"Bilmiyorum Chris. Sadece gerçekten tuhaf davranıyor."
Chris biraz düşünüp konuştu.
"Belki de ailevi bir problemi vardır."
Başımı iki yana salladım.
"Sanmıyorum."
Gözlerini etrafta gezdirirken bir yandan da dudaklarını büzdü.
"Başka ne olabilir ki?"
"Hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim bir şeylerin ters gittiği. Benimle eskiden konuştuğu gibi konuşmuyor. Tuhaf ve dalgın."
"Belki de sana öyle geliyordur. Ne dersin?"
"Olabilir, belki de ben sadece yanlış anlıyorumdur. Umarım öyledir."
"Umarım."
Chris ile okulun bahçesine girdiğimizde yoldaki marketten aldığım meyve suyunun boş kutusunu çöpe attım.
"Dersin ne?"
Chris yanımda kurabiyesini kemirirken homurdandım.
"İspanyolca."
Chris yüzünü buruşturup kurabiyesini paketine sardı.
"İştahım kapandı İspanyolca dersi deyince."
"Keşke benim de sadece iştahım kapansa. Bayan Rain ruhumu emiyor adeta."
"Neyse ki benim dersim biyoloji."
"Gerçekten çok tuhaf bir insansın."
"Neyim tuhafmış Bayan Çok Bilmiş?"
"Biyoloji dersini seviyorsun. Daha ne olsun?"
Elleri ile saçlarımı karıştırınca ufak bir çığlık atıp yanından kaçtım.
"Sabah iki saat bu saçlar için uğraştım ben!"
Omuzlarını silkti.
"Uğraşmasan da olurmuş. İğrenç görünüyordu zaten."
Dilimi çıkarıp saçma sapan hareketler yaptım.
"Gerçekten hala çocuksun."
"Ama beni böyle seviyorsun değil mi?"
Gözlerimi hızlı hızlı açıp kapatarak ona hülyalı hülyalı baktım.
"Maalesef."
"Chris burada kalıp bana olan aşkını dinlemeyi çok isterdim ama gitmem gerek."
"Evet bende sana olmayan aşkımı anlatmak için çok meraklıydım."
Hızlıca yanına koşup yanağına bir öpücük kondurdum ve koşarak okul binasına girdim.
"Öğle arasında görüşürüz Chris."
Dolabımdan kitaplarımı alıp çantama koyarken bir yandan da 5 Second Of Summer'ın Want You Back şarkısını mırıldanıyordum.
"Selam."
Dolabımın kapağını kapatınca ortaya çıkan Bella'nın yüzü ile gülümsedim.
"Selam ."
Bella arkasındaki dolaplara yaslanıp gülümsedi.
"Nasıl gidiyor?"
"İlk dersimin İspanyolca olduğunu saymazsak iyi. Senin?"
"İlk dersimin boş olduğunu sayarsak iyi."
"Şanslı pezevengin tekisin."
"Biliyorum ama yine de teşekkür ederim güzellik."
Onunla birlikte koridorda ilerlerken konuşmaya devam ettim.
"Peki bu boş zamanını hangi verimli aktivite ile değerlendireceksin?"
Bana inanamazcasına baktı.
"Tanrım tabi ki de yemek yemek ve uyumak ile."
Onun dediği şeye gülerken koridorun karşısında Cameron ve Tyler ile sohbet eden Shawn'ı gördüm.
Tyler ve Cameron'un dediği şeylere gülerken tam bir heykel gibi kusursuz görünüyordu.
Cameron etrafına göz gezdirirken benimle göz göze geldi. Bir kaç saniye bana bakıp Shawn'a dönerek bir şeyler söyledi ve Shawn'ın bakışları anında bana döndü.
Onunla bakışmamızı bitiren şey benim merdivenlere yönelmiş olmamdı.
Üst kata çıkıp Bella ile vedalaştıktan sonra sınıfıma ilerlemeye başladım.
Üst katta iki kişi kavga ediyordu ve çevrelerini saran bir kaç kişi ise onları izliyordu.
Kavga edenleri net bir şekilde görebiliyordum. Bunlar Paul ve Sam idi. Okulun en kavgacı iki çocuğu.
Onlarla ilgilenmeden yanlarından geçmeyi planlarken bana hızla çarpan bir ağırlıkla duvara çarpıp yere düştüm.
Sam Paul'u üzerime itmişti.
Bunu kasten yapmadığının farkındaydım. Çünkü her ne kadar Sam kavgacı biri olsa da kimseye durduk yere zarar verecek bir insan değildi.
Çarptığım kolumu ovalarken Sam ve Paul hiçbir şey olmamış gibi kavga etmeye devam ediyordu. Diğerleri ise hala onları izliyordu.
Yavaşça çantamı yerden alırken bana doğru uzanan bir el gördüm.
Elin üzerindeki tanıdık dövmeyi görmem ile nefesim kesilmişti.
Selam bebekler
Hemen elin kime ait olduğuna dair tahminleri alalım?
Ah bir de şu Shawn'ın öğrendiği gizemli şey vardı. :p
Çok uykum geldi yarın kursum var zaten uzatmadan kaçıyorum.
Kediciğim Mia hepinize iyi geceler diliyor. 💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why Mendes? Why? - Shawn Mendes [BİTTİ]
Fanficdeadangel: Neden Mendes? Neden? deadangel: Neden seni zerre umursamayan, sevmeyen insanların yanındasın hâlâ? deadangel: Hemde burada senin için ölmeye hazır biri varken.