-Seven-

4.4K 380 334
                                    

Ya insanlarda sorun vardı ya da bende. Gerçi herkes anlaşmalı bir oyun içinde de olabilirdi beni delirtmek adına. Kafayı yememe çok az kalmıştı çünkü. Sorun onun davranışları değildi. İnsanların görmemesiydi ya da görmezden gelmesiydi. Kendime gelip de sorduğumda "Bir kriz geçirdiniz ve sakinleştirici verildi ama burada biri yoktu." dediler. Para falan mı veriyordu ondan mı böyleydi herkes. Evime gitmiş güvenlik sistemi taktırmıştım 7/24 izleyecekti evi böylece insanlar istemese bile göreceklerdi. Görmek zorundaydılar. Artık biri lütfen görsün. İnandırabileceğim kimse yoktu. Bunlara sebep olan arkadaşlarımla hala konuşmuyordum. Gerçi o günden beri görüşme fırsatımız bile olmamıştı. Sağ olsun canım palyaçom sayesinde iyileşememiştim. Şimdilik kimse yoktu. Yani bu savaşta yalnızdım.

Yarın sonunda üniversiteye dönebilecektim tek yapmam gereken bu gece onun evden uzak kalmasını sağlamaktı o kadar. Zor değildi hem artık alarm vardı. Gözlerimi kapattım, rahat bir uyku çekmek istiyordum. Bu o kadar da zor olmasa gerek.

* * *

Gözlerimi araladığımda sabah olmuştu ve o gerçekten de gelmemişti. Gelmemişti! Yüzümü bir sırıtış kaplarken hızla kalktım ve hazırlanmaya başladım. Artık rahat uyuyabilecektim. Dışarıda hala güvende değildim ama ev bir miktar daha güvenli olacaktı. Ceketimi ve çantamı da alıp çıktım. İyi geçecekti bugün. İnanıyordum buna.

Kartımı basıp da girdiğimde bir çok tanıdık yüz gözüme çarptı hepsi hafifçe gülümseyip selam veriyordu. Çantanın askısını çekiştirip yürümeye devam ettim. Omzuma konulan eller hafifçe sıçramama neden oldu.

"Sonunda geldin." yanımda ki çocuğa baktım ve diğerlerine... Nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Bir an o olacağından korkmuştum.

"Korkuttuk mu özür dilerim." Olan onca şeyden sonra nasıl yanıma gelebiliyorlardı. Kolunu ittim.

"Hala kızgın mısın bize?"

"Bu soru mu? Tabii kızgınım." Tom kolumu tuttu.

"O kadar korkacağını düşünmemiştik. Özür dileriz." göz devirdim.

"Olay sanki o kadar da." Carl'ın kaşları çatıldı.

"Neden bahsediyorsun?" kolumu çektim.

"Başıma saldığınız beladan."

"Biz bir şey yapmadık ki. Dur yoksa evine geldiğinde korkuttu mu seni." kaşlarım hızla çatıldı Henry'e döndüm.

"Ne?"

"Bizden özür dilemek için numaranı ve adresini istedi. O pislik bir daha korkuttu mu seni?" hiçbir şeyden haberleri yok muydu cidden.

"Biz ondan o kadar korkutucu bir şey yapmasını istememiştik hem o makyaj bizi bile korkuttu. Hatalıyız kusura bakma." kaşlarım iyice çatıldı. Telefonumun titremesiyle çıkardım.

Alex
İkimizin o güzel anları bize özel. Anlatmaya kalkma. Gözüm üzerinde.

Kafamı kaldırıp hızla etrafa baktım. Hiç kimse ona benzemiyordu. Gerçi sırtından başka neyi biliyordum ki. Böyle bulamazdım onu.

" Evet yine mi korkuttu ne yaptı?"

" Tamam önemli bir şey değil zaten sonra anlatırım." Tom kolunu omzuma tekrar attı.

PalyaçoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin