0608

177 11 0
                                    

Doyoung Jaehyun'un sözünü kesti.
"Dostum... Sen bundan hoşlanıyorsun. Üzgünüm ama öyle..."
Jaehyun sinirli bir şekilde ayağa kalktı.
"NE?!! Hayır tabii ki ondan hoşlanmıyorum. Ondan neden hoşlanayım? Daha dün tanıştık Doyoung D Ü N ! Ve onun bir sevgilisi var. Yani bu İ M K Â N S I Z!"
Jaehyun her ne kadar inkâr etmeye çalışsa da bir yandan Doyoung'ın haklı olduğunu biliyordu. Ancak kendini ondan hoşlanmadığına inandırması gerekliydi. Çünkü onların ilişkisi bir imkânsızlıktan ibaret olurdu ancak. Mark bugün kayınvalidesiyle tanışmaya gitmişti. Yakında da evlenirlerdi. Jaehyun da o düğüne davetli olurdu. Sahte gülüşlerle Mark'a bakar ve sadece kalbinin kırılmasını izlerdi. Nikahları kıyıldığında sevgilisi onu öperken nasıl bir his olduğunu merak eder ve hiçbir şey yapamadan sadece otururdu. Daha sonra tuvalete gider ve orada ağlar-
Jaehyun'un düşünceleri Doyoung'ın onu sarsmasıyla yarım kaldı. Hepsinin bir hayalden ibaret olduğunu fark edince derin bir nefes verdi.
"İyi misin sen?"
Jaehyun Doyoung'ın merak ve endişeleyle soruşuna karşılık olarak gülümsedi.
"İyiyim. Neden iyi olmayayım ki?"
Doyoung omuz silkti.
"Bilmem. Yüzünün şeklini görseydin bana hak verirdin eminim ki."
"Nasıldı ki yüzüm?"
"Şey gibi... Acı çeker."
Jaehyun gülüşünü soldurdu.
"Anladım... Sadece dediklerini düşündüm ve yüz ifademden de anlamışsındır, böyle bir şey olursa benim ne kadar kötü etkileneceğimi."
"Jaehyun... Hiçbir aşktan zarar almadan çıkamazsın. Ufak da olsa bir zarar alırsın. Bunu sen de biliyorsun. Hatırlasana eski sevgilini. Sabaha kadar ağlamıştın onun için. Peki ya şimdi? Seni terk ettiği için üzülüyor musun eskisi kadar?"
Jaehyun onu terk eden eski sevgilisini düşündü. Lise sondan beri çıkıyorlardı. İlk ve tek erkek sevgilisi o olmuştu. O kadar çok seviyordu ki, bir anını bile onu düşünmeden geçiremiyordu. Jaehyun onu bu kadar çok severken o ise onu bunun azı kadar sevmiyordu belki de. Ve gerisini biliyorsunuz zaten, kütüphanede masum bir şekilde ders çalışırken bir mesajla ayrılmıştı ondan.
Jaehyun'un gözleri bunu düşünce doldu. Doyoung hemen bir peçete uzatarak ağlamamasını söyledi.
"Sana ağla diye hatırlatmadım bunları ben. Ne kadar seversen sev, ne kadar süre çıkarsan çık zarar almadan ayrılamazsın. Bunu anlatmaya çalıştım sana."
Jaehyun Doyoung'ın haklı olduğunu bildiğinden başını salladı.
"Haklısın... Yani ona açılmam mı gerek?"
"Şimdilik bunun için çok erken bence. Sadece onu sevdiğini kabullensen yeterli bu zaman dilimi için. Daha sonra duygularını açarsın."
"Pekâlâ. Bu ilişkimde seni dinleyeceğim tavşanım. Çünkü sen her zaman haklı çıkmayı başarıyorsun."
Doyoung gülümsedi.
"Ee kimin kankasıyız, olacak o kadar tabii."
"Yoo ben senin kankan olduğumdan sen böyle değilsin. Sen benim kankam olduğundan ben çook şanslıyım."
"Hayır sen benim kankam olduğundan ben çook şanslıyım."
"Hayır ben!"
"Hayır ben!"
"Hayır dedim ben!"
"Bana ne ben de hayır dedim ben"
İkisi de yaptıklarının farkına varıp gülümsediler ve sarıldılar.
"İkimiz de birbirimizin kankası olduğumuz için şanslıyız."
"Aynen öyle."

friendzone//jaemarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin