#BTS Jungkook - Euphoria Piano ver.
Sen benim görmek için bakmaya bile gerek duymadığım ezberimsin.
20. Bölüm "İstekler ve Arzular"
İfadesiz bir sesle konuştun, "Ne yapalım? Zaten durumu kötüydü. Burada bizi ilgilendiren kısım ne Hyung?"diyerek kaşlarını kaldırdığında Jungkook, "Ne olmuş?"dedi dudaklarını oynatarak.
Namjoon, "Tabi ki o kızın ölümü sizi ilgilendirmez ama... Kız uyandığında kesilecek olan para cezası ortada kaldı,"dediğinde, "Bildiğim kadarıyla, o ceza ona ait olduğu için bize sıçramayacak. Burada gördüğün sorun ne?"dedin giderek artan şaşkınlığınla.
Namjoon, "Kızın ölümünü sadece söyledim. Doğru biliyorsun. Onun cezası sizi ilgilendirmeyecek. Biyolojik ailesi de zaten onu reddettiği için kimsesi yok. Parayı ödeyecek kimse de yok. Savcılık soruyor. Ödenmesini istiyor musunuz diye. Bende kendim cevap vermemek için size sorayım dedim,"dediğinde gülümsedin ve, "Jungkook ile bunu ayrıca konuşacağım. Başka diyeceğin bir şey var mı?"dediğinde Namjoon, "Bir de size para cezası kesildi. Onu da zaten şirket üstelenerek kapattı. Sizin tek yapmanız gereken, bu bilgiyi medyaya vermemeniz. Para cezası aldığınızı şirket ve bizden başka kimse bilmeyecek, tamam mı?"dediğinde sen başını sallayarak, "Söylemem merak etme. Teşekkür ederiz bu arada. Öptüm seni kocaman,"diyerek güldün.
Namjoon'da gülerek, "Bende seni öptüm o zaman. Görüşmek üzere,"dedi ve telefonu kapattı.
Jungkook merakla, "Ne dedi? Neyi benimle ayrıca konuşacaksın? Kötü bir şey mi?"dediğinde başını salladın iki yana ve, şoföre baktığında, "Sonra konuşalım,"dediğinde Jungkook olayın gizli olduğunu anlayarak başını salladı.
Araba durduğunda şoför, "Bay Jeon. Geldik. Ben sizi bekleyeyim mi, yoksa işiniz bittiğinde beni arayıp gelmemi mi istersiniz?"dediğinde Jungkook arkasına bakarak, "Biz seni ararız,"dedi ve arabadan indi.
Senin elini tuttu ve indirdi. Arabanın kapısı otomatik olarak kapandı. Araç hareket ederek sizden uzaklaştığında, Jungkook gözlerine bakıyordu merakla. Şapkasını iyice öne çekti.
Hemen arkanızdan gelen korumalar, uzaktan sizi izleyecekti.
Yavaşça yürüyerek markete doğru ilerlerken, "Bize çarpan kız... Ölmüş. Para cezasını üstelenen de biri yokmuş. Savcılık soruyor, para cezası illa ödensin mi diye,"dediğinde Jungkook başını eğerek biraz düşündü.
Başını kaldırmadan, "Ödeyecek biri yoksa, üzerine gitmeyelim. Zaten hayatını kaybetmiş. Ayrıca bizim paraya ihtiyacımız yok ki. Sen ne dersin?"dediğinde içinde, Jungkook'a ait olan melek konuştu, "Bende aynı fikirdeyim. Ailesi de istememiş onu zaten. Bunun ne demek olduğunu az çok anlayabiliyorum,"dediğinde Jungkook kafasını kaldırıp dalgınca yola bakan gözlerine baktı.
Dudakları aralanmıştı, sonra kafasını tekrar yere eğdi. Konuşmana devam ettin, "Kalsın. İstemiyorum ben,"dediğinde Jungkook ağır ağır başını salladı.
"Bekle, Namjoon'a haber vereyim,"diyerek telefonunu aldın.
Kime: Lider'im Namjoon.
Kimden: Y/N."Hyung, para cezası istemiyoruz. Konu burada kapansın. Hatta eğer olursa, cenaze masraflarını ben karşılamak istiyorum." (13.10)
Ekrandan başını kaldırdığında, gözlerin dolmuştu. Aklına, evlatlık olduğun ve şuan bir ailen olmadığı geldiğinde, için yanıyordu. O kızın duygularını çok iyi anlayabiliyordun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟑
FanficSenin kalbin, onun okyanusunda atıyordu. Öylece elleri ellerinde çaresizce önünüzde dönen geçmişin dönme dolabını izliyorken, kasırgalar saçlarının arasındaydı. Çığlıkların göz yaşlarına sıkışıp evreni örtüyordu. "Ağlama," dedi hep, ve tutunduğun...