Bölüm 22

11.4K 903 2K
                                    

      Büyük salon fısıldaşmalar eşliğinde dedikoduyla çalkalanırken ikisi de kendi bina masalarına yerleştiler. Draco, binasındaki alt sınıflar tarafından şaşkın ama neşeli bir şekilde karşılanmıştı. Pansy, Blaise ve kendisi dışında sekizinci yıl için dönen birkaç Slytherin daha vardı sadece. Onlar da pek göz önünde olmayan kişilerdi. Draco'nun Ölüm Yiyen damgasından sonra Hogwarts'a dönmesi herkesi olduğu gibi Slytherin'leri de şaşırtmıştı haliyle. Birçoğu durumdan memnundu. Özellikle savaştan sonra sadece Slytherin olmalarının bile kötü muamele görmelerine yeteceğini biliyorlardı. Draco Malfoy ise onları koruyabilecek güçlü bir temsilciydi gözlerinde. Ufak bir kısım ise durumdan hoşnut değildi çünkü Draco koruyucudan ziyade topa tutulmalarına asıl sebep olacak kişiydi. Ancak olayların ne yönde ilerleyeceğinden kimse emin değildi.

      Gryffindor'da ise durum daha farklıydı. Harry'nin dönüşü Gryffindor'ların tamamını, hatta neredeyse salondaki öğrencilerin ve öğretmenlerin tamamını memnun etmişti. O yüzden Harry'nin tarafında karşılama daha coşkuluydu. Slytherin'in aksine sekizinci yıl için dönenlerin sayısı da daha fazlaydı. Dean, Seamus, Neville de dönenler arasındaydı. Yedinci yılında olan arkadaşlarını da gördüğünde Harry biraz daha iyi hissetmeye başlamıştı. Gerçekten evindeydi.

      Harry ve Draco'nun birbirlerine bolca kaçamak bakışlar attıkları yemeğin sonlarına doğru Harry'nin arkasından yaklaşan birisi, "Hey, Harry," dedi.

      Harry arkaya doğru döndüğünde ve Luna'yı gördüğünde gülümseyerek yerinden kalktı. "Hey, Luna." Luna'yı görmek Harry'ye her zaman iyi gelirdi. Onun garip biri olduğu konusunda herkesle hemfikirdi ancak çoğu konuda Luna'yı anlayabiliyordu.

      "Seni gördüğüme sevindim," dedi Luna.

      "Ben de seni," diye cevapladı ve hafifçe sarıldı.

      Ufak bir sarılmanın ardından ayrıldıklarında, Harry ve Draco daha içeri girdikleri andan beri herkesin aklındaki şeyi çekinmeden dile getirdi Luna.

      "Tebrik ederim," dedi kibarca. "Draco Malfoy ile birliktesiniz sanırım. Yakışmışsınız."

      Bu söylediği yanlarında dikildikleri Gryffindor'ların kıkırdamasına neden olurken Harry kızardığını hissetti. "Şey-evet, teşekkür ederim...?"

      "Gerçek mi yani?" diye sordu Seamus araya girerek. "Birbirinizi öldürmeye çalıştığınızı sanıyordum!"

      Ron ona katıldığını belli edercesine kafasını sallarken Harry cevap veremedi çünkü salonda McGonagall'ın sesi yankılandı.

      "Bu güzel yemeğin ardından herkes yatakhanelerine dönebilir. Birinci sınıflar lütfen başkanlarınızı takip edin. Sekizinci sınıflar ise buraya gelirseniz sevinirim, sizin için bir duyurum olacak."

      Diğer öğrenciler masalarından kalkıp Büyük Salon'un çıkışına doğru giderken, sekizinci sınıf için dönenler McGonagall'ın önüne ilerlediler. Salon tamamen boşaldığında McGonagall önünde dikilen öğrencilere gülümseyerek bakmaya başladı.

      "Hepiniz hoş geldiniz," diye girdi söze. "Dönmeye karar verdiğiniz için gerçekten memnun olduğumu belirtmeliyim, çocuklar. Umarım hepiniz için huzurlu bir yıl olur ve sınavlarınızı başarıyla geçersiniz. Birbirimizi sık sık göreceğimiz için sizi şimdi uzun uzun tutmayacağım. Söylemem gereken önemli bir şey var."

      McGonagall konuşurken Draco çaktırmadan yan yan ilerleyerek Harry'nin arkasına kadar gelmişti. Dikkatleri üzerine çekmek istemiyordu ama yine de kendine engel olamadı ve çenesini Harry'nin omzuna yerleştirdi. Harry başta irkilse de kim olduğunu fark ettiğinde utançtan yerin dibine girmek üzereydi. Haliyle McGonagall'ın konuşmasına odaklanması biraz zaman aldı.

Obliviate | Lost MemoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin