Dersler bittikten sonra Harry, Ron ve Hermione birlikte vakit geçirmek istedikleri için diğerlerinden ayrıldılar. Okuldaki ilk günlerini beraber geçirmek istemelerini Draco anlayışla karşılamış, itiraz etmemişti. Hatta Harry ona katılabileceğini söylediğinde, "Siz iki aptal, bir çok bilmiş ile vakit geçirmekten daha önemli işlerim var, Potter," diyerek reddetmişti. Elbette bunun alt metninde, "Arkadaşlarınla yalnız vakit geçirmenin sana iyi geleceğini düşünüyorum," yatıyordu ama bunu dile getirmeyecek kadar... Draco'ydu.
Altın üçlü vakit kaybetmeden Hagrid'in kulübesine gittiler. Birinci sınıfları karşılayıp Hogwarts'a getirdikten sonra kulübesine döndüğü için önceki gün Harry'yi görmemişti. Bugün ise alt sınıflara olan derslerinden dolayı tüm gününü ormanda geçirmişti. Sonunda Harry'yi, Ron'u ve Hermione'yi karşısında gördüğünde ağlamaklı bir şekilde sarıldı hepsine. Sıcacık kulübede oturup uzun uzun sohbet ettiler. Norberta'dan konuştular. Norbert olarak gözlerinin önünde yumurtadan çıkan ejderhanın aslında dişi olduğunu öğrenmek hepsi için garip olmuştu ama Norberta'ya kısa sürede alışmışlardı. Norberta anılarına rağmen hala bir ejderha yetiştirme arzusu bulunan Hagrid'in taş gibi kurabiyelerinden yerken bile mutluydular.
Sohbet dönüp dolaşıp Harry ve Draco'ya geldiğinde ise Harry açısından ortam anında garipleşivermişti. Draco'nun Şahgaga'nın ölümüne sebep olduğunu, babasının Hagrid'e karşı yaptıklarını düşününce elinde olmadan gerilmişti. Her ne kadar Şahgaga'yı kurtarmış olsalar ve Lucius'un hareketlerinden zarar görmemiş olsa bile...
"Malfoy çocuğu, ha?" diye sorarken kızmış gibi görünmüyordu Hagrid. "Şaşırdığımı itiraf etmeliyim, Harry. Yine de sen değiştiğini düşünüyorsan bize bir şey söylemek düşmez, he?"
"Teşekkür ederim," dedi Harry. Draco ile olan ilişkisine yapılan yorumlara teşekkür etmek bile garipti. Belki de ilişkilerini gizlememeyi teklif etmemeliydi. En azından Hogwarts'ta oldukları sürece kimseye açıklama yapmak zorunda kalmazdı.
"Eğer seni üzecek bir şey yaparsa onu Hipogriflere yem edeceğimi söyle. Sanırım iş görür."
Ron, "Beni öldürdü, beni öldürdü!" diye Draco'yu taklit ettiğinde küçücük kulübe kahkahalara boğuldu. Harry bile gülüyordu.
•
Keyifli bir akşamın ardından yemeğe yetişmek için kulübeden ayrıldılar. Kaleye doğru gülerek ilerlerken, Harry'nin adını hatırlamadığı ama üçüncü sınıf olduğunu tahmin ettiği bir Gryffindor koşarak onlara yaklaşıyordu.
"Hey, sorun ne?" diye sordu Ron. Bir anda üçünün de stres seviyesi yükselmişti. Böyle aksiyonların onlar için hiçbir zaman normal sonuçlanmadığını düşününce...
"Şey-" derken nefeslenmeye çalıştı çocuk. "Son sınıflardan bazı Ravenclaw ve Gryffindor'lar," dedi çekinerek. "Birkaç küçük Slytherin'lerle uğraşıyorlardı. Sonra Draco Malfoy araya girdi ama-"
Harry devamını duymayı beklemeden kaleye doğru koşturmaya başlamıştı. Diğerleri de peşinden koşarken çocuk açıklama yapmaya devam ediyordu. "Ama olay büyüdü sanırım, sizi bulmam için gönderdiler beni."
"Neredeler?" diye sordu Hermione.
"Orta Bahçe'de."
"Harry, eminim büyük bir sorun yoktur. Olsa profesörler müdahale ederdi, değil mi?"
Harry cevap vermedi. Orta Bahçe'ye yaklaştıklarında bir grup öğrencinin hararetli bir tartışmanın ortasında olduğu belliydi. Draco ise saçlarıyla kendini net bir şekilde belli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obliviate | Lost Memories
Hayran Kurguİki ay önce biten savaşın ardından herkes toparlanmaya, yaralarını sarmaya çalışıyor. Büyücü dünyasında neredeyse herkesin kahraman olarak kabul ettiği Harry Potter ortalarda görünmüyor. Yoğun sorgulamaların ve mahkemelerin ardından Azkaban'dan kurt...