4.2

413 53 70
                                    

Okulun bahçesine girdiğimde etraf pek kalabalık sayılmazdı. Zaten saat daha erkendi. Bahçenin pek dolu olmaması normaldi.

Yavaş adımlarla bahçenin çimenlerine doğru ilerledim. Bir duvarın yanına gelince elimdeki hırkamı yere serip bağdaş kurarak oturdum.

Dün akşam olanlar bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Luke gibi birinin böyle bir canavara dönüşebileceğini hiç düşünmemiştim.

O benim gözümde hep sevimli, anlayışlı, tatlı bir arkadaştı. Çok iyi bir oyuncuymuş diye geçirdim içimden.

Çok iyi bir oyuncuymuş, beni gerçekten iyi biri olduğuna inandırabildi.

Luke'un dün akşam bana yaptıkları aklıma geldikçe içim ürperiyordu. Canımı o kadar çok yakmıştı ki...

Dün gece sırtımın acısından sırt üstü bile yatamamıştım.

Derin bir nefes alıp sabah evden çıkmadan önce çantama koyduğum yeşil elmamı ve karışık kuruyemiş paketini çıkardım.

Bir taraftan bir şeyler yerken bir taraftan da ne yapabileceğimi düşünüyordum.

Luke'un benden uzak durmasını sağlamam gerekiyordu, ne olursa olsun.

Eğer bir daha bana zarar vermeye çalışırsa onu polise şikayet edecektim.

Dün akşam çok korkmuştum ve polisi aramak aklıma bile gelmemişti sadece Luke'u tehdit etmiştim, ama şimdi sakin bir ruh hali ile düşününce daha doğru kararlar veriyordum.

Kimsenin ben bir şeyi kabul etmedim diye bana zarar vermeye hakkı yoktu.

Eğer Luke bir daha karşıma çıkarsa bunu ona da söyleyecektim.

Bana zarar vermeye hakkı olmadığını, benim özgür bir insan olduğumu ve sırf onun o iğrenç teklifini kabul etmedim diye beni bir şeylere zorlayamayacağını ona söyleyecektim.

Hayatım boyunca böyle bir olay yaşayacağım aklımın ucundan dahi geçmemişti.

Böyle bir olaya çevremde bile rast gelmemiştim. Ama şimdi tamda o aklıma gelmeyen olayın içindeydim. Hem de baş karakter olarak.

Dün akşam Luke gittikten sonra onu her yerden engellemiştim. Bana hiçbir şekilde ulaşmasını istemiyordum.

Cehennemin dibine kadar yolu vardı.

Çalan zilin sesi ile oturduğum yerden kalkıp hırkamı ve çantamı yerden aldım. Biten elmamın çöpünü ve karışık kuruyemişimin paketini solumdaki çöp kutusuna atıp okul binasına ilerledim.

Sınıfıma çıkmadan önce dolabıma uğrayıp kitaplarımı aldım.

Dersim matematik idi.

Sabahın körüne matematik dersini koyan okul yönetimine bir kez daha sövüp sınıfa girdim.

Okulun bir an önce kapanması gerekiyordu, daha fazla katlanamıyordum.

İki saat matematik dersi ve iki saat de tarih dersi gördükten sonra tüm enerjimin emildiğini hissediyordum.

Hızlı adımlarla yemekhaneye indim.

Karnım çok açtı. Her zaman olduğu gibi.

Yemekhaneye girince bizim çocukların bir masaya oturmuş yemeklerini yediklerini gördüm.

Ben onlara bakarken Demi beni fark edip bana el salladı ben de ona el sallarken bir yandanda yemek sırasına giriyordum.

Yemek almak için sıraya girip elime bir tabak ve bir çatal bir kaşık aldım.

Tabağıma haşlanmış patates, makarna, cheesecake, küçük bir paket meyveli dondurma ve elma suyu aldım.

Evet ordu doyuracaktım.

Bizim çocukların oturduğu masaya doğru ilerlerken Cameron ve Shawn'ın da bizim masamızda oturduğunu görüp kaşlarımı çattım.

Masaya gelince boş olan tek yerin Cameron'un yanı olduğunu gördüm ve onun yanına oturdum.

Maalesef Shawn tam karşımda oturuyordu.

"Selam Camila."

Meyveli yoğurtumun paketini açarken Cameron'a döndüm.

"Selam Cameron."

Cameron bana gülüp yemeğini yemeye devam etti.

Ben de ona katılarak yemeğimi yemeye başladım.

Herkes kendi arasında konuşurken ben tıkınıp onları dinliyordum.

Telefonumun sesini duyunca içtiğim elma suyunu bırakıp çantamdan telefonumu çıkardım.

Tanımadığım bir numara arıyordu.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo?"

Karşı taraftan ses gelmeyince telefonu kulağımdan çekip aramanın kapanıp kapanmadığına baktım. Arama hala devam ediyordu.

"Alo? Sesim geliyor mu?"

Bir süre daha ses gelmedi. Ben tam telefonu kapatacakken karşı taraf konuştu.

"Benim güzellik."

Luke'un sesini duymamla kanım çekilmişti.

Bizim çocuklara baktım. Hiçbiri benimle ilgilenmiyordu.

Sessiz olmaya çalışarak Luke'a cevap verdim.

"Sana benimle bir daha iletişime geçmemeni söylemiştim."

"Ah evet şu uyduruk sözler. Neyse onu boşverelim, teklifimi kabul ediyor musun?"

"Tabi ki de etmiyorum. Sen kafayı yemişsin asla senin istediğin bir şeyi yapmayacağım. İğrenç bir sapığın tekisin."

"Benimle konuşma tarzına dikkat etsen iyi olur. Dün gece yaşananların tekrarlanmasını istemeyiz değil mi?"

"Sana son kez söylüyorum. Bir daha benimle iletişime geçme yoksa seni polise veririm anladın mı? Uzak dur benden istediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilim."

Sinirle beni arayan numarayı engelledim ve telefonumu masaya koydum.

Gözlerimi telefonumdan çekip etrafıma bakınca Shawn ile göz göze geldim.

Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Bir sorun mu var Camila?"

Selam bebeklerrrrrr

Aslında bir şey soracaktım size saçma gelebilir istemezseniz anlarım.

Bana bir kaç kişi mesaj atmış. Senin hakkında bir şeyler merak ediyorum tarzı falan. Bende dedim ki eğer sizde isterseniz bana sorduğunuz soruları cevapladığım bir bölüm atabilirim.

Tabi ki siz de isterseniz.

Bok gibi fikir derseniz anlarım dçsloflsösöflşlfş

Neyse eğer yapmamı isterseniz sorularınızı buraya yazabilirsiniz ya da bana mesaj atıp sorabilirsiniz

Öptüm. Bye.












Why Mendes? Why? - Shawn Mendes [BİTTİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin