Selam! Şuraya küçük bir şey yazarak başlamak istiyorum.
Biliyoruz ki, 3. Kitap son kitap. Biliyoruz ki serinin ilk kitabı olan kitap, 50 bölüm sürmüştü. 50. Bölüm finaldi ve sonra 2. Kitap gelmişti. 2. Kitap sadece 35 bölüm sürerek 1. Kitaptan kısa olarak kütüphanenizde kalmıştı. Şimdi ise, serinin son kitabı, serinin ilk kitabı ile aynı bölüme ulaştı. Bu beni inanılmaz mutlu ediyor... Ve hâlâ finalde değiliz. Yani, biz tekrar başladığımız yere geldik. Yani, ben tekrar yazdığım satırlarımla, bana ulaşmamış olan daha nice ilham perimi keşfetmeye başlayacağım bir zaman aralığı bu. Bu bölüm, belki içerik açısından değil ama, gelmiş olduğu bölüm rakamı olarak bende büyük bir yer ediniyor, belirtmek istedim :')
Bölüme geçebilirsiniz ^^
Kırılan pencerelerin cam kırıkları, Hafifçe esen rüzgarda saçlarıma karıştığı o an da, Karanlık bütün bedenimi istila ettiği, Ruhumun karanlığa esir düştüğü o savaşta, Gökyüzümde beliren küçük bir yıldız vardı, 1 yılın, 1 aya kavuştuğu o gecede. Jungkook Yıldız'ı. Gece çöktüğünde üstüme, tutunduğum tek aydınlığın resmiydi. Kısa kısa yazdığım satırlarıma düşen göz yaşlarını, Senin ellerin sildi bütün benliğimden. Artık göz yaşlarım da, Benliğimde senindi. Hayır, geç fark etmedim. Aksine, sahnede parlayan ışık sen olduğunda, Hissettiğim en güzel dilektin, Geleceğime kanat çırpan. Jeon, Kanadı kırılan kırlangıçların saç tellerinde besten. Hazırsan eğer, Bekle. Beste'miz gelecek bize.
#NF - That's Alright #BTS - Spring Day #BTS Jungkook - We Don't Talk Anymore (50.Bölüm Özel)
Bölüm Sınırı: 110 Oy.
50. Bölüm"Nefese Sıçrayan Yağmur"
"Cennet Kokan Büyülü Kız'ın ruhuna cehennemin yağmuru yağmıştı. Genç adam bir damla su oldu, cennetin yangını, cehennemin sönmesiyle son buldu."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kayıp bir esintinin kurbanı olan uğultular, kulaklara ulaştığında, dünya dönmeyi bırakmıştı. Güneş yanmayı bıraktı, uzay karanlığa büründü. Karanlığın içinde en güzel güneş, birbiri için yanabilen kalplerdi ancak. İçinden geldiği gibi döktüğü besteleri sayfalarında bir melodiye kavuşturan adamlar vardı hikâyenin tam ortasında.
"Sen..."dedi önce Pelin. Yavaşça doğrulurken, gözlerinin ortasında buluşan müthiş bir şaşkınlık duygusu yer ediniyordu loş koridorun köşesinde. Omuzlarında çantaları asılıyken, şaşkınlığı kendini etkisi altına alarak karşısında hiçbir anlam ifade etmeyen bir tebessümle gülümseyen Yoongi'nin tam karşısında durdu. Aralarında bir adım yoktu o an. Aralarında mesafe, adım atacak kadar uzak değildi.
