5.4

319 55 43
                                    

"Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yok John. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmedim."

"Belki en doğrusu bunu direk Shawn'a söylemendir."

Arkamdaki duvara iyice yaslanıp camdan dışarı baktım.

"Bilmiyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Hatta ne hissetiğimi bile bilmiyorum."

John bakışlarını bir süre etrafta dolaştırıp tekrar bana baktı.

"Ben senin yerinde olsam bunu Shawn ile konuşurdum. Sonuçta sen Shawn için çok mücadele ettin. Hemen kestirip atamazsın. Hem de daha doğrusunu bilip bilmediğinden emin bile olmadığın bir şey yüzünden."

John'a cevap vermeden tekrar cama döndüm.

Okul bahçesini çok gören bir koridorun camının önünde oturuyorduk.

Shawn tek başına bir bankta oturuyordu.

"Yorulduğumu hissediyorum John. Belki pek mücadele etmeyi gerektirecek savaşlar değildi bunlar. Ama ben güçlü değilim. Bittiğimi hissediyorum.

Tekrar nefes alacak gücü bile kendimde çok zor bulurken tekrar böyle bir savaşa girebilir miyim? Pek sanmıyorum. Jennifer ile olan olaylar, Luke... Bunlar beni çok yıprattı."

John sağ elimi avuçlarının arasına alıp okşadı.

"Camila sen güçlü bir kızsın bebeğim. Senin yerinde başka bir kız olsa bu yaşadıklarından sonra tekrar gülümseyemezdi. Özellikle Luke ile yaşadığın onca şeyden sonra..."

Bir süre duraksadı. Sanki kuracağı cümle için her kelimeyi özenle seçiyordu.

"Bundan sonra böyle şeyleri kaldıramayacağını düşünebilirsin. Bunun için seni asla ama asla suçlayamam. Sadece şunu bilmeni istiyorum; eğer bir savaşta herhangi bir yara alırsan seni yerden kaldırmak ve yaralarını sarmak için her zaman orada olacağım."

Derin bir nefes aldı ve bakışlarını ellerimize kenetledi.

"Biliyorsun annem ben 10 yaşındayken bizi patronu için terk ettikten sonra babam çok değişti. Artık beraber hazırladığımız kahvaltıda keyiflice sohbet etmiyorduk. Bana günümün nasıl geçtiğini sormuyordu. Geceleri iyi geceler öpücüğü vermek için odama gelmiyordu. Birlikte yürüyüşe çıkmıyorduk. İkimizin özel tarifi olan kurabiyelerden yapmıyorduk. Biz artık biz hariç her şey olmuştuk.

Artık onu neredeyse hiç göremiyordum. Çoğu günler eve gelmezdi. Artık bu öyle bir hal almıştı ki onu görmek için dua eder hale gelmiştim. Her gün onu görebilmek için dua ederdim.

Bazı akşamlar kafası güzel bir şekilde eve gelip beni dövdüğünde ise ettiğim tüm dualardan pişmanlık duyardım. Ama bu hiçbir şeyi değiştirmezdi. Birkaç gün eve gelmeyince ben yine onu görebilmek için dua ederdim. Çünkü ben 10 yaşında bir çocuktum ve benim minik yüreğim her türlü sevgiye açtı.

Annem zaten gitmişti. Elimde kalan tek şey babamdı. Onu da kaybedemezdim, mücadele etmek zorundaydım. Çok çabaladım, canım pahasına savaştım. İçkiyi ve uyuşturucuyu bıraktırması için uğraştım. Ama başaramadım. Bu yıllarca böyle devam etti.

Bir gün  haftalar sonra eve geldi. Kafası yine güzeldi. Beni  sırf masadaki tuzluğu devirdiğim için ağzımdan kanlar gelene kadar dövdü. Tek yaptığım yerde cenin pozisyonunda yatıp ağlamak olmuştu. Sonra eşyalarını topladı ve gitti. Sonra onu hiç görmedim. O

ndan nefret etmek istiyorum ama bunu yapamıyorum. Ne olursa olsun o benim babam. Her ne kadar nefret etsem de onu özlemekten kaçamıyorum."

Derin bir nefes aldı ve tek elini elimden çekti. Gözlerin akan gözyaşlarını silerken içim sızlamış, boğazım düğümlenmişti.

"Bunu sana ilk anlattığım zamanı hatırlıyor musun Camila?"

Burnumu çekip başımı aşağı yukarı salladım.

Konuşmak, John'u biraz olsun teselli etmek istiyordum ama ağzımı açıp tek kelime bile edemedim.

"O zamandan beri beni bir kez olsun yalnız bırakmadın Camila. Bir kez bile. Beni olduğum bataklıktan çekip kurtardın, gözlerimi açtın. Beni tekrar olduğum kişi yaptın. Ve sen benim için bu kadar çok şey yapmışken seni asla yalnız bırakamam. Hep buradayım Camila. Her zaman. Şimdi git ve Shawn ile konuş. Bana ihtiyacın olursa orada olacağım."

Gözyaşlarımı daha fazla tutamayacağımı fark ettim. Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı süzülürken John'a sıkıca sarıldım. 

"Seni çok seviyorum John."

"Ben de seni çok seviyorum Camila."

Benden ayrılıp gözlerini sildi, burnunu çekti ve güldü.

"Hadi Lauren Shawn'ın yanına damlamadan Shawn ile konuş."

"Tamam."

Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım ve merdivenlere ilerledim.

John'un böyle bir hayatı olduğunu tahmin etmeyenler elime mum diksin.

John seni çok seviyorum bebeğim ya.










Why Mendes? Why? - Shawn Mendes [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin