmişti. Son kez denedi şansını sarışın olan. Küçük bir kuşun son ezgileri gibiydi çıkardığı ses.
"Taehyung.. Yapma, yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum.."
Tahmin ettiği gibiydi. Direnmesinin nedeni son derece utangaç olmasıydı. Jimin'de farkettiği en belirgin özellik buydu sanırım. Utangaçtı fakat belli etmemeye çalışıyordu. Derin ve kalın sesiyle onu rahatlatmak için tekrar konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fly with me | Vmin
RomanceTaehyung, uyuşturucu bağımlısıydı. Park Jimin de, Kim Taehyung'a bağımlı. 'Bazıları sadece gökyüzünü izlemeyi seçer. Fakat ben uçmayı deniyorum.' ^ "Sadece uykunda hayal kurmak nedir bilir misin? Acınası olduğumu düşünüyorum." <<Bu hikayedeki...