BTS~Outro:Tear
BTS Jin~Epiphany"Hayaller, hayallerde kaldı. Geriye, bedeninizde açılan yaralar, ruhunuza kazınan endişe ve korku kaldı."
9. Bölüm "Soğuk"
Rüzgar hafif hafif esiyordu. Güneş gök yüzüne yükselmiş, etrafı aydınlatıyordu. Çevre sakindi. Ses yoktu. Kimse yoktu. Bomboştu.
Kargalar uğursuz seslerini çıkararak bağırıyor, kötü şeylerin olduğunu haber edercesine gırtlaklarını koparmak istercesine bağırıyordu.
Hemen sonra çok acayip bir şekilde gök yüzüne kara bulutlar gelmeye başladı. Yavaş, ama bir o kadar hızlı bir şekilde gök yüzünü emirleri altına alıyordu bulutlar. Karaydılar. Uğursuzdular.
Bir şeylerin kokusunu alan rüzgar, daha hızlı esti. Gök yüzü gürledi.
Sonra anlaşıldı. Aslında gök yüzüne kara bulutlar gelmiyordu.
Gelen kara bulutlar, dumanlardı.
İki araç birbirinin içine girmiş, gök yüzüne bulut sayılabilecek kadar fazla siyah dumanlar yükseliyordu. Etraf sessizdi çünkü kimse bir şey yapamıyordu. Çevrede bir sürü kişi vardı. Kimse bir şey yapamıyordu, çünkü aracın içindekilerin sağ çıkması imkansız gibi görünüyordu.
Araç içindekilerden haber alınamıyordu.
Sessizlerdi.
Ve bu sessizlik, ruhların kulaklarına ölüm sessizliği gibi çökmüştü.
Birinin siyah saçları karışmış, içlerine cam parçaları girmişti. Yüzü kanlar içerisinde kalmıştı. Üzeri tozlanmış, yırtılmış, aynen bir harabe halindeydi.
Bir kadın... Öksürdü. Yaşıyordu! Herkesin canlı birinin çıkma ihtimali yok denen kuruntularını yok etmişti bu genç kız.
Başka bir kadın... Bedenine cam parçaları saplanmış, saçları dağılmış, yüzünde sayısız yaralar açılmış, bedenini oynatamaz hâle gelmişti.
Nabız yok.
Yaşamın nabzı yoktu. Bu kazadan belki can almıştı. Kim bilebilir? Belki bu bir kuruntuydu. Bilemezdiniz.
Öksüren kişi sendin. Başını önünde açılan hava yastığına gömmüştün. Ciğerlerini kanatacak kadar fazla öksürüyordun.
Emniyet kemerin seni tutmuş, bu ölümcül kazada ölüm oranını yüzde beşe kadar düşürmüştü.
Başını hava yastığından kaldırdın. Saçların birbirine girmişti. Aralarında cam kırıkları vardı. Tişörtünün bazı yerleri yırtılmıştı. Kollarında yer yer sıyrıklar vardı. Kaşın... Kaşının kenarına bir cam parçası batmış, içinde dikine bir şekilde duruyordu. Canını da yakıyordu.
Dudağının kenarı ufak bir şekilde patlamış, kanı çenene doğru akarken kurumuştu. Gözlerini zar zor araladın. Kirpiklerin birbirine yapışmıştı. Başını önce yan tarafında kırılan ve tuzla buz olan cama çevirdin.
Bir şeyleri görmekte zorlanıyordun. Bir kez daha öksürdün. Başını Jungkook'un tarafına çevirirken boynun keskin bir ağrı hediye etti.
Jungkook kafasını direksiyonun üzerinde açılan hava yastığına gömmüş, siyah saçları yüzünü kapatmıştı. Saçlarının arasında parlayan cam kırıkları kanlıydı. Jungkook'un dudağının kenarı oldukça derin bir şekilde patlamış, kanı çenesine ulaşmış ve şuan yere damlıyordu. Elleri iki yanında hareketsizce duruyordu. Gri tişörtünün arkası küçük bir şekilde yırtıklarla doluydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/188739472-288-k822498.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟑
FanfictionSenin kalbin, onun okyanusunda atıyordu. Öylece elleri ellerinde çaresizce önünüzde dönen geçmişin dönme dolabını izliyorken, kasırgalar saçlarının arasındaydı. Çığlıkların göz yaşlarına sıkışıp evreni örtüyordu. "Ağlama," dedi hep, ve tutunduğun...