Yaklaşık bir yarım saat sonra bindiğim taksinin durmasıyla gelmemi istedikleri eve varmıştım. Ama... Açıkçası hiç beklediğim gibi görünmüyordu burası. Etraf oldukça lüks villalar ile çevriliydi. Ve çevrede pek fazla insan görünmüyordu. Bu görüntü, bana izlediğim bir çizgi filmin sahnesini anımsattı. Normalde buna sebepsizce gülümserdim fakat şu an aşırı gergin olduğumdan mimiğim bile oynamıyordu. Derken şoförün bana seslenmesiyle girmek üzere olduğum transtan hızlıca çıktım.
Taksiciye parasını uzatıp nazikçe teşekkür ettikten sonra arabadan indim. Şayet ben arabanın camından etrafa şaşkınca bakarken taksici de parasının verilmesi için yüzüme bakınıyordu.
Arabadan inmiştim inmesine de nereye gitmem gerektiği hakkında bir fikrim yoktu. Etrafta sadece villalar vardı ve büyük ihtimalle bunlardan birine girecektim. Telefonumu mesaj atıp sormak için cebimden çıkardım. Fakat bunu yapmamla telefonumun titremesi bir oldu. Bilinmeyen numara yine mesaj atmıştı. İyi insan lafın üstüne gelirmiş demek istiyordum fakat bundan pek emin değildim açıkçası. Mesaj atan kişinin Seokjin olduğunu düşünüyordum. Çünkü Taehyung'un beni tanıyan başka bir arkadaşı yoktu. Hem Taehyung'un ondan başka arkadaşı var mıydı ki? Ah.. Bunu bile bilmiyordum. Ne acınası. Onun hakkında bildiğim doğru dürüst neredeyse hiçbir şey yoktu. Bunun daha önceden de farkındaydım ama hiç bu kadar canımı sıkacağı aklıma gelmezdi.
Bilinmeyen Numara:
"Seni gördüm. Orada bekle."
"Geliyorum."
Tüylerimin ürperdiğini hissettim. Birinin beni böyle bekleyip bir de üstüne izlemesi ürkütücü gelmişti. Yine de izlendiğimin farkında olduğumdan korktuğumu belli etmemeye çalıştım.
Ve bir elin omzuma dokunmasıyla tüm oyunum bozuldu. Çünkü ister istemez yeniden titremiştim. Hızla arkamı dönmemle de her şeyi belli etmiş olmuştum sanırım. Karşımdaki her kim ise korktuğumu anlamaması için aptal falan olması gerekiyordu. Fakat gözlerimi yüzüne çevirdiğimde içime yayılan nedensiz güven hissiyle rahatladım. Nedeni belki de yüzünün bana Taehyung'u hatırlatıyor olmasıydı, bilemiyorum.
"Tanrım.. Bu kadar korkuyorsan ne diye geldin ki?"
Tahmin ettiğim gibi bu kişi Seokjin'di.
"Korktuğumu kim söyledi?"
Küçümser bir yüz ifadesiyle sırıttı. Gülümsemesinde gram samimiyet barınmıyordu. Buluşmadan önce birkaç doz almıştı sanki.
"Beni takip et."
Beni görmezden gelmesi sinirimi bozsa da ses çıkarmadım. Dediğini yapıp arkasından yürümeye başladım. Ve bahsettiğim lüks evlerden birinin önünde durduk. Anahtarını çıkarıp kilidine taktıktan sonra birkaç kere çevirip kapıyı açtı. İçeri girmeden kafasını bana çevirip yüzüme baktı birkaç saniye. Daha sonra sessizce önüne dönüp içeri girdi. Sanki kaçıp kaçmadığımı kontrol etmiş gibi hissettim. Bu daha da sinirimi bozdu ve kaşlarım çatık bir halde ben de arkasından eve girip kapıyı kapattım.
Etrafa göz attığımda ise karşılaştığım manzara.. Dehşet vericiydi. Ev dağılmış bir haldeydi ve oldukça pis görünüyordu. Şu ana kadar gördüğüm en pis alan olabilirdi. Cidden. İşin ucunda Taehyung olmasa koşarak kaçabilirdim.
Yavaş adımlarla salonun ortasına doğru ilerledi. Tek kelime etmiyordu. Arkasını dönüp yüzüme baktığında bir anda kaşları çatıldı ve yüzü gergin bir ifade aldı. Yüzüme bakmak neden onu bu kadar sinirlendirmişti ki? Yine de sessizliğimi bozmamayı tercih edip konuşmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fly with me | Vmin
RomanceTaehyung, uyuşturucu bağımlısıydı. Park Jimin de, Kim Taehyung'a bağımlı. 'Bazıları sadece gökyüzünü izlemeyi seçer. Fakat ben uçmayı deniyorum.' ^ "Sadece uykunda hayal kurmak nedir bilir misin? Acınası olduğumu düşünüyorum." <<Bu hikayedeki...