Büyük sofrada herkes hem konuşacak bir şey bulup önünde ki yemeklerden yiyiyor hem de arada bir istişare edecek konular buluyorlardı. Çatal kaşık seslerinin arasına arada bir aile üyelerinin şen kahkahaları da eklenirken ben gözlerimi indirdiğim tabağımdan ayırmıyordum. Fırat hoca ile yaptığımız konuşma aklımı kurcalamayı bırakmıştı bile. Aklıma takılan husus daha geniş yelpazeli bir durumdu. Bugün yakın olduğum insanlara karşı hissettiğim suçluluk duygusu ile bir şeylerin yeni yeni farkına varmış, duygularımın yanlışlığını derin bir şekilde anımsayabilmiştim. O gemide geçirdiğim zaman boyunca onunla karşılaştığım ilk zaman diliminde bile hissetiğim şey ondan uzak durmam gerektiğiydi. Gel gör ki ben sürekli kendimi çoğu konuda içten bir şekilde uyarabilmiş olsam da duygularıma ket vuramamış olmak benim başarısız olduğumu gösteriyordu.
"Yavrum neden bir şey yemiyorsun?" Duygudurum değişikliğim Rukiye teyzenin de dikkatini çekmiş olmalıydı ki tabağımdakileri ayıklamaktan başka bir şey yapmadığımı anlamıştı. Gözlerim büyük bir minnetle ona dönerken ne cevap vereceğimi bilemiyordum. "Beğenmedin mi yoksa?" Bir başka soru daha yöneltirken kaşlarını hüzünle kaldırmıştı. Bizim üzerimize titreyip kendi öz evlatlarından ayırmayan bu kadını üzdüğüm için kendime kızdım. Tabağımdan birkaç lokma almak dışında hiçbir şey eksilmediği için böyle düşünmüş olması olası bir durumdu.
"Olur mu öyle şey Rukiye teyze, her şey çok güzel olmuş, ellerine sağlık." Başıyla tabağımı işaret edip soru sorarcasına baktığında ise zoraki bir şekilde gülümsedim. "Bugünlerde biraz iştahsızım, yoksa yemeklerin harika." Onu ikna etmek için herhangi gerçekdışı bir şey söylememiştim. Yemekleri gerçekten çok lezizdi ama birkaç gündür yemek yemek içimden gelmiyordu. "Doğru Rukiye teyze, son zamanlarda evde de pek bir şey tüketmiyor." Abim de beni onaylarcasına söylendiğinde Rukiye teyze rahatlamak yerine biraz daha evham yapmıştı.
"Ne oldu hasta mısın yavrum sen? Bak öyleyse bir doktora gidelim." Elinde olsa beni şu an bile çekip doktora götürecek kadar kararlı duran Rukiye teyzeyi kesin bir şekilde ikna etmem gerekiyordu. "Hayır, sadece bir iştahsızlık var, onun dışında gerçekten iyiyim." Yine de tatmin olmadığı her halinden belli olan Rukiye teyze belli belirsiz başını sallayıp beni süzdü. İnşallah anneme anlatmazdı yoksa şimdi birde anneme sebepsiz yere açıklama yapmak zorunda kalacaktım. Gözlerim yanımda oturan kişiyi bulduğunda üzerinde hafif bir durgunluk var gibiydi. Mert geçirdiğimiz birkaç saatin aksine sakince yemeğini yiyiyordu. Normal bir insan için olması gereken buyken bu kişi Mert olduğunda bir garip geliyordu. Yine de bu halini daha çok sevdiğim için ses etmedim.
Yemek faslı bitmiş bulaşıkları ve mutfağı toplayıp, yemek sonrası için çay demlemiştik. Bu güzel evde akşamları bahçede çay içip sohbet etmek gibisi yoktu. Bir kere bana köy hayatımı ve orada geçirdiğim zamanları hatırlattığı için benim nezdimde çok kıymetli saatlerdi. Çayla birlikte yanında birkaç aperatifi bahçedeki büyük masaya bıraktığımızda erkekler erkenden kurulmuştu bile. Rukiye teyze namaz kılmak için ayrılırken, Tülay abla küçük Açelya ile ilgileniyordu. Birkaç dakikanın ardından hepimiz aynı masada buluştuğumuzda koyu bir sohbet de başlamıştı.
"Hakan oğlum" dedi Turan amca. Ciddi bir konu konuşacağı belliydi ki yerinde biraz dikleşti.
"Efendim Turan amca." Abim de çayını bir kenara bırakıp Turan amcaya odaklanmıştı. "Senin hakkında kısmetse hayırlı bir iş var diyorlar." Babacan bir tavırla gülümseyip gururla alttan Hakan abime bakıyordu. Abim biraz çekindiğinden olsa gerek elini ensesine götürüp kaşıtma bahanesiyle başını yere eğdi. "Öyle Turan amca, nasip olursa inşallah." Abimin sesi hafif mahçup bir tavır barındırırken sebebini anlayabiliyordum. Her şey tam olarak kesinleşmediği için ailemize bile doğru dürüst bir şey anlatmayan abim, bunu süt ailemiz ile de henüz paylaşmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELİRSİZ KURTULUŞ
EspiritualHayat; benim için günler önce tüm sıradanlığı ve olağanlığıyla devam ediyordu, olması gerektiği gibi... Ufak bir duygunun hayatın rotasını değiştirecek bir güce sahip olacağını tahmin edemezdim, küçücük bir 'merak' duygusunun ilerlediğim çizginin dı...