1908

144 10 20
                                    

Mark Jaehyun'un dudaklarından ayrıldı. Jaehyun hâlâ şok olmuş gibiydi. O kadar kısa sürmüştü ki, ne olduğunu bile anlayamamıştı. Mark bunu anlayıp gülümseyerek yanaklarını okşadı ve sonunda Jaehyun konuşabildi.
"Biz daha demin ne yaşadık? Ne oldu öyle?"
"Daha demin kısacık da olsa öpüştük. Doğrusu ben seni öptüm ve sen donakaldın."
"Ama bu haksızlık. Çok kısaydı. Bir daha istiyorum bana ne!"
Mark şaşkınca Jaehyun'a baktı. Jaehyun da ne dediğini yeni idrak etmiş gibi eliyle ağzını kapadı.
"Şey öyle demek istememiştim. Bunu bir daha yapamayacağımızı biliyorum. Neden öyle ağzımdan çıktığını anlamadım ama gerçekten üzgünüm. Çok çok özür dilerim bunu söylememem gerekirdi. Bir kez demene rağmen böyle şey-"
Jaehyun'un sözünü kesen Mark'ın dudaklarıydı. Bu sefer Jaehyun donup kalmamış, karşılık vermişti. İkisi de tuhaf, yanlış ancak mutlu hissediyordu. Birkaç dakika sonra ayrıldı Mark.
"Susman için en etkili yöntem bu ha?"
Jaehyun başını salladı.
"Hm hm. Sen öpersen neden olmasın ki?"
Mark gülümsedi ve eliyle Jaehyun'un burnuna dokundu.
"Bu sondu Jaehyun Bey. Başka yook!"
"Peki..."
Mark son kez Jaehyun'un yanağına öpücük bırakarak kucağından kalktı ve yanına oturdu. Kocaman sarıldı Jaehyun'a.
"Güzel bir yıl olsun, ikimiz için de."
"Olsun, umarım öyle olur."
Jaehyun Mark'ın saçlarına birkaç öpücük bıraktı. Saçları yumuşacıktı ve ra- Bir dakika, ramen saçları gitmişti. Siyah, düz, yumuşacık saçları vardı şu an Mark'ın. Jaehyun şaşırarak sordu.
"Sen saçlarını mı değiştirdin? Yoksa gözlerim bir anda 672912912 derece bozuldu da yanlış mı görüyorum?"
Mark güldü. Jaehyun'un saçlarıyla oynamaya başladı.
"Hayır, gözlerin bozulmadı Jaehyun. Görüşmediğimiz sürede kendimde birkaç değişiklik yaptım. Bak gözlüklerim de yok. Hem şimdiki saçım daha iyi değil mi? Daha olgun gösteriyor."
"Öyle gösteriyor ama ben senin tatlı biri olmana alışmıştım. Hem ramen saçlım diyordum ben sana hep... Gözlüksüz de çok yakışıklısın, gözlük sana tatlılık katıyordu. Baştan aşağı tatlılık abidesiyken sen şu an tatlılıktan çıkmış, seksiliğe doğru ilerleyen bir vaziyettesin."
"Bu güzel bir şey bence, mutlu oldum. Artık yaşım ilerliyor. Seksilik bana daha çok yakışır."
"Sana her şey yakışıyor. Sen her hâlinle mükemmelsin benim gözümde."
"Beni şımartmayı çok iyi biliyorsun. Ve ben de buna bayılıyorum."
"Bir kişi sevdiğini şımartmayı bilmelidir. Çünkü sevdiğini şımartmazsan o ilişki yürümez zaten."
Mark yüzünü düşürdü.
"Taeyong ile... Ben gibi mi?"
"Onu kast etmek istememiştim ancak sen öyle düşünüyorsan öyledir."
"İlişkimiz sallantıda. En ufak hatamda ya da en ufak hatasında bitecek gibi. İkimiz de yara alacağımızın farkındayız. Ama bunu engelleyemiyoruz. Çünkü ilişkimiz yıllardır ne kadar güzel ilerlese de bazen güzel şeyler de bitmeli..."
"Mark... Çok çelişkili konuşuyorsun. Onu terk edemem, yıkılır diyorsun bir yandan. Bir yandan da güzel şeylerin bitebileceğini söylüyorsun. Kafamı karıştırıyorsun."
"Onun bir hatasını görmeden bu ilişkiyi bitirmem onu yıkar. Ama o benim bir hatamı görürse ya da ben onun bir hatasını görürsem daha az yıkar. Çünkü hatadan dolayı aradaki sevgi bitmeye başlar, daha kolay unutulur."
"Anladım..."
Birkaç saniye sessizliğin ardından bildirim sesiyle bozuldu bu ortam. Mark telefonunu hemen açtı ve mesajın kimden geldiğine baktı.
"Mesaj var... Taeyong'dan. Ve bu bir fotoğraf?"
"Ne fotoğrafı?"

friendzone//jaemarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin