25:: his confessing many things

1.1K 122 617
                                    

Selam önceki bölümde oylar ve yorumlar düşüktü beni 1 miktar üzdünüz o yüzden bunu bölüm başlamadan önce belli etmek istedim, lütfen pamuk eller klavyeye tşk ❤️

[Imagine Dragons-Monster]

"Sikeyim! Tony, biraz daha yavaş olmayı denesene!"

Tony pansetin ucuyla yakaladığı yeni kurşunu çekerken dik dik Steve'e baktı.

"Elimden geleni yapıyorum. Mızmızlanmayı kes."

Kana bulanmış kurşunu diğer altısının yanına, ufak metal kutunun içine bıraktı.

"Bunları Bucky mi yaptı?"

"Evet," dedi Steve ve Tony yeniden panseti teninden içeri soktuğunda dişlerini sıktı. Ayıkken birçok ameliyat geçirmişti ancak şimdi, güçsüz düşmüş bedeni ona ihanet ediyor, her zerresinin acıyla yanmasına sebep oluyordu.

"Neden?" Tony sekizinci kurşunu da çekip çıkardıktan sonra Steve'in yüzüne baktı. Yüzü hala yara ve çürük içindeydi çünkü yüzünü henüz temizlememişti. Kurşunları çıkarmanın daha acil olduğunu düşünmüştü. Onu böyle görmek, Bucky'i öldürmüş olsa da ondan daha çok nefret etmesine sebep oluyordu.

Steve konuşmak için ağzını araladığında "Sadece doğruyu söyle. Doğruyu."

"Benden istediği şeyler vardı ancak ben-"

Tony dayanamayıp lafını kesti ve içinde daha fazla tutamadığı gerçeği dile getirdi.

"İkinizin de HYDRA'dan olduğunuzu biliyorum."

Kan duyduğu sözlerle Steve'in beynine sıçrarken uzandığı yerden doğrulmaya çalıştı ancak yorgun ve yaralı vücudu ona izin vermedi, yeniden uzandığı koltuğun üzerine yığıldı.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Tony onu azarlar gibi konuştu.

"Artık biliyorsun. Burada duramam."

"Neden duramayasın?"

Çünkü bir katilim, diye düşündü. Masum ya da günahkar, sayısız can aldım. Hepsini onlar istiyor diye yaptım. Reddetmedim. Bu yıllar boyu sürdü, asla durmadım. Katil olmak artık içime işledi ve söküp atmak istesem de yapamıyorum. Bir canavara dönüştüm ancak tüm bunları sen ve lanet olası kahve gözlerindeki o hiç bilmediğim bakış hayatıma girene dek fark etmedim.

"Kalmamı istiyor olamazsın."

Tony omuz silkti. "İstemek demeyelim. Yalnızca seni fena benzetmişler ve kim olduğun fark etmeksizin sana yardım edeceğim. Karşımda kim olur olursa bunu yapardım. Herkes biraz merhameti hak eder."

Merhamet... Steve hayatında bunu ne hissetmişti, ne de hissettirilmişti. Yalnızca, kurbanlarını öldürmeden önce, "Bana biraz merhamet göster." dediklerinde duyduğu kuru bir sözdü. Neydi peki merhamet? Seviştikleri gün, Tony'nin vücudunu gördüğünde gözlerinde parlayan ışık mıydı merhamet? Öyleyse eğer, güzel bir şey olmalıydı.

Yalnızca başını sallarken seslice yutkundu ve koltuğa biraz daha yaslandı.

Panset yeniden vücudundayken acıyı biraz da olsun unutabilmek için "Bu sana nasıl hissettiriyor?" diye sordu.

"Ne?"

"HYDRA'dan olmam."

Tony yakaladığı kurşunu sertçe çekti bu sefer.

"Ah!" Steve dişlerini sıktı.

"Yerinde olsam aniden söylemezdim." Bunu da diğerlerinin yanına bırakıp Steve'in mavi gözlerine baktı. "Sana fena sinirliyim. Kafam çok karışık ama sana sonra anlatacağım şeyler yüzünden seni tamamen suçlayamıyorum."

Hunter|StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin