XXII. KOYU KAHVERENGİ KAPLI DEFTERİN NİHAYETİ

181 16 7
                                    

Hikâye nasıl gidiyor? Bölümleri bu kadar hızlı atmam hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizler belirleyin istiyorum. Keyifli okumalar dilerim.


"... Atkıyla bere, acayiptir ki bir şekilde sahipleri arasında bağ kurulmasına sebep oluyor. Yeri gelince konuşmadan anlaşılabiliyor."

Defteri kontrol edince içimde bu defa buruk bir heyecan zuhur etti. Son sayfasındaydım. Son defa satırlarının tadını alabilecektim. Donanmada okumak, daha tesirli kılıyordu. Arkama yaslandım.

... İşte o zaman huzur içinde ölebileceğim.

Son sayfaya geçtim.

Sonunu bildiğin bir gerçeğe usulca yaklaşırken kılını kıpırdatamamak ne garip... Yüzü aşkın insana liderlik yapıyorum, her konuda çok, belki en güçlüyüz. Hepsinden önemlisi, kocaman bir ailem var. Ama ne yazıktır ki yastığımı düzeltemeyecek kadar kötü durumdayım. Sevdicek yardımcı oldu sağ olsun. Yanımda. Ben yazarken sessizce izliyor. Sevdiceğimin gözleri buğulanmış, ağlıyor; gel gör ki yanaklarına inen yaşı silecek dermanım yok.

Küçüktüm o zamanlar. Galiba, bizim Esma'nın yaşlarındayım... Yunus'un büyümesi beni çok çaresiz hissettiriyordu. Büyüdükçe aile yönünden çok çirkin gerçeklerle tanışacaktı, bunu biliyordum ama ne yapabilirdim ki? Eninde sonunda kendisini içinde bulacağı yer belliydi.

Eşek sıpasının söylediği ilk şey neydi biliyor musun? Kendi de bilmez. Babamlar tembih etmişti zamanında, söyleme diye. Nedendir, o zamandan beri söylemiyorum. Yeri gelmedi diye herhalde.

Mehmet enişte... Çoğu harfi çıkaramamıştı ama anlaşılıyordu. Konuşması gecikmişti, çocuğun anne baba diyesi gelmemiş belli ki. Söylediği ismin, akrabamızın, babamla arası kötüydü. Vicdansız, az kalsın küçücük çocuğa bilinçsizce sarf ettiği iki kelime yüzünden tokat atacaktı. Sen çocuğun yanında karına sürekli Mehmet Enişten şöyle, böyle diye küfürler et; suçu gene kendinde arama.

Ne diyorduk... Aynı, Yunus'un büyümesini engelleyemediğim gibi, kanımda gitgide daha da nüfuz bulan virüsü de engelleyemiyorum. Kanın RH negatif olması, hayli can acıtan bir olaymış. Şimdiden.

Keşke bir şeyleri değiştirecek gücüm olsaydı. Ölümümü değiştirmezdim, o kadar bencil değilim. Hata yaptım, faturası Allah'a şükür bana kesildi. Ama diğer hatam... Atkı konusunda geç kaldık. Çoktan Yunus'un olmalıydı. Hakkıydı.

Yaşayarak öğrenecek. Yaşayarak öğreneceksin. Yapman gerekenleri yaparken gözünü kırpmamayı tecrübe edeceksin. O an, gözün kırpılmamaya başlayınca, lider olmanın ne anlama geldiğini öğrenmişsindir.

Hadlerini bilmeyenlere had bildireceksin. Aziz midir ne köpektir... Daha çokları çıkacak karşına. Sadece yolda yürürken takıldığın bir kaldırım taşı. Hepsi bu. Yolda ona benzer çok taş var. Başkaları takılmasın diye, süpür hepsini. Herkese ve her şeye mukayyet olacaksın zaten. Söylememe gerek yok. Sadece... Aklına mukayyet ol. Mehmet enişten kurban olsun sana.

Vay be günlük... Yunus'un ilk kelimeleri Mehmet enişteydi, benim son cümlem Mehmet enişte. Ne adammış lan. Buradan sonra yol da Yunus'un, yolcular da, varacağı nokta da. Artık, Yunus'a selam durulacak.

Günlüğü kapattım. Bir devir, bir deftere sığdırılmıştı. Önümdekine. Vakti gelince günlük de atkının yeni sahibine gidecekti. Tarihi bu defa o anlatacaktı. Tarih, anlatıldıkça insanlara hata yapmak daha mantıksız gelirdi.

GECENİN KARANLIĞINDA: İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin