Merhaba! Nasılsınız Feray'larım? Bende iyiyim. Şu an okuyacak olacağınız bölüm için heyecanlısınız sanırım. Ben sizi fazla bekletmeyeyim bölüme geçelim. Bölüm sonunda ufak bir şey söyleyeceğim. Okumadan geçmeyin.
3. BÖLÜM "Sanrı"
"Benim olarak kal."
"Y/N?"diye uykulu bir sesle sana seslenen Jungkook'u duyduğunda televizyonun sesini kıstın ve Jungkook'a baktın.
"Efendim?"dediğinde Jungkook sırt üstü yatıyordu. Elleri iki yanında sıkıca yorganı sıkıyordu. Terlediği için siyah kahkül tutamları alnına yapışmıştı. Şakaklarından çenesine doğru ter damlaları süzülüyordu.
Dişlerini sıkarak konuştu tekrar. "Oraya gitme!"dedi. Kaşlarını çattın ve yatakta ona doğru kaydın. Elini kaslı göğsüne koydun. Üzerine eğildin ve ona korku ile bakmaya başladın.
Jungkook gözleri kapalı bir şekilde sayıklıyordu. "Y/N! Hayır, hayır yapma güzelim. Ben yanındayım yapma! İyi olacağız söz veriyorum!"diye bağırdı. Sen onun kabus gördüğünü anladığında onu şiddetli bir şekilde sarsmaya başladın.
"Jungkook! Jungkook uyan! Kabus görüyorsun!"diye bağırmana rağmen Jungkook sayıklamaya devam etti.
"Hayatından vaz geçtiğinde ne olacak? Eline ne geçecek? Beni bırakma yalvarırım! Gitme... Kendine bunu yapma!"dediğinde hızla yüzüne eğildin ve alnına yapışan kahkülleri çektin. Jungkook'un kaslı bedeni kaskatı kesilmişti. İki elinle yüzünü tuttun. Yanaklarını hızlı hızlı okşamaya başladığında korku ile konuştun. Daha doğrusu bağırdın. "Jungkook! Sevgilim uyan! Kabus görüyorsun uyan!"dediğinde Jungkook tekrar sayıkladı.
"Y/N, git. Kendinden vazgeçtiğin an, bende kendimden vazgeçiyorum. Bitirelim bizi."dedi ve elleri yorganı sıkmayı bıraktı. Hızlı hızlı nefes alış verişleri düzene girdi.
Sen ise bu durumu hayretler ile izliyordun. Eğildin ve yanağını yanağına yaslayarak kulağına doğru fısıldadın. "Uyan sevgilim. Kabusların en tatlı rüyalarına dönüşsün. Korkmaktan korkmayacağımız en tatlı rüyalar olsun. Uyan sevgilim."dediğinde Jungkook'un gözlerinin açıldığını hissettin. Bunu anlayınca bedenin gevşedi, gözlerini kapatıp derin bir nefes verdin. Bir kolun onun boynuna duruyordu. Diğeri ise onun kasları ile örtülen göğsünde duruyordu.
Kendini onun bedeninin üzerine bıraktığında Jungkook'un bir kolu belinin altında kalmıştı. Kolunu kıpırdatıp belini kavradı ve kendine bastırıp doğruldu. Oturur pozisyona geldiğinizde başın onun boyun girintisinde duruyordu. Kollarını onun boynuna doladın ve kucağına yerleştin. Kaslı kolları seni sıkıca sardı ve kendine bastırdı. Öyle bir sıkı sarılıyordu ki, sanki kaçıp gideceksin, ama Jungkook gitmeni istemez gibi sıkıca sarıyordu.
Yanağına başını yasladı. "Gitme,"diye fısıldadı. Kaşların çatıldı. "Kendinden vazgeçme."dedi hemen ardından. Dudaklarını araladın konuşmak için. Ama Jungkook bir kez daha fısıldadığında sessiz kaldın. "Ben inanıyorum. İyi olacağız."dedi. Kolları ile tekrar sıktı.
Kokunu içine çekti. "Yaşamından vazgeçme. Her ne kadar bitmişte olsak, yaşamak için sadece bir soluğa ihtiyacımız var. Biz birbirimizin soluğuyuz." İşte bu söz, senin kalbinin kıvranmasına yol açtı.
"Jungkook..."diye inler gibi konuştun. Jungkook gözlerini kapattı. "Benimsin Y/N. Öyle kal."dedi.
"Benim olarak kal."
"Her zaman bana ait ol."
"Benden başkası olmasın."
"Bana özelsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟑
FanfictionSenin kalbin, onun okyanusunda atıyordu. Öylece elleri ellerinde çaresizce önünüzde dönen geçmişin dönme dolabını izliyorken, kasırgalar saçlarının arasındaydı. Çığlıkların göz yaşlarına sıkışıp evreni örtüyordu. "Ağlama," dedi hep, ve tutunduğun...