Ortam fazlasıyla gergindi. Draco böyle bir şeyi asla yapmazdı, yapmayacaktı. Ron ve Hermione ise her ihtimale karşı asalarını Draco'ya doğru tutarken Harry'nin saçmaladığını anlamasını umuyorlardı. Ancak anlayacak gibi görünmüyordu ve ciddiyeti diğerlerini endişelendiriyordu.
"Yapmayacağım," diye tekrarladı Draco. "Benden bunu isteyemezsin."
"İsteyebilirim ve istiyorum."
Hermione dayanamadı ve asasını indirip Harry'ye döndü. "Durumu özetlememe izin ver. Malfoy'un sana Cruciatus uygulamasını istiyorsun -ki bu affedilemez lanetlerden oluyor. Hafızanın yerine gelme garantisi olmadığı halde ölümüne acı çekmek istiyorsun. Sonucunda delirebilir veya hafızanı tamamen kaybedebilirsin. Malfoy da affedilemez laneti uyguladığı için zaten yakından takip edildiği bakanlık tarafından Azkaban'a gönderilir. Doğru muyum, Harry?"
"Tam anlamıyla," dedi Harry.
"Harika," derken asasını bir kez daha Draco'ya doğrulttu Hermione.
"Ayrıca bunu isteyen benim. Eğer Azkaban'a girmekten endişeleniyorsan buna engel olab-"
"Kes sesini," derken sinirle bir adım yaklaştı Draco. "Azkaban'a girmek umurumda mı sanıyorsun? Sana gösterebileceğim anıları 'hatırlayabil' diye acı çekmene izin vermeyeceğim. Beni cezalandırmak için bulduğun yöntem harika ama, hakkını vermeliyim." Draco acı acı güldü. "Buraya bunun için çağırdığına göre kalmama gerek yok," dedikten sonra arkasını dönüp kapıya yöneldi.
"Anlamıyorsunuz!" diye bağırdığında, Draco olduğu yerde durup yeniden Harry'ye döndü. "Hissedemiyorum! Bana istediğin kadar gösterebilir ya da anlatabilirsin. Bu benim için başkasının anılarını dinlemekten farksız. Hissedemiyorum. Mutlu olduğumu görüyorum ama nasıl hissettirdiğini bilmiyorum. Quidditch sahasında Snitch'i yakalamak için bana yaklaştığında aklımdan neler geçtiğini bilmiyorum. Senden hoşlandığımı nasıl anladığımı bilmiyorum. Sana söylemek isteyip de söyleyemediğim hiçbir şeyi bilmiyorum, Draco. Beni korumak için böyle bir şeyi göze alabileceğin kadar değerli bir ilişkimiz varmış ve sen bana ne kadarını izletirsen izlet, kendi açımdan nasıl bir şey olduğunu asla anlayamayacağım."
Harry konuşurken sesinin titremesini ya da üçünün karşısında ne kadar güçsüz görünüyor olmasını umursamadı. Hermione bile Draco'yu anlamaya çalışırken, Harry'yi anlamayı denemiyor gibiydi. Hiçbiri Harry'nin açısından bakmıyordu ve bu onu çıldırtmak üzereydi.
"Zarar görmemden endişelendiğinizi biliyorum ama bahsettiğimiz şey benim bir parçam. Zaten benim olanı, daha en başta kaybetmemem gerekeni geri istiyorum. Görmek değil, hatırlamak istiyorum. Bu benim hayatım, alacağım risk bana ait. Hiçbirinizin buna karışmaya hakkı yok. Eğer bunu yapmayacaksan hafızamı yeniden sil, daha iyi. Çünkü bu şekilde hatırlamaktansa tamamen unutmayı tercih ederim."
"Harry," dedi Ron hayretler içinde. "Lütfen mantıklı düşün. Yeterince acı çekmedin mi?"
"Başka bir yolu mutlaka vardır, araştırırı-"
"Tamam," diye araya girdi Draco. "İstediğin buysa," diyerek asasını Harry'ye doğrulttu.
"Sakın!" diye bağırırken Harry'nin önüne geçti Ron, asası hazır bir şekilde bekliyordu. Hermione de aynı şekilde tamamen Draco'ya odaklanmıştı.
"Sakin olun, Malfoy, asanı indir lütfen. Harry ne dediğini bil-"
"Karışmayın, ben ne istediğimi biliyorum. Buna katlanabilirim! Çekil önümden, Ron!" Ron'u omzundan tutup kenara doğru iterek Draco'ya doğru bir adım attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obliviate | Lost Memories
Hayran Kurguİki ay önce biten savaşın ardından herkes toparlanmaya, yaralarını sarmaya çalışıyor. Büyücü dünyasında neredeyse herkesin kahraman olarak kabul ettiği Harry Potter ortalarda görünmüyor. Yoğun sorgulamaların ve mahkemelerin ardından Azkaban'dan kurt...