0108

458 23 1
                                    

Jaehyun,kafasını kitabından kaldırıp saatine baktı. Kütüphanenin kapanmasına çok az kalmıştı ve Jaehyun'un toplaması gereken notları ve kitapları vardı. Hızlıca kalemlerini kalemliğine, notlarını dosyasına koydu ve en son hepsini çantasına koydu. Çantasını sırtına takmadan önce telefonunu alıp bildirimlere baktı.
  Annesinden 3 cevapsız arama, ev arkadaşı Doyoung'dan 10 yeni mesaj ve 2 cevapsız arama, sevgilisinden de 5 cevapsız arama ve 12 yeni mesaj vardı. Jaehyun aceleyle tarihe baktı. Çünkü sevgilisi ona asla bu kadar çok mesaj atmazdı. Bugün normal bir gündü. Herhangi bir şeyin tarihi değildi. Jaehyun şaşırarak mesajları açtı.

Sevgilim ♡ :
Jaehyun, önemli bir şey konuşmalıyız.(21.02)
Gerçekten önemli bir şey söylemem gerek, açar mısın telefonlarımı? (21.18)
Peki... O zaman buradan söylemek zorundayım. (21.23)
Beni gerçekten çok güzel seviyorsun.
Verdiğin değer çok büyük,
Terk edilmekten de korktuğunu biliyorum.
Bunu yapmak zorunda kalmak istemezdim...
Ama başaramıyorum, bu ilişkiyi daha fazla yürütemiyorum.
Bunu söylemek acı verse de,
Senden ayrılıyorum Jaehyun.(21.30)
Kendine iyi bak. (21.34)

  Jaehyun hiçbir şey yazamadan sadece mesajlara bakakaldı. Telefonunun ekranına düşen bir damla yaşla fark etti ağladığını. Gözlerini telefonundan çekip telefonunu cebine koydu ve çantasını alıp kütüphaneden çıktı. Evine gitmek için otobüs durağına ilerledi ve durağa oturup yüzünü kapayarak ağlamaya başladı.
Jaehyun ağlamaya devam ederken kendisine uzatılan peçeteyi fark etti. Ellerini yüzünden çekip peçeteyi uzatan kişiye baktı. Kendisinden küçük olduğunu anladığı, yuvarlak çerçeveli gözlükleri ve ramene benzeyen sarı saçlarıyla şirin duran bir çocuk uzatıyordu peçeteyi. Jaehyun'un ona bakmasıyla konuşmaya başladı.
"Ağladığını gördüm de... O yüzden peçete uzatayım dedim. "
Çocuk gülümseyerek saçlarını karıştırdı. Jaehyun da ona hafifçe gülümsedi.
"Teşekkürler, ince davranışın için."
Uzanıp peçeteyi çocuğun elinden aldı. Çocuk Jaehyun'un yanına oturdu ve konuşmaya başladı.
"Kendini hiçbir şey için üzme, emin ol ki değmez. Her zaman mutlu ol, çünkü hayat kısa. Bu arada ben Mark, memnun oldum"
Mark elini Jaehyun'a uzattı. Jaehyun Mark'a kafa sallayıp elini sıktı.
"Jaehyun ben de, memnun oldum Mark. Denerim... Üzülmemeyi."
Mark duyduklarıyla gülümsedi.
"Benden büyük gibi görünüyorsun, sana nasıl hitap etmeliyim? Jaehyun hyung?"
Jaehyun hızlıca kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hyung demene gerek yok. Ve 21 yaşındayım. Sen kaç yaşındasın?"
"Tamam o zaman Jaehyun, 19 yaşındayım. Hangi otobüse biniyorsun?"
Mark ve Jaehyun konuşmaya dalmışlardı. Konu konuyu açmış, bir çok ortak noktaları oldukları fark etmişler ve arkadaş olmuşlardı. Bu sayede Jaehyun birazlığına da olsa sevgilisinin onu terk etmesine üzülmeyi bırakmış, yeni arkadaşıyla konuşup mutlu olmuştu.

friendzone//jaemarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin