Bazen kelimeler karışsa da parmak uçlarımda, Hep bir kelebeğin kanatları omuzlarımda. Ilık bir gece rüzgarında saçlarım tutuldu Ay'a, Jeon... Beşinci mevsimimdin, Ömrümdeki bahçelere güneş olmayı nasıl başardın? Söyle bana sevgilim, Her gün sanki ilkmiş gibi, Nedir bu gecelerimi sarhoş sızdıran? Nesin sen, Hangi gökten kanatsız düşen meleksin?
Bölüm Sınırı: 117 Oy.
54. Bölüm "Ayçiçeklerinin Arasına Düşen Ceylan"
"... Şöyle dedi yaprak, "Yaşamın özü, Ceylan'ın Kalbi'nde."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güneş gökyüzünü daha yeni aydınlatırken, Jungkook birkaç kez çalan telefon alarmı ile kendini uyanmaya zorluyordu. Sen hâlâ uyuyordun.
Jungkook'un elleri belindeydi. Ellerini senden yavaşça çekip uykulu gözlerini aralayarak gözlerini ovuşturdu. Birkaç saniye sonra boş boş beyaz tavana bakarak ayılmaya çalıştı.
Saat henüz 07.04'ü gösteriyordu. Biletleriniz birkaç saat içindeydi ve bir an evvel uyanmalıydınız. Gece geç saatlerde eve dönmüştünüz ve yorulmuştunuz. Sen yatar yatmaz uyuyakalırken, Jungkook senden sonra uyumuştu.
Seni kendinden yavaşça ayırdı ve doğruldu. Birkaç saniye de öylece dururken gerçekten ayılmak onun için zordu.
Ağzındaki tattan kurtulmak için ayağa kalktı ve dağılan saçlarını eliyle iyice dağıtarak lavaboya girip kapıyı kapattı. Elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra lavabodan çıktı.
Bavulunun üzerine bıraktığı ve dün giyindiği pantolon ceket ikilisini giyindi. Saçlarını ağır ağır taradıktan sonra yüzüne krem ve toniklerini sürmek için tekrar lavaboya girdi. Birkaç dudak nemlendiricisi ve far da almıştı.
Üzerindeki askılı geceliğinin bir askısı omzundan kayıp düşmüştü. Saçların yastığın üzerinde dağılmıştı. Jungkook birazdan seni uyandıracaktı.
Birkaç dakika sonra görünümünü halletti ve yanına geldi. Dizlerini yatağın üzerine koydu ve elleriyle dağılan saçlarını düzeltirken kısık bir sesle konuştu, "Y/N,"dedi.
Elbette buna tepki vermemiştin. Birkaç kez daha seslendi ve dudaklarını saçlarına bastırıp geri çekildi. "Biletlerimizin saatine az kaldı, bir an evvel hazırlanmalısın."dedi.
Bunu söylediğini duymuştun, bölünen uykun ile gözlerini yavaşça araladın ve güneşi yüzüne misafir eden Jungkook'un hayran bırakan yüzüne baktın. Sabah gördüğün ilk yüz olması bahar çiçeklerini kıskandırıyordu.
