yusmus32ayaz adlı kişiye ithaf edildi
Geçen birkaç günün ardından limana yaklaşmışlardı ve geminin burada durması gerekiyordu. Esra ve Kübra bunun haberini daha önceden aldıkları için şimdiden heyecanlı bir şekilde bu konuda konuşuyorlardı.
Zehra öğle namazına durmuş namazını bitirdikten sonra da tesbihatları yapıyordu. Biten namazın ardından tekrardan yaptı Rabbine şükrünü...
"Heyecanlı görünüyorsunuz" dedi namazını bitirdikten sonra. Seccade niyetine kullandığı örtüyü katlayıp yerine koyarken onlara dönüp gülümsedi.
"Evet Zehra ayaklarım artık yere basacak diye mutluyum" dedi ve ardından devam etti Kübra, "peki sen heyecanlı mısın?"
"Tabi ki sevindim, ama bir yanım eksik sanki."
"Neden ki?" diye araya giren Esra olmuştu.
"Sanırım evimi çok özledim gün geçtikçe daha çok uzaklaşıyormuş gibi hissediyorum"
Zehra normalde duygularını belli eden ve bu şekilde dile getiren bir insan olmamıştı bugüne kadar. Genelde kendisinin dahi bilmediği sebeplerden ötürü insanlarla biraz mesafeli kurardı ilişkisini, hatta bu yüzden çoğu zaman soğuk nevale diye kulp takıldığı da olmuştu zamanında...
O böyleydi ve kendisinin yanlış bir davranışta bulunduğunu da düşünmüyordu. Ama yaşadığı olaylar neticesinde kendisi olmaktan çıkmış farklı bir insan dönüşmüş gibi hissediyordu. Yoksa tek seferde hissettiklerini karşısında ki insanlara söylemezdi.Söylediği sözlerin ardından gözlerini tavana dikti bir nebze de olsa kendisini engellemek için ama nafileydi, zira gözyaşları yine taşmak için zorluyordu onu. Boşuna denetlendiğini sağ gözünden akan yaşla anlamış oldu.
Zehra'nın bu anlık değişimini gören Kübra duygusallaşıp hemen yanına ilerledi ve kollarını Zehra'ya doladı. Bunu bekliyormuşçasına anında o da kollarını Kübra'ya sardı. Uzun bir aradan sonra ilk defa hissettiği sıcaklıkla kendini kasmayı bıraktı Zehra ve başını Kübra'nın omzuna yerleştirip gözyaşlarını akıttı.
"Çok abartmıyor musunuz sizce de?" diye araya girdi Esra ve karşılığında bir cevap alamayınca bir süre onlara baktıktan sonra gözlerini devirdi ve yapacağı en iyi şeyi yaparak keyifli bir şekilde yatağına uzandı.
Geldiği ilk günlerde kendisi,bulunduğu ortam itibariyle isyan içerisindeydi ama şimdi onun için durumlar farklıydı. Farklı bir amacı vardı şimdilerde. Sadece Fırat'ı etkileyebilmek...O yüzden şimdiden bu verilen mola esnasında Fırat ile nasıl bir araya gelebileceğinin planlarını yapıyor, ince ince düşünüyordu
Ortam biraz daha sessizleşirken Kübra ve Zehra birbirinden yavaş yavaş ayrılmaya başladı. Zehra usulca göz yaşlarını silerken, Kübra burnunu çekmekle meşguldü.
"Sen ağlar mıydın kız?"diye takıldı Kübra Zehra'ya, ortamı biraz dağıtmak istiyordu. Bunun işaretini alan Zehra ona eşlik etti.
"Ömrümün yarısı ağlamakla geçti ne diyorsun?" dedi yarı cılız bir sesle. Kızarmış gözleri gülmesine tezat oluştursa da gülümsemesiyle beraber Kübra daha genişçe kıvırdı dudaklarını. Zehra Kübra'nın gözlerine minnet dolu bir bakış gönderip gözünü açıp kapattı. Sessiz bir teşekkürdü yaptığı.
Ortamın durulmasıyla beraber oda yine sessizliğe gömülmüştü.
Gemiden yavaş yavaş sesler gelmeye başlayınca kızlar direkt seslere odaklandı. Esra yattığı yerden doğrulup o da seslere kulak kesildi. Daha önce hiçbir şekilde ses işitmedikleri için doğal olarak endişelenmişlerdi. Duydukları sesler geminin motor sesinden kaynaklı çıktığı açıktı. Geminin herhangi bir arıza vermesi en son isteyecekleri şey bile değildi hiçbirinin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELİRSİZ KURTULUŞ
SpiritualHayat; benim için günler önce tüm sıradanlığı ve olağanlığıyla devam ediyordu, olması gerektiği gibi... Ufak bir duygunun hayatın rotasını değiştirecek bir güce sahip olacağını tahmin edemezdim, küçücük bir 'merak' duygusunun ilerlediğim çizginin dı...