BLOODY ROSE| ROSÈ ✅

0.5

I could never hurt him enough to make his betrayal stop hurting. And it hurts, in every part of my body.

+++
Jimin’in kelepçelenip götürülmesinin üzerinden iki gün geçmişti. Ve ben meraktan çatlıyordum.
Bugün de bir haber alamazsam karakola gidecektim. Aklımı sürekli kurcalayan bir soru vardı.
Park Jimin'in Chaeyoung ile ne alakası olabilirdi ki? O bir zamanlar Chaeyoung'un  yakın arkadaşıydı.

Fazla yakın bir arkadaş.

Daha fazla düşünmenin bana fayda getirmeyeceğine inanarak sınıfıma gitmeye karar verdim.
Sınıfıma doğru ilerlerken karşıma çıkan Jennie ile durdum. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı.
“Jennie ne oldu? Neden ağladın? “

“J-jimin benden ayrıldı.”

“Ne?!”

“Sen onunla ne zaman buluştun.”

“Buluşmadım. Mesaj attı.”

Telefonu vermesi için elimi uzattığımda beni ikiletmeyerek telefonu avucumun içine bıraktı.
Mesajlara baktığımda Jimin'in ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha fark ettim. İlişkilerinde her zaman umursamaz olmuştu ama bu kadarı fazlaydı. Hiçbir neden sunmadan ayrılmıştı.

Chimchim:
Bu ilişkiyi daha fazla sürdüremem. Ayrılalım.
                                                     Jendeuk:
                                                       Ne?!
                                           Görüldü 15.32
Chimchim:
Mesaj atma.
                                                      Jendeuk:
                          Ne demek mesaj atma!
                                              Neredesin?
                     (Mesajınız gönderilemedi.)

"Onu bulmam lazım Lisa. Bana yardım et."

Konuşmasıyla telefondan başımı kaldırdım. Mesajların gerisi Jennie'nin küfürleri ile doluydu zaten.

"Hâlâ onun peşinden mi koşacaksın?"

"Hayır, ayrılma sebebini öğrenmem lazım."

Jennie eğer ayrılıklarının sebebini öğrenmezse kendini yer dururdu.
Jennie gerçekten seviyordu ve acı çektiği ortadaydı.
Birkaç adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattım ve kollarımı ona sardım. Ona sarılmamla dudaklarından bir hıçkırık kaçtı ve böyle devam etti. Şuan omzumda ağlıyordu ve benim onu teselli etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu.

Bir süre sonra kafasını omzumdan kaldırdı ve "Lisa mesaj atabildiğine göre karakoldan çıkmış. Evinde olmalı oraya gidelim."diye mırıldandı.

"Tamam, sen nasıl istersen."dedim ve onu da kaldırarak ayağa kalktım.

Jennie ile güvenliği bir şekilde atlatıp, bir taksiye bindik.
İstikametimiz Jimin'in eviydi.

+++
Jimin'in evine geldiğimizde Jennie vakit kaybetmeden kapıyı çaldı fakat açan yoktu. Jennie elini çantasına attı ve oradan bir anahtar çıkardı.
O anahtarla kapıyı açmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Elindeki anahtarı sinirle yere firlattı.

"Lanet olsun! Kilidi bile değiştirmiş."

Onu sakinleştirmek için elimle omuzunu sıvazladım.
"Sakin ol Jennie."

"Sakin falan olamam Lalisa. Lanet olsun ki onu hâlâ seviyorum. Beni değersiz bir eşyaymışım gibi kullanıp attı ama bu hâlâ kalbimin onun için atmasına engel değil. Neden? Neden ya neden? Hiçbir sebep yoktu Lalisa. İlişkimiz gayet iyiydi. Neden böyle oldu?"