Gün ışığı yüzüne vurduğunda uykunun huzurlu kollarından uzaklaşan Malfoy, yavaşça gözlerini araladı. Yatağında olmadığını fark etmesi ve gece uyuyakalmadan önceki dakikaları hatırlamasıyla elinde olmadan gülümsemeye başlamıştı. Potter koltuğa iyice yayıldığından olsa gerek, Malfoy'un başı, Potter'ın göğsüne doğru kaymıştı. Doğrusu ikisi için de pek rahat bir uyku pozisyonu sayılmazdı ama Malfoy'un hiç şikayeti yoktu.
Camdan içeri sızan ve direkt olarak koltuğa doğru yayılan ışığın Potter'ı uyandırmasını istemiyordu. Kolunun altında hissettiği asasını alırken olabildiğince hareketsiz kalmaya çalıştı. Ardından asayı pencereye doğru sallayarak perdenin kapanmasını sağladı. Acaba, diye geçirdi içinden. Potter da kendisi gibi uyuya mı kalmıştı? Yoksa Malfoy'un saçlarını okşarken uyumayı tercih mi etmişti?
Birkaç dakika boyunca yeniden uyuyabilmeyi umarak öylece yatmaya devam ettiyse de başarılı olamamıştı. Yine de halinden memnundu ve Potter uyanana kadar tadını çıkarabilirdi. Ya da... Bir seferliğine bencil olmamayı deneyebilirdi. Onun rahat uyuyamadığını, gördüğü kabuslar yüzünden uykularının bölündüğünü biliyordu. O yüzden Potter'ın biraz daha rahat etmesini sağlamak, hiç değilse beş dakika bile olsa fazladan uyumasına yardımcı olmak istiyordu. Bu pozisyonda kalmasının faydası olmayacağını düşündü.
Hala elinde tuttuğu asasını bir kez daha sallayarak iyi bir sessizlik büyüsü yaptı. Böylece evde olacak herhangi bir sesi duymasına engel olacaktı. Sonra istemeye istemeye doğruldu, koltuktan kalktı ve hala derin uykuda olduğundan emin olmak için Potter'ın yüzünü dikkatle incelerken nefes alışverişini dinledi. Sorun yoktu. Hala yüzünde olduğu için, onun da kendisi gibi uyuyakaldığını düşündüren gözlüğünü yavaşça alıp sehpaya bıraktı. Potter'ın uyumadan önce sehpaya uzattığı bacakları da hala oradaydı. Dokunmanın uykusunu böleceğini düşündüğü için bir kez daha büyüye başvurmaya karar verdi. Potter'ın yavaşça havalanan bacakları Malfoy'un asasını takip ederek koltuğu buldu. Sert zeminden yumuşak zemine geçişi Potter'a anında iyi gelmiş olmalıydı ki biraz homurdanarak ve kıpırdanarak kendi kendine en rahat pozisyonu bulmuştu.
Malfoy dikildiği yerden kısa bir süre için Potter'ı izledi. Ardından duymayacağını bilmenin rahatlığıyla yürüyerek salondan çıktı. Amacı banyoya gitmekti. Ancak buraya her gün geliyor olmasına rağmen hiç girmediği odanın kapısı çekti dikkatini. Bakışları iki kapı arasında gidip gelirken oldukça kararsızdı. Derin bir iç çekti. Diğer odaya girmenin yanlış olacağını ve Potter'ı kızdıracağını hissediyordu. Girmemeliydi.
Yine de o kapıya yöneldi.
Kilitli değildi. Kapıyı iyice araladığında ilk gördüğü çift kişilik bir yatak oldu. Hemen karşı duvarda bir gardırop vardı. Böyle bakınca oldukça sıradan bir yatak odasıydı. Potter'ın neden burayı kullanmadığına anlam vermeye çalıştı. İçeri doğru birkaç adım atıp etrafa daha dikkatli bakmaya başladı. Kapının hemen yanındaki duvarda bir ayna asılıydı. O tarafa yöneldi ve aynanın karşısına dikildi. Potter'ın neden burada uyumadığına dair bir tahmini vardı artık.
Aynanın çerçevesine fotoğraflar sıkıştırılmıştı. Malfoy'un gözüne ilk takılan Weasley, Granger ve Potter'ın fotoğrafı oldu. Hogwarts cüppeleri vardı üzerlerinde. Fotoğrafın birinci yıla ait olduğunu anlamak için Potter'a bakması yeterli olmuştu.
Bir diğer fotoğraf oldukça kalabalıktı. Beşinci sınıfta Potter'ın diğer öğrencilere ders verdiği zamana ait olmalıydı. Dumbledore'un Ordusu, diye geçirdi içinden. Bakışları o kadar kişinin arasında elbette bir kişiye odaklanmıştı. Potter'a. Önde, herkesin ortasında dikiliyordu. Bakışlarındaki kararlılığı fotoğraftan bile hissedebiliyordu Malfoy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obliviate | Lost Memories
Fanfictionİki ay önce biten savaşın ardından herkes toparlanmaya, yaralarını sarmaya çalışıyor. Büyücü dünyasında neredeyse herkesin kahraman olarak kabul ettiği Harry Potter ortalarda görünmüyor. Yoğun sorgulamaların ve mahkemelerin ardından Azkaban'dan kurt...