Benden hiç beklenmeyecek şekilde uzun bölüm çıktı
E o zaman size de bol bol yorum atmak düşer(;
•°•
Gerici sessizliği bozmak için sessiz odada yankı yapacak bir şekilde el çırptı Baekhyun. "Herkes işinin başına." Beklediği etkiyi yaratamamış olacak ki ikisi de hâlâ oldukları yerde oturuyor, baygın gözlerle Baekhyun'a bakıyorlardı.
Birkaç sessiz saniyenin sonunda, Jongin bir tepki vermeleri gerektiğini fark edip kucağındaki yastığa sarılarak esnedi. "Baekhyun biliyor musun, saat sabahın bilmem kaçı. Yani fotoğrafın çekilmesine daha yüz saat falan var. Birazcık daha uyusak nasıl olur?"
Chanyeol başıyla onaylandı. Bu, kulağa hemen başlamaya nispeten daha mantıklı bir plan gibi geliyordu. Aslında resim yapmaya hemen başlasa daha iyi olurdu. -bilirsiniz her şeyin yolunda olduğu zamanlarda bir sorun çıkacağı tutar ve tüm keyfi kaçırır, daha sonra da asla istediğiniz gibi gitmez. Bu tür şeyler, daima böyle zamanları bulur zaten. Asla boş bir vaktinize denk gelmez. Ama yine de Chanyeol'e göre birkaç saat daha dinlemekten zarar gelmezdi.
"Cidden istediğiniz bu mu?" diye sordu Baekhyun ellerini kaldırarak. "Eh iyi, siz biraz dinlenin madem. Ama ben Woo-bin'in evine gidiyorum. Saat sekize gelirken de, gülerek sizin her şeyi yetiştirmeye çalışmanızı izlerim. Nasıl fikir?"
Bir cevap veremediklerinde ise hafifçe kafasını sallayıp dışarı çıktı.
Baekhyun için ilk iş Woo-bin'in postalarını almaktı. Kapısının önündeki boyanmış tahtadan yapılmış posta kutusunun önüne geldi. Üzerine güzel bir el yazısıyla Kim Woo-bin kazınmıştı. Bütün evlerin posta kutusu standartken, Woo-bin bunu özel olarak yapmak istemiş, her ne kadar diğer evlerinkiyle uyum içinde olmasa da, sonuç çok güzel olmuştu.
Baekhyun elini içine attığında, içinden bankadan gelen birkaç posta, doğum günü davetiyesi -ki bu adamın hiç kimsenin doğum gününe gitmediğine adları gibi eminlerdi.- birkaç tane de ıvır zıvır postaları vardı.
Bankalardan gelenleri açmak belki de en gerici işti Baekhyun için. Zarfı her yırtışında adamın trilyonlarca won borcu olduğu fikri tek seferde, bütün beynine doluyor, öyle olmaması için dua ediyordu. Sırf zengin olmak için, bir adamı canlı gibi göstermeye çalışırken planının ters tepip borç batağına düşmek, girebilecekleri en saçma durumdu, o an için.
Felaket.
Baekhyun, kendi bile ne boklar olabileceğini akıl edebiliyorsa Chanyeol'ün tepkisi çok delice bir şey olurdu. 'Ben o kadar parayı nereden bulabilirim? Kapıcıyım ben!' diye bağırmaya başlardı herhalde.
Ya da sanki makinenin ellerinden gitmesi, tüm borçlarını kapatacakmış gibi, tek kelime etmeden direkt polisi arardı büyük ihtimalle.
Jongin ise gülmeye başlayıp 'Her gün striptiz kulüplerinde kadınları dans ettirmek için kredi çektiğine yemin edebilirim.' diyip hayalini kurmaya başlardı. 'Bu adamla gurur duyuyorum. Alkolik falan ama ağız tadını çok iyi biliyor.'
Baekhyun zarfların hepsini açmayı bitirince bankaya borcu olmadığını görmüş, derin bir iç çekerek rahatlamıştı. Rahatladığı andan itibaren ise en yakın arkadaşı ve sevgilisinin tepkileri aklından tamamen kaybolmuştu.
Ne sevgili ama.
Zarfların arasında sadece bir tane doğum günü kartı bulunuyordu. Başta Baekhyun gelemediği için özür mektubu yazacakken bunu gönderen kadınla Woo-bin'in yakınlık derecesini bilmediği için geri göndermekten vazgeçti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playing with Time :: ChanBaek
FanfictionÜç kişi, geleceği çeken bir fotoğraf makinesi bulmuştu. Başlarına geleceklerden ise tamamen habersizlerdi. •°• Çift: ChanBaek Tür: Hayran Kurgu Film uyarlamasıdır.