0508

184 13 0
                                    

Jaehyun Mark'ın onu yanağından öpüp kaçmasıyla birlikte olduğu yerde kalakalmıştı. Görevlinin, omzuna hafifçe dokunmasıyla hayata geri döndü. İstediği pastayı görevliye gösterdi ve daha sonra parasını ödeyip paketi aldı ve pastaneden çıktı. Her şey normalmiş gibi davranmaya çalışsa da öpücük ve öptüğündeki hisler beynini rahat bırakmıyordu. Jaehyun bu hislerle birlikte evine diğru ilerledi. Belki yanlıştı, belki doğruydu bu hisler bilmiyordu ancak bildiği tek şey bu hisler ne olursa olsun onu deli gibi mutlu ediyordu.
Evinin kapısına geldiğinde pastanın üzerine mumları dikip çıkmadan önce evden aldığı çakmak yardımıyla yaktı. Kapıyı çaldı. Doyoung ona kızgın da olsa kapıyı her zaman açardı. Ve beklediği gibi de oldu. Doyoung kapıyı açtı ve tam sinirli bir şekilde gidecekken Jaehyun'un elindeki pastayı gördü. Afallamış bir şekilde baktı. Daha sonra gülümsedi ve mumları üfledi. Jaehyun da konuşmaya başladı.
"Özür dilerim Dodo'm... Seni kırdığımın, bu konuda hassas olduğunun farkındayım. Bir daha yapmamaya çalışacağım, gerçekten. Beni affedebilir misin?"
Doyoung Jaehyun'un kafasına hafifçe vurdu.
"Affedebilirim tabii ki salak. Biraz kalbimi kırdın amaa, çikolatalı pasta hatrına özrünü kabul ediyorum."
Jaehyun Doyoung'ın vurduğu yeri hafifçe okşadı.
"Acıttın be! Tamam tamam dalga geçiyorum tabii ki acıtmadın. Artık içeriye girebilir miyim tavşanım?"
Doyoung olumlu anlamda kafa salladı ve Jaehyun'un girmesi için kenara çekildi. Jaehyun içeriye girdi ve nutfağs ilerledi. Doyoung da peşubden gitti ve Jaehyun'a
"Sen git, ben tabaklayıp gelirim."
Jaehyun kafa salladı ve uçan bir öpücük atıp oradan kaçtı. Salona geçti ve oturup televizyonu açtı. Magazin programı açıktı. Magazin izlemeyi sevmezdi ancak izlenecek başka güzel bir şey olmadığını fark ederek izlemeye karar verdi.
Biraz izledikten sonra Doyoung elinde bir tepsi ve içinde iki tabak pasta, iki bardak meyve suyu ile geldi. Doyoung'ın getirdikleriyle gülümsedi. Doyoung göz devirerek,
"Gerçekten magazin mi izliyorsun? Neden Netflixten bir şeyler açmıyorsun ki?"
Jaehyun mantıklı olduğunu düşündü. Aklına Netflix açmak hiç gelmemişti. Hâlâ Mark ve onun yanağına kondurduğu minik busesini düşünüyordu. Neden iki gündür tanıdığı kişi ona böyle şeyler hissettiriyordu ki? Bir an önce kendine gelmeliydi, onun bir sevgilisi vardı. Mark Taeyong ile çıkıyor, Mark Taeyong ile çıkıyor, diyerek bunu aklından çıkartmamaya çalıştı. Ancak olanları Doyoung'a anlatmak için sabırsızlanıyordu.
Doyoung ise bu arada Netflixten bir şeyler açıyordu. Aradığı diziyi bulduğunda durdu ve açtı. Bu dizi Dark'tı. Jaehyun'a bir bakış attığında bir şey söyleyecekmiş gibi duruyordu.
"Çıkar şu ağzındaki baklayı Jae."
Jaehyun şaşkın gözlerle Doyoung'a baktı.
"Bir şey söyleyeceğimi nereden anla-"
Doyoung sözünü kesti,
"Kaç yıllık arkadaşız, anlayabiliyorum tabii ki! Neyse, anlat bakalım."
"Pekâlâ... Mark vardı ya... Bugün pastanede karşılaştık onunla."
"Neden oradaymış ki sevgilisiyle buluşması yok muydu onun?"
"Ben de ona öyle dedim işte, meğer kayınvalidesine götürmek için tatlı seçmeye gelmiş."
"Ee?"
"İşte sonra biz konuştuk. Ve o çıkmadan önce... Beni öptü... Yanağımdan."
Doyoung gözlerini kocaman açtı.
"Y U H! Siz daha dün arkadaş oldunuz, biz seninle kaç yıllık arkadaşız ben seni doğru düzgün öpmüyorum. Bu çocuğun beynini gram anlamadım. Şu diziden daha karışık yemin ederim."
Jaehyun Doyoung'ın söyledikleriyle güldü. Daha sonra yüzünü düşürdü.
"Sorun bu değil..."
"O zaman sorun ne?"
"Sorun o beni öptüğünde benim tuhaf hisler hissetmem. Neden böyle olduğunu bilmiyorum. Daha dün tanıştık ve ben o beni öpünce çok mutlu his-"
Doyoung Jaehyun'un sözünü kesti.

friendzone//jaemarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin