Bölüm Sınırı: 40 Oy
Çok güzeldiniz önceki bölümde. Destek için çok teşekkür ederim hepinize ^^"Keşke, acılarını bana versen ve sen mutlu olsan."
22. Bölüm "Mutlu Ol"
Vücuduna dolanan kollar ve omzuna akıtılan göz yaşları ile sende ağlıyordun.
Her şeyi... Bütün her şeyi anlatmıştın. Artık biliyorlardı, senin hikayeni.
Sena senin evlatlık olduğunu öğrendiğinde sessizce masadan kalkmış, tuvalete giderek ağlamıştı. Sesleri içeriye kadar geliyordu. Geri gelip Hye Su ve Pelin gibi sana sarılarak ağlamaya devam etmişti.
"Canım kardeşim, güzelim, bir tanem... Yaralarından öperek iyileştireceğim seni,"dedi Pelin hıçkırarak. Hye Su çenesini omzuna koymuştu ve burnunu çekip, "Artık sen benim için çok daha değerlisin, Y/N. Sen bambaşkasın. Hâlâ hayatta kalabiliyorsan... Çok güçlüsün,"dedi ağlayarak. Başını salladın. Acılarınla alay edere ağlıyorsun.
Gülerek, ağlıyorsun.
"Evet, öyleyim. Çok güçlüyüm. Ama bir o kadar da güçsüz,"dediğinde Sena bağırdı, "Lanet olsun Y/N! Nasıl... Anlamıyorum... Nasıl bu kadar şey... B-bilemiyorum,"dediğinde O da senin diğer tarafından sana sarılıyordu.
Pelin sana önünden sarılmış, kollarıyla üçünüzü de sarmıştı. Onların kollarına dokunarak, "Şşşşttt, yeter artık. Ağlamayın,"diyerek burnunu çekip toparlanmaya çalıştın. Kızlar senden ayrıldı ve hepsi göz yaşlarını silmeye başladı.
"Keşke Y/N, keşke o günlerde yanında bende olabilseydim,"dediğinde omuz silktin, "Sen olsanda olmasanda bir şey değişmeyecekti. Ben yine o acıyı çeken kişi olacaktım,"dediğinde Hye Su konuştu.
"Keşke, acılarını bana versen ve sen mutlu olsan."
Hepiniz ona baktığınızda, Hye Su, peçeteyi tutan elinin üstüne elini koydu ve, "Seni çok kısa bir süredir tanımama rağmen, seni çok sevdim. Hemde çok fazla. Yüzündeki gülücüğün arkasındaki göz yaşlarını görmek çok daha fazla üzdü beni, inan bana. Seni en derinlerime kadar anlayabiliyorum. Benim belki böyle bir hikayem yok, ya da senin kadar ağlayıp acı çekmedim. Ama gözlerine baktığımda, ben sen de olan acıyı, nefesimde bile hissettim."
Böyle dediğinde ayağa kalktın. O da ayağa kalktığında, sımsıkı birbirinize sarıldınız, "Jimin ile böyle şeyler yaşamadım. Keşke yaşasam. Çünkü siz, birbirinize olabilecek en kötü hallerinizi gördünüz ve artık tek bir yumruksunuz. Sanırım, sizin aşkınıza aşık oldum,"dediğinde güldün ve hafifçe sırtına vurdun.
Artık o size ısınmıştı. Sizden biri olarak görmeye başlamıştınız, "Gerizekalı, deme öyle şey. İnan bana psikolojin bozulur. Dediğim gibi, zaten Jungkook bir garip son günlerde. Onu psikoloğa tekrar götüreceğim. Yaşadıklarımız çok fazlaydı. Umarım sizde böyle bir şey yaşamazsınız. Kimse yaşamaz,"dediğinde Hye Su senden ayrıldı ve gülümsedi, "Umarım,"dedi.
Hye Su, "Ben bir elimi yüzümü yıkayayım. Lavabo nerede?"dedi sana bakarak. Sena hızla ona tarif ettiğinde Pelin koşarak sana sarıldı. Sımsıkı sarıldı.
Sonra kulağına fısıldadı, "Keşke dedim o an. Bana kendini anlattığın tam o an, keşke dedim. Bu kızın yanında olsaydım. Ellerimle sarardım yaralarını. Kocaman öperdim acılarından. Gözlerine baktığımda, yorgunluğu ve bıkmışlığı gördüğümde, elini tutup, 'Hâlâ yaşıyoruz ve hayat devam ediyor. Ayakta durmalıyız, sende bu güç var,' demek isterdim. Şuan yanındayım. Belki geç kaldım. Ama yanındayım. Sana teşekkür ederim,"dediğinde kaşların çatıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟑
FanfictionSenin kalbin, onun okyanusunda atıyordu. Öylece elleri ellerinde çaresizce önünüzde dönen geçmişin dönme dolabını izliyorken, kasırgalar saçlarının arasındaydı. Çığlıkların göz yaşlarına sıkışıp evreni örtüyordu. "Ağlama," dedi hep, ve tutunduğun...