BEN BURALARI ÇOK ÖZLEMİŞİMM
•°•
Hayatınızda yapmamanız gereken şeyler vardır. Bedellerine katlanmanız gereken ama bedeli, çok ağır şeyler... Belki etik olarak onu yapmanız doğru değildir ama yine de yapmak zorunda olduğunuz gerçeği yüzünüze sürekli vurmaya başlar. İlk önce yavaş yavaş gelir sizi yapmaya iten sebepler. Fark etmemiş gibi yapar, göz ardı etmeye çalışırsınız ta ki göz ardı edemeyecek boyuta gelene kadar.
Bu sefer de başka yollarla halletmeye çalışırsınız, en kesin yola bulaşmamak için elinizden geleni yaparsınız. Evet, elinizden geleni yaptığınızı biliyorum. Herkes biliyor, bazıları bunu görmezden gelse de evet, herkes elinizden geleni yaptığınızı içten içe biliyor. Ama sorun bu değil; sonrasında o boş vaatlerle dolu çözümlerinizin bir işe yaramadığını anladığınızda asıl aydınlanmayı yaşarsınız. Asıl sorun burada başlıyor. Ne denli tehlikeli bir durumda olduğunuzu ancak anlarsınız. Olsun, geç olsun, güç olmasın. En azından asıl yapmanız gereken şeyi artık biliyorsunuz.
Bu yapacağınız şeyin son çareniz olduğuna da eminim, Tanrı üzerine yemin ederek bana kendinizi masum çıkartmanız lüzum değil. Siz bunu denememek için çok uğraştınız ama kader bütün kötülükleri peş peşe serdi. Her zamanki gibi kader suçlu, siz değil; bütün bunları yapan da kaderdi, siz değil. Yakında olacaklardan da aynen sizlerde de olduğu gibi kader sorumluydu; Jongin değil.
Değil mi?
Sonuçta hayatları artık sürmüyordu ve böyle devam edemezlerdi. Rahatlığın adamı olan Kim Jongin, tüm günlerini korkarak ve kaçarak devam ettiremezdi. Yani artık değil.
Masanın üstüne koyduğu birkaç alet, ona tüm bunlardan çıkış olarak sunulan bir fırsat gibiydi. En önde çekiç, duruyordu; belki de işe yarayacağını en çok umduğu şeydi o. Her zaman oturdukları koltuğun altındaki boşluğa koydu onu. Daha iyi bir yer düşünemiyordu, kolay ulaşılabilecek ve başkaların şansa bulamayacağı yerlerden biriydi orası.
Koca beyzbol sopasını eline aldı bu sefer, bu sopa eve olan nadir katkılarından biriydi Jongin'in. Zaten tek kullanan kendisiydi ya, her neyse sonuçta bu da bir katkıydı işte. Beyzbol sopasını her zamanki gibi kapı kenarına koydu. Zaten sürekli yeri değiştiğinden göz önünde olması da dikkat çekmezdi, son derece normal görünüyordu.
Sonra da golf sopası gözüne ilişince, onu başta nereye koyacağını bilemedi. O sürekli Jongin'in odasında durur, Jongin'in lisede ne kadar sportif bir kişiliği olduğunu ortaya koyardı. Zaten Jongin'in becerebildiği tek şey spordu, ne derslere beyni basar ne de sanatıyla insanların gözünü kamaştırırdı. golf sopasını oturma odasının kapısının üstüne koydu. Oradaki çıkıntı, golf sopasının oraya saklanması için yaratılmıştı âdeta.
Arkadan Baekhyun ve Chanyeol'ün flörtöz sesleri gelirken kendi kendine gülüp bıçağı eline aldı. Karanlık, sadece dışarıdaki lambaların aydınlattığı odada parmağını keskin uca sürterken tam bir psikopat gibi hissetmekten kendini alamadı. Gerilim filmlerinde, favori karakteri herkese zarar veren canilerdi ve şu an kendi de o durumda gibiydi. Artık favori karakteri kendiydi, tamam ama cidden yapacak mıydı bunu? Başka bir şansı var mıydı ki? Eğer varsa birinin acilen gelip ona yardım etmesi gerekiyordu. Yoksa tatsız durumların içine sokabilirdi insanları.
Her zaman beraber oturdukları geniş kanepenin en sağına geçip bıçağı kanepe yastığının altına doğru sıkıştırdı. Birinin tesadüfen oraya elini atıp bıçağı bulması imkansız gibiydi. Bu da orayı ideal yer yapıyordu. Birkaç kere hızlı hareketlerle bıçağı bulunduğu yerden çıkartıp savurmuştu ileri doğru. Ne kadar ileri doğru savurabileceğini gördüğünde köşedeki sandalyeyi biraz daha kendine yaklaştırdı. Tekrar geriye yaslandı ve bıçağı kanepe yastığının altına ittirdi. Ve aynı hareketleri savurduğu bıçak sandalyenin sırt kısmını yarana dek tekrarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playing with Time :: ChanBaek
FanfictionÜç kişi, geleceği çeken bir fotoğraf makinesi bulmuştu. Başlarına geleceklerden ise tamamen habersizlerdi. •°• Çift: ChanBaek Tür: Hayran Kurgu Film uyarlamasıdır.