-Seventeen-

2K 228 326
                                    

Sıcak su sırtımdan yavaş bir şekilde ilerlerken kaslarım rahatlıyordu. Omuzlarım rahatlık ile çökerken suyun altında öylece durdum. Rahatlamaya çok ihtiyacım vardı.

Suyun iyice ısınmaya başlaması ile kapattım. Her güzel şeyin bir sonu vardı. Duştan çıkıp havluyla bedenimde ki suları yok ettim. Yaralarıma baktım hala kızarık ve morarıktı tenim. En azından ilk gün ki kadar acı vermiyorlardı. Kendime bakmayı kesip kıyafetlerimi giydim daha fazla moralimi bozmaya gerek yoktu. Saç havlumu kafama atıp banyodan çıktım. Bir yandan kurulayarak aşağı kata inmeye başladım ev sıcacıktı.

"Noah saçını banyoda kurulayıp öyle çıkmanı sana daha ne kadar söylemeliyim." gülümsedim. Annemin böyle tatlı azarlarını bile özlemiştim.

"Seni sinirlendirmeyi seviyorum." güldüm. Kızgınca baktı bana.

"Will ne dediğini duyuyor musun?" dedi sitemle, havluyu boynuma koyup ona sarıldım.

"Bu hallerini özlemişim." saçından öptüm. O olaydan sonra eve gelmişlerdi. Hem yalnız kalmamı istemiyorlardı hem de isteseler bile gidemezlerdi şehir giriş çıkışı önemli işler haricinde güvenlik amacıyla bir süreliğine kapatılmıştı. Yakalanamayan kesimi yakalamak için uğraşıyorlardı. Umarım bu kesimi yakalarken Alex'i de bir şekilde yakalarlardı.

Hayat birçok açıdan kötü olsa da evde her şey eski günler gibiydi. Kendimi lisede gibi hissediyordum. Tek fark günlerdir tüm güzel anlarımda mesaj atan bir psikopatın olmasıydı. Kendi içinde yaşadığı kabullenme benim için gerçekten cehennemin başlangıcı olmuştu. En azından sadece mesaj atıyordu ve yanıma gelmiyordu hiç yoktan iyiydi.

"Beni bırak da ağacı hazırla."

"Ne ağacı?" hafifçe çekilip yüzüme baktı. Kutlamak istemediğimi söylemiştim hangi günü kutlamak istesem başıma bir şey geliyordu çözümü kutlamamakta bulmuştum. Kötü bir çözümdü belki ama denemekten zarar gelmezdi.

"Anne söylemiştim."

"Alt tarafı bir ağaç Noah bu bir gelenek hem süslemekte geç bile kaldık. " Babama baktım.

"Bana hiç bakma Noel geleneğini bozamam değil m? i" kollarımı çektim ve ağacın yanına gittim. Geleneklere fazla bağlıydılar vazgeçmeyeceklerdi, vazgeçiremeyecektim.

"Kötü bir şey olmaması için dua edin. "

"Bir ağaç hazırlaman felaketi üstümüze çekmeyecek Noah. "umarım çekmezdi ağacın yanında ki kutuyu açtım ve renkli topları asmaya başladım. Kaçmak istediğim hiçbir şeyden kaçamıyor gibiydim Alex'i geçtim bir özel günü kutlamaktan bile kaçamıyordum. Elimde ki sarı topu da ağaca astım.

Zil sesini duymam ile yeni aldığım topu bıraktım. Saçımın ıslak olduğunu tekrar hatırlamamla havlunun ucuyla saçımın arkasında ki suları kurulamaya çalışırken kapıyı açtım. Kapının önünde James'i görmem ile gülümsedim.

O günden sonra Aron yerine James'in görevli olmasını istediğimi belirtmiştim. Ashley başta istememişti muhtemelen iyi bir iş ortağıydı ama sonra Aron'u görevden alıp James'i geçirmişti. James'te mutluydu öyle diyordu en azından. Bu konuda dürüst olduğunu düşünüyordum ve ben de durumdan mutluydum. İyi anlaşmıştık ve Aron gibi uzaktan izlemek yerine çoğu zaman yanımda olmaya çalışıyordu. Belki de o yüzden o psikopat gelmiyordu. Eğer gelmesini cidden James'in varlığı engelliyorsa sonsuza kadar James'in yanımdan ayrılmaması için çabalardım.

PalyaçoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin