-Hatırlatma-
O sırada bir şeyler mırıldadı.
Ben: Ne? Anlamadım?
Yusuf: GÖZLERİ GÜZEL OLAN ÇOCUK!
Diyip ayaklandı ve koridordan kayboldu.
Ne yani o O Yusuf' muydu?
-Hatırlatma Son-
Yıllarca gözünü aklımdan silemediğim, okula gitmemin sebebi, ilk ve tek çocukluk aşkım Yusuf'muydu?
Bu düşüncelerle afallayarak ayağa kalktım ve kaldığım odaya doğru ilerledim. Elif meraklı gözlerle bana bakıyordu.
Elif: Noldu özür di- Sen niye böylesin birşey mi oldu? Ne dedi?
Kafasını 'ne' dermiş gibi sallarken içeri Aras, Emre ve Duru girdi.
Emre: Kim ne dedi?
Size söylemişmiydim bilmiyorum ama yalan söyleme konusunda tam bir ustayımdır. Hiç belli etmem. Sadece gözlerimden anlayan kişiler bilir yalan söylediğimi... Şu ana kadar tek biri kişi anlardı o da Annem.
Ben: Hani Nil'le konuştum ya onu diyor.
Duru: Elif'e katılıyorum. Ne dedi?
Aras: Seni üzmedi dimi?
Ben: Yok ya yok. Öylesine konuştuk. Sonra 'arkadaş olmak istemiyorum' falan dedim o da 'tamam' dedi. Bu kadar!
Emre: Boşverin onu!
Duru: Ha birde az önce kantideyken aklıma geldi. Nil'i whatsapp grubumuzdan çıkardım.
Elif: İyi yapmışsın!
Ben: Bende kalbimden çıkardım.
Aras: Ooo laflara bak laflara!
Birden sessizlik oluştu ve aklıma gelen şey ile gözlerim irileşti.
Aras: Noldu be! O gözler niye kocamn kocaman.
Ben: Bence suçunuzu biliyorsunuzdur!
Duru: Ne suçu be!
Ben: Bak senn! Herşeyi Yusuf'a anlatan bendim demi?
Emre: Valla haklısın Evren. Dedim şunlara ama üçüde anlattı. Tamam çocuk güvenilir birine benziyor ama onu daha tanımıyoruz!
Elif bana masum bakışlar sergileyip yanıma kedi yavrusu gibi sırnaştı. Duru ve Aras ise arkadan geldi. Sonra ise Emre. Kocaman küme ile biribirimize sarılıyorduk.
Ben: Üf salla gitsin o konuyu! Siz hallettiniz mi çıkış işlemlerini?
Emre: Hallettik, hallettik. Toparlan çıkalım.
Ben: Tamam.
Eşyalarımı toparladık. Zaten üstümü gitymiştim Emregil gelmeden önce. Bu sefer yine sağ koluma Emre, sol koluma Aras girdi ve ilerledik.
Ben: YİNE AYNI SENARYO!
Dedim sırıtarak.
Emre: Evet öyle ama inşallah sonu benzemez.
Aras: Evren lütfen arkana bakma. Bu sefer kimi görürsün Allah bilir.
Demesiyle herkes sırıtmıştı bu sefer. Bu çocuk bu grubun neşesi!
Arabaya bindik ve yola koyulduk. Elif ve Duru'nun evine gidiyorduk. Anneme söyleyene kadar orada kalacaktım. Yol boyunca şarkılar söyledik. Herkes neşeliydi, gülüyordu. Ben de dahil. Ama sahteydi gülüşüm. Bunca şey yaşadıktan sonra gerçekten gülemezdim. Kardeşim yoktu artık...
Bir süre sonra eve geldik ve direkt odalara dağıldık çok yorulmuştuk. Kendimi uykunun güzel kollarına bıraktım...
Sabah...
Lanet olası alarmla kalmadım çünkü bugün okula gitmeyecektim. Biraz mutlu biraz mutsuzdum. Nedenini sormayın çünkü bende bilmiyorum.
Saate baktım ve saatin 09:32 olduğunu görmüştüm. Üstümü değiştirmeden aşşağı indim. Koşarak mutfağa yürüdüm. Karşımda kocaman bir masa bekliyordu. Ve üzerinde not vardı. Notta;
"Öncelikle Günaydın...
Bu güzel kahvaltıyı sana erinmeden hazılırladık. Evet ben ve Duru hazırladı. İlk kahvaltını et sonra keyfine bak. Sakın buraları toplıyayım deme seni gırtlakarız! Birde dolaptan ne istiyorsan al ve biz gelene kadar da dışarı çıkma. Hee bu arada birşey olursa bir telefon yeter..."
Seni seven insanlar Elif ve Duru..♥
Notu okurken sırıttım ve direk masaya geçip herşeyi bir güzel yedim ve dolabı açtım. Dolapta bir sürü çikolatalı süt ve çikolata vardı. Hepsini kucaklayıp salona gittim ve film izlemeye başladım.
Ne kadar atmayacağım desede bu yazar kıyamıyor size. Bugün attığım 5. bölüm ♥