Mark şok olmuş bir şekilde baktı. Daha sonra gözünden yaşlar akmaya başladı.
"J-Jaehyun, ben... Çok çok ç-çok özür dil-lerim. Ben çok salağım, anlayamadım."
"Ağlamana gerek yok, ağlanacak bir şey yapmadın. Suçlu olan benim. Bu yüzden özür dilerim. Sana karşı böyle hislerim olmamalıydı. Ama ben kendime hakim olamadım işte. Seni sevmeme engel olamadım. Özür diliyorum. Çok özür dilerim. Arkadaşlığımızı mahvettiğim ve seni üzdüğüm için."
Mark göz yaşlarını sildi.
"Hayır hayır. Beni üzmedin. Sadece şaşırdım. Ve... Bu senin seçimin değil, bunun da farkındayım. Ancak ben... Senin duygularına karşılık veremem. Biliyorsun benim bir sevgilim var. Onu çok seviyorum ve ondan ayrılmak istemiyorum, beni sevme Jaehyun. Beni sevmemeyi dene Jaehyun. Çünkü ben senin duygularına karşılık veremem. Üzgünüm."
"Üzgün olma... Neyse, ben gideyim artık. Bundan sonra burada kalmamı isteyeceğini sanmıyorum."
Jaehyun arkasını dönüp ilerlerken Mark'ın sesi onu durdurdu.
"Gitmene gerek yok. Kalabilirsin. Benden hoşlanman benim için bir sorun teşkil etmiyor. Seninle arkadaşım gibi devam edeceğim."
"Tamam pekâlâ... Ayağın nasıl? Çok acıyor mu?"
Olanlar yüzünden Mark ayağının acısını dahi unutmuştu. Jaehyun'un hatırlatmasıyla ayağına odaklandı ve hâlâ hafif de olsa acıdığını fark etti.
"Biraz acıyor. İlk zamanki kadar olmasa da, hafif acıyor."
Jaehyun ayakta dikilmeyi bırakıp Mark'ın yanına oturdu. Ayağını inceledi.
"Acıdığında söyle. Tamam mı?"
Mark kafasını salladı. Jaehyun hafifçe ilk burkulduğunda bastırdığı yerlere bastırmaya başladı. Çoğu yerde sesini çıkartmayan Mark bir yerde acıyla bağırdı. Jaehyun ellini çekti.
"Tamam, burayı yarın söylemeyi unutma."
"Unutmam... Da, gitmesem olmaz mı?"
"Söz vermiştin Mark. Sözünü tut."
"Tamam tamam tamam.... Gideceğim."
Jaehyun oturduğu yerden kalktı.
"Artık uyuman gerek, ayağının hızlıca iyileşmesi için uyku da çok önemli. Yüreyebilecek misin?"
"Deneyebilieim."
Mark ayağa kalkıp koltuğun kenarına tutunarak yürümeye çalıştı. Ayağı acısa da ilerledi. Onun bu hâlini gören Jaehyun dayanamayarak onu kucağına aldı ve odasına taşıdı.
"Bunu yaptığım için üzgünüm. Ancak sana kıyamadım. Acı içinde ilerlemene izin veremedim. Tekrardan üzgünüm."
"Sorun değil, ben mutluyum."
Mark ona gülümsedi ve kollarını boynuna sardı. Jaehyun derin bir nefes aldı ve kendini her şeyin gerçek olduğuna inandırmaya çalıştı. Belki de her şey bir rüyaydı ve birazdan Doyoung gelip onu uyandıraca-
Tabii ya! Doyoung'a haber vermeyi unutmuştu. Hızlıca ilerlemeye başlayıp Mark'ın odasına vardı ve onu yatağına bıraktı yavaşça.
"Üzerini değiştireceksin değil mi? Kıyafetlerin nerede?"
Mark eliyle dolabı gösterince Jaehyun oraya ilerledi ve dolaptaki kıyafetleri alıp Mark'a verdi.
"Ben şimdi çıkıyorum. Nerede uyuyabilirim?"
"Karşı taraf misafir odası. Temiz kıyafet de bulabilirsin dolapta."
"Teşekkürler, bir şeye ihtiyacın olduğu zaman seslenmen yeter."
Mark kafa salladı ve Jaehyun iyi geceler dileyerek odadan çıktı. Yatacağı odaya geçmeden önce salona gidip telefonunu aradı. Bulduğunda koşarak odaya girdi ve telefonunu açtı.
*Tavşanım😽 Kişisinden 20 cevapsız arama.
Tavşanım😽 kişisinden 50 mesaj*
Jaehyun arkadaşının kendisini gerçekten merak ettiğini düşündü. Ve hemen onun mesajlarına cevap vermeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friendzone//jaemark
FanfictionSevgilisinden ayrılan bir adet Jaehyun ve sevgilisine çok âşık bir adet Mark. Bu ikili çok yakın arkadaş olursa ancak bir taraf diğerini arkadaşı olarak görmezse ne olur? Friendzone! Hikâyeme hoş geldiniz! - İlk Türkçe JaeMark fictionıdır. - Tüm hak...