İÇİM İÇİME SIĞMIYOR BİR SONRAKİ BÖLÜM VAR YA FENA BOMBA BİR ŞEY OLACAK HADİ HEMEN DİĞER BÖLÜME GEÇELİM.
AYRICA NE? SON İKİ BÖLÜM MÜ?
PS: şarkıyla okumanız şiddetle önerilir
°•°
"Anladığım kadarıyla önce hastalandı sonra taşındı. Hatta o kadar yakınmışsınız ki şapkasını size bırakmış. Çok tatlı."
Kadının gözü askılıktaki fötr şapkaya takılmıştı. Daha sonra da takım elbisesinin önünden bir tabancayı Chanyeol'e doğrulttu.
•°•
"Woo-bin'e ne yaptınız?"
İki genç, kadının tabancasını gördükleri zaman ani refleksle ilk hareketlerini yapmışlardı. Chanyeol kafasını arkaya çevirip iki eliyle başının arkasını siper ederken Jongin ise eşofmanının arka cebindeki tabancaya el atmış, çıkarmak üzereydi.
Chanyeol kadının bir şey yapmadığını görünce normal haline dönüp Jongin'in arka cebine elini bastırdı tabancayı çıkarmasını önlemek için. Çünkü asıl sorun, ortada iki tabanca varken başlardı. O an konuşarak kadını ikna etmeleri daha olası ve sorunsuzdu.
"Kim Woo-bin'e ne oldu?" diye hışımla sorusunu biraz değiştirerek tekrar etti kadın. Beklediği her saniye sinir seviyesi artıyor, Chanyeollerin onu ikna etme ihtimalleri ise azalıyordu besbelli.
"Bekleyin gösterelim."
Jongin, Chanyeol'ün lafının üzerine hızlı bir şekilde kafasını ona çevirdi. Şok olmuş bakışlarını aralarında en fazla bir iki santim olana doğru diktiğinde Chanyeol'ün kararlı bir şekilde kadına baktığını gördü. Ne diyordu bu gerizekalı? Cidden üç ölünün bulunduğu odaya kadını sokmayacaktı değil mi? Üstelik adamın ölümü için onları suçlamaması için hiçbir sebep yoktu bu Woo-bin'in arkadaş bozuntusunun. Her şey tam tıkırına girmişken başlarına tekrar bela almışlardı işte.
"İndirin silahınızı lütfen. Jongin üstüne bir şeyler al, sonra da hızlıca gel. Duydun beni, bakma sinirli sinirli arkamdan."
Jongin uflayarak yarı çıplak bedenine bir şeyler geçirmeye gitti. Arkasını onlara döndüğünde seri bir hamleyle arka cebindeki tabancayı önüne aldı. Başka birisi olsa, o gerginlikte bunu yapmayı akıl edemezdi. Jongin'deki bu zeka ve çeviklik, Chanyeol'deki insanları ikna etme ve konuşma becerisi oldukça kimse bu ikilinin önünde duramazdı. Ancak birbirleri alt edebilirdi kendilerini.
Jongin geri döndüğünde Chanyeol'ü hala kadınla konuşurken buldu. Kapıyı kapatıp depoya doğru yol almaya başlamışlardı. İkisi de Baekhyun'a seslenmemiş, uyanmaması için ellerinden geleni yapmışlardı. Şu anki riskin içine birini daha atmaya gerek yoktu. Bu kadın sorununu Jongin ve Chanyeol beraber çözeceklerdi.
6 numarası kazınmış depo kapısını açtıklarında Jongin, Woo-bin dışındaki iki bedeni Chanyeol'ün tekrar sardığını hatırlayınca rahatlayarak dışarı verdi tuttuğu nefesi. Depoda sadece birkaç eşya olsa da sarılı bedenler, onların aralarına o kadar iyi kamufle olmuşlardı ki nerede olduklarını Jongin bile anlamıyordu.
"Geçen haftalarda bulduk Bay Kim'i. Yemin ederiz bir şey yapmadık biz. Depoya girdiğimizde vücudu tıpkı böyle simsiyahtı. Kömür karasıydı, yanmış gibiydi. Ama onun aksine kıyafetleri gördüğünüz gibi yepyeni." Woo-bin'in üzerindeki tozları eliyle çabuk bir el hareketiyle silkeleyerek kadına ispat etti Chanyeol.
Kadının da zaten inanmıyor gibi bir havası yoktu. Sadece yüzüne acı bir ifade yerleştirmişti. Arkadaşını bu durumda görmek korkunç bir his olmalıydı tabii. Hareketsiz, kaskatı kesilmiş ölü bir beden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playing with Time :: ChanBaek
Hayran KurguÜç kişi, geleceği çeken bir fotoğraf makinesi bulmuştu. Başlarına geleceklerden ise tamamen habersizlerdi. •°• Çift: ChanBaek Tür: Hayran Kurgu Film uyarlamasıdır.