-Twenty Five-

525 52 14
                                    

(+18)

Bir saattir boş bir şekilde duvara bakıyordum. Ölen çocuğu ve Alex'i düşünüyordum. Yatakta ki telefonuma uzandım ve Alex'i aradım.

"Alo?" uykuluydu sesi.

"Bugün dersin var mı?" bir süre cevap gelmedi.

"Bir saat sonra var. Neden?"

"Beraber gidelim mi?"

"Olur tabii. Sen iyi misin?"

"Evet sadece senle vakit geçirmek istedim."

"Yarım saate seni alırım o zaman."

"Görüşürüz." telefonu kapatıp bir süre ekranla bakmıştım mesajlara girip Rosa'ya tıkladım.

Noah
Tatlım dersleri çok ihmal ettiğim için gitmek zorundayım çıkışta yanında bitiyorum istediğin şeyleri söyle gelirken alırım. Seni seviyorummm

Mesajlardan çıkıp James'i aradım.

"Noah"

"Bir delil bulabildiniz mi?" yatağa yattım.

"Maalesef."

"Peki..."

"İyi misin?"

"Olmadığımı biliyorsun."

"Eve geleyim mi?"

"Birazdan Alex beni almaya gelecek derse gideceğim." duraksadı.

"Anlıyorum rahatsız hissettiğin an ara yanına gelirim."

"Biliyorum." bir süre sessiz kaldık.

"James."

"Efendim." söylemek istediklerim boğazıma dizildi korkuyla.

"Sonra söylerim şimdi hazırlanmam gerek."

"Tamam konuşuruz sonra dikkat et kendine."

"Sen de." kapattım ve bedenimi zorla yataktan kaldırıp banyoya adımladım.

Saçımı ellerimle hafifçe dağıtıp aynada son kez kendime baktım. Sahte bir gülümseme yerleştirdim yüzüme ve askılıktan montumu almak için ilerledim gelmişti. Montumu giyip kapıyı açtım hava esiyordu motora yaslanmış oturuyordu yanakları kızarmıştı.

"Günaydın."

"Günaydın." kapıyı çekip yanına ilerledim. Yaklaştığımda kollarını açtı ben de ona uyup kollarımı sardım. Normal gözüküyordu. Fazla normaldi.

"Nasılsın?" dedi.

"İyiyim sen?" kollarının arasından çıktım.

"İyiyim bir gelişme oldu mu?"alaycı bir gülüş kapladı suratımı.

"Evet."

"Seni dinliyorum." yaslanmış ilgiyle bana bakıyordu.

"Ölü bulunmuş." suratını şaşkın bir ifade kapladı.

"Nasıl?" yüzüne yaklaştım ve iyice inceledim gözleri merakla hamlemi bekliyordu.

"Sen nasıl birisin?"

"Ne?" elim çenesi sardı yüzünü kendime yaklaştırdım ve minik bir öpücük bıraktım dudağına çekilip kulağına yaklaştım.

"Teşekkür ederim." nefesini tutmuş bir haldeydi gülümsedim ve dilimi kulağının altından boynuna kaydırıp boynuna bir öpücük bırakıp çekildim. Yüzünde keyifli bir gülümseme vardı. Gözlerime baktı gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

PalyaçoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin