3.7

472 53 92
                                    

Jennifer sıramın başına gelip bana bakmaya başlayınca arkamı yaslanıp ona baktım.

''Ne vardı?''

Başını yana eğip gözlerini kısarak bana baktı.

''Eziğin tekisin.''

Güldüm.

''Teşekkür ederim sen de öyle.''

Gülüşüme gıcık bir gülümseme ile karşılık verdi. Gülmem sinirini bozmuştu, bu her halinden belli oluyordu. 

''Gerçekten kendini bir şey sanıyorsun değil mi? Hiçbir zaman herhangi bir konuda 1 numara olamayacaksın, kimsenin 1 numarası olamayacaksın. Yazık sana.''

Kollarımı birbirine dolayıp Jennifer'ı dinlemeye devam ettim. 

''Acınası bir durumdasın ama hala kendini farklı bir durumdaymış gibi göstermek içi çabalıyorsun.''

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

''Komik olan ne?''

''Komik olan ne biliyor musun?''

Bana sorarcasına baktı. 

''Ben herhangi bir konuda 1 numara olmak istemiyorum ya da herhangi birinin 1 numarası olmak için çabalamıyorum. Ben kendi 1 numaram olmak için çabalıyorum. Kendi öz saygım için. Hayatımı senin gibi popülarite ya da bunun gibi saçmalıklar için heba etmiyorum. Çevremdeki insanları kendi egom için ezmiyorum. Başkalarının takdirini toplayabilmek için olmadığım biri gibi görünmüyorum ya da her insana farklı davranmıyorum. Ben kendim olabilmek için çabalıyorum Jennifer, senin aksine.  Kazandığını sanıyorsun ama asıl kaybeden sensin. Sen kendi benliğini popülarite, saçma sapan insanların beğenisi gibi ucuz şeylere satıyorsun. Asıl sana yazık.''

Bir süre duraksadı ve sonra güldü. 

''Kazanamayacaksın Camila kendini kandırmayı bırak, kaybettin.''

''Senin için kazanmak çok farklı değil mi Jennifer? Senin için kazanmak kendi egonu tatmin etmek, üstünlük sağlayabilmek. Çok üzgünüm bunlar kazanmak değil. Hayır kazanmak kendi egonu tatmin etmeden de olur, değer verdiğin insanlar mutlu ise kazanmış olursun mesela.  Başkaları için değiştin ve seni seven insanları kaybettin. Bunu sen de en az benim kadar iyi biliyorsun.''

Jennifer gözlerini benden çekip arka sıralara doğru baktı. 

''O zaman bana kaybetmediğini kanıtla Camila.''

Anlamazcasına ona baktım.

''Ne demek istiyorsun Jennifer açık konuş.''

Bana baktı ve sinsice gülümsedi.

''Ya da başkaları da kanıtlayabilir bunu değil mi Shawn?''

Tüm gözler benim arkamdaki sıraya dönerken ben de arkamı döndüm. Shawn oturduğu sıradan Jennifer'a bakıyordu. Ve bakışlarından olduğu durumun kendini pek mutlu ettiğini söyleyemezdim. 

Geri önüme dönüp Jennifer'a baktım. Gülerek bana bakmaya devam ediyordu. 

''Saçmalıyorsun.''

John'un araya girmesi ile ona baktım. Sinirlenmiş görünüyordu.

''Sen sus aptal ibne!''

Hiddetle bağırdım.

''Kapa çeneni?''

Jennifer saçlarını arkaya doğru atarken bakışları ile bana adeta meydan okuyordu.

''Nedenmiş o? İbne değil mi? Bu okuldaki herkes onun pis bir ibne olduğunu bilmiyor mu? Gay olduğunu hatta bir sevgilisinin olduğunu bilmiyor mu?''

Why Mendes? Why? - Shawn Mendes [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin